78 yaşındaki emekli sağlık çalışanı Ayşe Teyze, yaşlılık yıllarında kendini tamamen görünmez hissediyordu. Ailesi ancak bir şeye ihtiyaçları olduğunda onu hatırlıyordu. Doğum gününde, oğlu Tolga, gelini Çiğdem ve kızı Jale için büyük bir özenle hazırladığı ev yapımı kızarmış tavuk ve limonlu turta ile eski güzel günleri yeniden yaşamayı umuyordu. Ama o akşam, yalnızlığını en derin şekilde hissetti.

Yemek sırasında Tolga sıcaktan ve "eski usul" yemeklerden yakınırken, Çiğdem gözünü telefondan ayıramıyordu. Jale ise sohbeti doğrudan evin değerine getirip, Ayşe Teyze'ye "ölmeden önce –pardon, yakında– evi yenilemesini" tavsiye etti. Gece, ne pasta ne de kahve olmadan erken bitti ve Ayşe Teyze'nin kalbi paramparça oldu. Çocukları için doğum günü, sadece bir yükümlülükten ibaretti.

Ertesi sabah, çocuklarının bu umursamazlığıyla iyice kararlılaşan Ayşe Teyze, zekice bir "deney" planladı. Önce Tolga'yı, sonra Jale'yi ayrı ayrı arayıp ustaca bir yalan uydurdu: Avukatı ona "mali durumumda önemli bir gelişme" olduğunu söylemiş; yıllardır biriken eski bir sigorta poliçesi beklenmedik bir servet yaratmıştı. Etkisi hemen görüldü. Tolga'nın sesi birden sinirlilikten şefkat dolu bir telaşa döndü. Jale ise "Ne kadar paradan bahsediyoruz?" diye sorup, annesinin "güvenilir birine ihtiyacı olduğunu" fark ettiğini belirtti. Ayşe Teyze, vasiyetini yenileyeceğini ve "kimin gerçekten yanımda olduğunu hatırlayacağını" ima etti.Devamı sonrki syfada.

Bunlar da İlginizi Çekebilir