İmamoğlu'nun açıklamasının tümü şöyle:

"Demokrasiye yapılan bu müdahaleye karşı milletimizin verdiği güçlü tepki kendi iradesine sahip çıkmanın yanı sıra, ülkemizde giderek artan antidemokratik uygulamalara, yıpranmış adalet sistemimize, milletimizin geleceğini ve gençlerimizin umutlarını karartan ekonomik çöküşe karşı haklı bir feryattır.

Bizlerin tutuklanmasına karşı milletimizin gerçekleştirdiği şiddetten uzak, her yerde Türk bayraklarının dalgalandığı ve özünde vatan sevgisi olan protestolar, asla ülkemizin yaşadığı kriz, kaos ve kargaşanın sebebi değildir. Bugün Türkiye’ye yaşatılan kriz, kaos ve kargaşanın asıl sebebi yargı eliyle yapılmaya çalışılan darbe girişimidir. Kriz, kaos ve kargaşayı tercih eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

Yargı eliyle yapılan bu siyasi operasyon; hukuk sistemine güveni zaten zayıf olan milletimizin adalete inancını daha çok sarsmış, kadim değerlerimizin ve kurumlarımızın daha da çürümesine yol açmıştır. Seçilmiş siyasetçilere karşı şafak vaktinde gerçekleştirilen, hepimizin kutsal bildiği aile düzenini yok sayan uygulamalar ve 35 yıllık diplomanın iptal edilmesine bile varan açık hukuksuzluklar millet vicdanında ağır hasara neden olmuştur. Ülkemize yaşatılan bu krizin onarılması, milletimizin iradesinin daha fazla saygısızlığa maruz kalmaması ve yargı süreçlerinin gerçek manada siyasetten uzak ve adil biçimde ilerlemesi, ülkemizin geleceği ve milletimizin vicdanı adına elzemdir.

Adalet sistemimizin yoğun bir biçimde tartışıldığı ve yargıya olan güvensizliğin had safhaya ulaştığı bugünlerde, MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin çalışma arkadaşlarımla birlikte maruz kaldığımız yargı süreciyle ilgili tespitlerini ve çağrısını oldukça önemli buluyorum.


Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında milletimizi ayrıştıran ve birliğimizi bozan bu manzara ile değil; içeride terörsüz Türkiye ümidi, dışarıda ise ülkemizin birliğini tehdit eden odaklara karşı mücadele azmi ve gayretiyle girmemiz bir tercih değil açık bir zarurettir. Bölgemiz bir ateş çemberine dönüşmüş, dünya siyasetinde en on yıllardır görülmemiş bir paradigma değişimi yaşanırken, küresel iktisadi sistemin kuralları yeniden yazılırken Türkiye’nin birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde tahkim olmasından daha önemli bir meselesi yoktur.

Sn. Bahçeli’nin açıklaması vesilesi ile şunu vurgulamak isterim; Türkiye’nin ekonomi, güvenlik ve adalet gibi ağır beka meseleleri vardır. Beka meselesi olmayan bir Türkiye’ye ulaşmanın yolu ise devleti güçlü ve etkin, milleti müreffeh, yargıyı adil kılmaktan geçmektedir. Toplumun temel haklarına dair bile endişe içinde olduğu, sisteme güvenini neredeyse tamamen kaybettiği bir yerde güçten, refahtan ve adaletten bahsetmek söz konusu dahi olamaz.


Güçlü, müreffeh ve adil bir Türkiye’ye ulaşmak için “hak yemem, hakkımı da yedirmem” düsturuyla milletimizin hakkını gözeterek bir yol inşa ediyor ve bu yolda yürüyoruz. Bu yolda bedel de ödesek, cefa da çeksek, sonunda mücadele edeceğimizden ve kazanacağımızdan kimsenin en ufak şüphesi olmamalıdır.

Ülkemize karşı içeriden açılan gediklerden sızan bir adil ülke olmadan, istikrar da ilerleme de refah da sağlanamayacaktır. Bizim en büyük isteğimiz, umut ve gayretimiz; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının hakkettiği refah ve adalete kavuşması içindir. En derin saygı ve sevgilerimle arz ederim."

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi



Bunlar da İlginizi Çekebilir