5. Bölüm: Birliğin Yeniden Doğuşu
Kerem inzibatlar tarafından götürüldü. Orgeneral Gürsoy, annesi ve yeğeninin dinlenmesi için en temiz misafir odasını hazırlattı. Fatma Nine, yemeğinin kalanını Ali’ye ikram etti. “Kuzum, şimdilik bununla idare et,” dedi.
Orgeneral Gürsoy, subaylara seslendi: “Bizim korumamız gereken, sınırın ötesindeki düşman değil, anaların yüreğidir. Asker milletin hizmetinde en alçakta fedakarlık edendir. Bugünü bir ders olarak kabul edin. Halka hizmet anlayışınızı kökünden gözden geçirin.”
Albay Demir, birliğin tüm subay ve asubaylarını tören alanında topladı. “Bugün hepimiz için bir utanç günüdür,” dedi. “Nizamiye’de nöbetçi askerler, misafirleri kendi ana babasını karşılıyormuş gibi davranacaktır. Hafta sonları aile ile asker ocağında bir gün olacak. Şehit ailelerini, yaşlıları ziyaret edeceğiz.”
6. Bölüm: Kibirden Affa
Kerem Yalçın, hücresinde öfke ve inkarla doluydu. Ama zamanla, çiğnediği yemeklerin ve yaşlı kadının yüzünün kabusu oldu. Bir gece, annesinin tren garında ona verdiği yemek torbasını hatırladı. Utanmış, torbayı çöpe atmıştı. Rüyasında Fatma Nine’nin yüzüyle annesinin yüzü üst üste bindi.
Soruşturma başladığında, Kerem tüm suçlamaları kabul etti. Gözyaşlarıyla başını masaya gömdü. Fatma Nine, Albay Demir’den Kerem’le görüşmek istediğini rica etti. Orgeneral Gürsoy izin verdi.
Fatma Nine, bir tepsi yemekle Kerem’in hücresine gitti. “Bir şey yiyip içebiliyor musun evlat?” diye sordu. Kerem, “Ben sizin yemeğinizi yemeye hakkım yok,” dedi. Fatma Nine, “Suç nefret edilecek bir şeydir ama insan nefret edilecek bir şey değildir. Sen de bir ananın kuzususun. Kendin için değilse bile seni doğuran anan baban için ye, yaşa ve bir daha kimseyi ağlatma.”
Kerem, gözyaşlarıyla pilavdan bir lokma aldı. O yemeğin tadı yoktu ama hayatında yediği en ağır ve aynı zamanda en sıcak yemekti.
7. Bölüm: Bir Yıl Sonra
Bir yıl sonra, Kartal Yuvası Tugayı’nın Nizamiyesi’nde manzara tamamen değişmişti. Nöbetçi asker, yaşlı bir çifti sıcak bir çay ile karşıladı. Ali, birliğin sembolü haline gelmiş aile bekleme salonunu gururla izledi.
Fatma Nine, Ege’de domates toplarken bir mektup aldı. Gönderen: Mahkum Kerem Yalçın. Mektubunda, “Hayatımın geri kalanını alnımın teriyle dürüstçe yaşayacağıma yemin ederim,” diyordu. Fatma Nine, parayı geri gönderdi; “Yemeğini eksik etme, anana da iyi bak,” diye yazdırdı.
Genelkurmay’da Orgeneral Gürsoy, annesi ve yeğeninin fotoğrafına bakıyordu. Kartal Yuvası Tugayı, halkla ilişkilerde örnek birlik seçilmişti. Annenin yaprak sarması vakasından çıkarılan dersler tüm orduya yaygınlaştırılıyordu.
Ali’nin terhis günü geldiğinde, Fatma Nine yine uzun yolu aşıp onu karşılamaya geldi. Bu kez gözyaşı ve acı değil, sevgi ve minnet vardı. Ali, ninesinin sepetini kendi eline aldı; roller değişmişti, artık yükü taşıma sırası ondaydı.
8. Bölüm: Sonsuz Ders
Fatma Nine ve Ali, Hakkari’nin dağlarının ardında yola koyuldular. O gün başlayan hikaye mutlu bir sona ulaşmıştı. Bir ananın yüreğinden çıkan ses, birliği değiştirmiş, bir ruhu kurtarmış ve bir genci olgunlaştırmıştı.
Bu hikaye, üniformanın ardındaki insanı, rütbenin üzerindeki vicdanı ve bir ananın sevgisinin neleri değiştirebileceğini anlatıyor.