Konya'nın soğuk bir kış sabahıydı. Şehrin kalbi her zamanki gibi hızlı atıyordu. Güneş henüz tam olarak yükselmemişti ama sokakların tamamı hayat bulmuştu. Esnaflar mağazalarını çalıştırıyor, memur işlerine koşuyor, okulda büyüme devam ediyor. Bu telaşın içinde 22 yaşındaki genç bir üniversite öğrencisi Zeynep Kardelen nefesle koşuyordu. Sabah erkenden evden ayrılmıştı ama annesine yardım etmek için biraz daha vakit harcamıştı. Sevda Hanım'ın dikiş makinesine katılantu ve Zeynep onu tamir ederken akıp gitmişti.
“Nerede bu otobüsler?” diye mırıldandı kendi kendine. Çantasını omzuna daha sıkı taktı. İşte o anda karşıdan karşıya geçerken çalışan yaşlı bir adam gözüne çarptı. Adam Konya'nın yoğun devreleri engelleniyor. Saçları beyazlamış, kıyafetleri sade ama temizdi. Elinde baston vardı ve adımını dikkatle atıyordu.
Diğer sayfamıza geçerek detayı okuyunuz
Zeynep durdu. Dersin kaçırılma olasılığı vardı ama vicdanı buna izin veriyordu. Etrafındaki insanlar aceleyle yürüyüp geçiyordu. Kimse yaşlı adamlardan uzak durmuyordu. Herkesin kendi derdi vardı.
Zeynep, “Dayı, kurtar size yardım edeyim” dedi. Yanına yaklaşınca şaşırdı. Uzun süredir kimse ona bu kadar samimi yaklaşmamıştı. Gençlerin içtenliği onu duygulandırdı.
“Çok naziksin ama sen de acelen var gibi görünüyor” dedi adam, Zeynep'in nefesinin nefesinin görünümünü fark ederek.
"Önemli değil dayı. Beraber geçelim. Zaten trafiğe dikkat etmek lazım" diye karşılık verdi Zeynep gülümseyerek.
İkili yavaş yavaş caddeyi geçirmeye başladı. Zeynep bilgilerinin koluna destek oldu. Trafiği kontrol etti ve güvenli bir şekilde karşıya geçmelerini sağladı. Arabaların kornası çalıyor, şoförlerin sabırsızlığı gösteriliyordu ama Zeynep aldırmıyordu.
Adam karşıya geçtiklerinde "Allah razı olsun. Bu kadar iyiliği hak etmem" dedi.
Zeynep içten bir gülümsemeyle, "Ne demek her gün, her yerde yardım çözümleri. Sizin de bir kızınız vardır belki. O da böyle bir yardım alır" dedi.
Adamın kalbine dokunan bu sözlere, yıllar önce kaybedilen bir hayali hatırlattı. Eşi Fatma ile birlikte çocuk sahibi olmayı çok istemişlerdi ama nasip olmamıştı. Şimdi yalnızdı.
Adam, "Benim adım İsmail. İsmail Güneş" dedi.
Genç kız "Ben de Zeynep. Zeynep Kardelen" dedi.
“Şimdi kurulumla koşmam gerekiyor, derse geçeceğim,” dedi Zeynep çantasını düzeltirken.
İsmail, “Tabii doğal. Git dağılımını tekrar teşekkür ederim” dedi.
Zeynep koşmaya başladı. İsmail onu takip etti. Gençlerin kırışırken bile dikkat etmediğini, bir kediye çarpmamak için yavaşladığını gördü. Bu ne güzel bir kalpti böyle.
Yalnızlık ve Umut
İsmail Güneş, Konya'nın en zengin çiftçilerinden olduğunu belirtti. Geniş tarlalara, lüks bir villaya ait. Ama zenginliği yalnızlığını gizleyemiyordu. 5 yıl önce eşi Fatma'yı kaybetmiş, o gün sonraki hayatı maddi kazançlara odaklanmıştı. Hizmetçisi Hacer Hanım ona çay getirirken:
“İsmail Bey, siz hiç yabancı birine yardım eder misiniz?” diye sordu.
“Tabii ederim Hacer Hanım. İnsani paranın gerekliliği bu değil mi?” dedi İsmail.
Ama kendi kendine düşündü, en son ne zaman karşılıksız bir görünüme baktı? Bağışlar yaparken ama bunlar daha çok vergi avantajı içindi. Gerçekte iyi durumda mıydı?
Zeynep'in Hayatı
Zeynep ise zorluklarla dolu bir hayat sürüyordu. Babasını kaybettikten sonra annesiyle birlikte küçük bir evde yaşıyor, üniversiteye gidiyor ve aynı anda çalışıyor. Mahallenin neşesi vardı. Patronu Ali amca ona sık sık fazla mesai teklif ediyor, Zeynep ise derslerine alınmak için azaltılmasını istiyordu.
Bir gün İsmail, gizlice mahallede dolaşmaya başladı. Kimse onu tanımıyordu, sadece yaşlı bir adam olarak görüyorlardı. İlk istasyon fırınlandı. Kapıda Zeynep'i takip etti. Genç çeşitlilik samimiyeti, özeni, yardımseverliği İsmail'in kalbini ısıttı.
İsmail'in Değişimi
İsmail, doktor arkadaşı Oğuz Kaya'ya durumu anlattı. Oğuz, "Sen değiştin İsmail. Belki de çok geç değil iyilik öğrenmek için" dedi. İsmail, Zeynep'e nasıl yardım edilebileceğini düşünüyor ama gururunu kırmadan bunu yapmak istiyordu.
Sonunda anonim bir burs programının kurulmasına karar verildi. Avukatı Murat Bey ile görüşerek sahte bir vakıf adı altında, sadece Zeynep için özel bölümlerle bir burs fonu oluşturuldu. Böylece Zeynep bu yardımdan asla İsmail'den almayacağını bilemeyecekti.
Bursun Getirdiği Yeni Hayat
Zeynep bursu kazandığında inanamadı. Annesi Sevda Hanım'la birlikte acıyı döktüler. Artık okul masrafları konusunda endişelenmiyor, derslere daha çok odaklanabiliyor, fırındaki çalışmayı azaltabiliyordu.
Ama içinde büyüyen bir merak vardı. Kimi bu hayırsever kişi? Anadolu Eğitim Vakfı kimseden araştırma yapmaya başladı ve bu konuda bilgi veremiyordu.
Gerçeğin Ortaya Çıkışı
Bir süre sonra Zeynep, arkadaşının avukat abisi sayesinde vakfın gerçek bağışçısını buldu: İsmail Güneş.
Bu haber Zeynep'i şoke etti. Fırına her gün gelen, sohbet eden İsmail Dayı aslında Konya'nın en zengin adamlarından biriydi. Kafası karıştı; öfke mi, minnettarlık mı hissedeceğini bilemedi.
Yüzleşme ve Kabullenme
Bir gün Zeynep, İsmail'e doğrudan sordu:
“Siz gerçekten kim olduğunuzu söylediniz mi bana?”
İsmail, kalbi hızla çarparak itiraf etti:
"Evet, ben verdim bursu. Ama seni kırmak istemedim, bu yüzden gizledim."
Zeynep karışık duygular içindeydi. “Neden yalan söylediniz?” dedi.
İsmail derin bir nefes aldı:
"Sen bana insanlığını, sevgisini, karşılıksız iyiliğini hatırlattın. Sana yardım etmek istedim çünkü hayat hala güzel şeylerle dolu olduğunu hatırlıyorum."
Yeni Bir Aile
Zeynep ve İsmail arasında gerçek bir dostluk başladı. İsmail, haftada birkaç kez Kardelen ailesini ziyaret ediyor, Zeynep'in derslerine yardım ediyor, yalnızlığını paylaşıyordu. Zeynep ise İsmail'in sağlığıyla ilgileniyor, ona neşe katmaya çalışıyordu.
Mahalle halkının bu dostluğu şaşkınlıkla izliyordu. “Para ile mutluluk alınmaz ama sevgi ile alınır” diye konuşuyorlardı.
Gelecek Planları
Zeynep öğretmen olmak istiyordu. İsmail ona destek veriyordu:
“Sen benim değişimlerin gibisin, her zaman yanında olacağım.”
Zeynep mezun olduğunda mahallede büyük bir kutlama yapıldı. İsmail konuşmasında, “Zeynep bana gerçek zenginliğin paylaşılması mümkündür” dedi.
Sonsöz
Bu hikaye, iki farklı hayatın kesişmesi ve gerçek iyiliğin, sevginin gücünün anlatılmasıdır. Bazen bir karar, bir iyilik hareketi, hayatlarının sonsuza dek sürebileceği.