Ben zengin bir iş adamının özel şoförüyüm, patronum çok iyi bir adamdı, maaşımı gününde öder arada bahşiş verirdi. İki kızı bir oğlu var arada onları okula bırakırdım.patronumun karısı çok güzel alımlı havalı bir kadındı ama eşine çok aşık gibi görünüyordu hergun onu yolcu etmek için arabanın yanına kadar gelirdi. Birgün patronumu aldım işyerine götürüyordum birden bana dur dedi, kenara çektim sana çok özel bir durumdan bahsedecegim dedi. Buyrun efendim dedim. Uzun zamandır eşimle alakalı bazı şüphelerim var, artık bundan kurtulmak istiyorum sadece sana guvenebilirim dedi, çok şaşırmıştım, sizin için neyapabilirim efendim dedim. Beni yarın evden alacaksin evden biraz uzakta bırakacaksın ben işe taksiyle gideceğim sen eve geri dönüp köşede eşimin çıkmasını bekleyeceksin, eminimki benden bir süre sonra evden çıkacaktır, sonra gün boyu onu takip edip nereye giderse kiminle görüşürse resim çekeceksin dedi. Bunu senden istemeye utanıyorum ama mecburum yoksa aklımı kaciracagim dedi. Koskoca zengin iş adamı Vahap bey çaresizdi çok üzüldüm ama nasıl yapacaktim böyle birseyi ? Başka çare yoktu yapacaktim tamam efendim nasıl isterseniz dedim. Ertesi gün oldu sabah aynı saatte Vahap bey geldi arabaya, karısı herzamanki gibi onu yolcu etmeye arabanın yanına kadar geldi kocasını öptü uğurladı. İlerde iki sokak ötede durduk Vahap bey taksiyi ayarlamış arabadan inerken bana döndü sakın hata yapmayasın sana güveniyorum dedi ve gitti. Ben hemen geri dönüp evinin köşesinde kör bir noktada beklemeye başladım. 2 saat geçti eşi hala çıkmadı, bir müddet sonra telefonum çaldı amam allahim arayan patronumun esiydi açtım telefonu, buyrun efendim dedim, kocamı isyerine biraktinmi diye sordu, ben biraz şaşkın ve korkulu bir sesle evet efendim dedim, ozaman hemen buraya gelirmisin çok önemli dedi, tamam efendim geliyorum dedim telefonu kapattım. İçimden bir ses Vahap beyi ara durumu anlat dedi ama neden bilmiyorum bunu yapmak istemedim ve eve gittim kapıyı aralıklı bırakmıştı içeri doğru girdim.. devamını okumak için diğer sayfaya gecebilirsiniz.
Evin kapısından içeri girdim. İçeride büyük bir sessizlik vardı, sadece hafif bir parfüm kokusu yayıldı etrafa. Adımlarımı dikkatlice atarak ilerledim. Salonun kapısı aralıktı. Kapıyı nazikçe itip içeri baktığımda, patronumun eşi, o her zamanki alımlı haliyle, karşımda duruyordu. Yüzünde sakin ama derin bir bakış vardı. Ne söyleyeceğini kestiremiyordum.
“Gel, otur” dedi, eliyle bana koltuğu işaret ederek. Sessizce oturdum. Kalbim hızla atıyordu, neyin ortasında olduğumu anlamaya çalışıyordum.
“Sanırım Vahap sana bazı şeylerden bahsetti,” dedi. Kafamı hafifçe salladım, ama ne demek istediğini tam anlayamıyordum.
“Sana gerçeği anlatmam gerekiyor,” diye devam etti. “Vahap, yıllardır bana güvenmiyor. Sürekli beni takip ettiriyor, her hareketimi izliyor. Ama bilmediği bir şey var; ben ona asla ihanet etmedim.” Sesi titremeye başlamıştı, ama aynı zamanda kararlıydı.
“Şüpheleri onun zihnini yiyor, beni suçluyor, ama aslında sorun onun içinde. Beni kaybetmekten korkuyor ama bunu yaparken bana olan sevgisini de yok ediyor.”
Bir an duraksadı, gözlerimin içine baktı. “Senin bu oyunun bir parçası olmanı istemiyorum. Vahap seni bu işin içine soktu ama ben senden sadece bir şey istiyorum: Doğru olanı yap.”
Sözleri kafamda yankılanıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Patronum bana güvenmişti, ama şimdi onun eşi bambaşka bir gerçeği önüme seriyordu. Bu durumda kime inanmalıydım?
“Vahap’ı kaybetmek istemiyorum,” diye devam etti. “Ama onun bu şüpheleri yüzünden evliliğimiz mahvoluyor. Eğer bana yardım edersen, bu işin sonunu getirebiliriz.”
Düşünceler beynimde dolaşıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, ama bir karar vermem gerektiği kesindi.
Kapıdan çıkarken patronumun eşi arkamdan son kez seslendi: “Unutma, doğru olanı yap.”
Artık dışarıdaydım, arabaya binip düşünceler içinde kaybolmuştum. Patronumu mu aramalıydım, yoksa bu işin nereye varacağını mı izlemeliydim?