Kardeşinin vefatı sonrasında, çeşit çeşit hastalığıyla uğraşamadığı ve sürekli "çürük tohum" diyerek hor gördüğü oğlunu çocuk esirgeme kurumuna veren baba tam on sene sonra bir okulun kapısında karşılaşır oğluyla. O an tanımıştır evladını. Delikanlı olmuştur artık. Ne yatalaklığı kalmıştır, nede başka bir hastalığı... Adam asla iyileşemeyeceğini düşündüğü oğluna dehşetle bakmaktadır o an. Işıl ışıl gözleri, ay gibi parlak yüzünü pişmanlıkla seyreder. -"Ben senden adam olmaz diye..
Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
"Ben senden adam olmaz diye düşünürdüm hep. Nasıl bu hale gelebildin? Zıpkın gibi delikanlı olmuşsun-" diye sorar oğluna.. O an nemli gözlerle bir zamanlar kendini hor gören adama bakar delikanlı. Ve az ileride kendisine doğru gülümseyerek yaklaşan onu evlatlık edinen yaşlı kadını işaret eder. Ve şöyle der onun için artık hiçbir anlam ifade etmeyen adama:
O an nemli gözlerle bir zamanlar kendini hor gören adama bakar delikanlı. Ve az ileride kendisine doğru gülümseyerek yaklaşan onu evlatlık edinen yaşlı kadını işaret eder. Ve şöyle der onun için artık hiçbir anlam ifade etmeyen adama: -"Hani sen, beni kuruma verirken çürük tohum yeşermez deyip beni istemedin ya. O kadın senden sonra beni evlat edindi...Ve şefkatli ellerini başımdan hiç eksik etmeden, sevgiyle sulanan her tohum yeşerir dedi." Suat Özge Özpirinçci ~Alıntıdır~