Bir kadın, üç aydır komadaydı. Doktorlar, yaşam ümitlerinin tükenmek üzere olduğunu bildirdiklerinde, eşi son vedasını yapmak istedi. Odaya yalnız girdi, başucunda ellerini tuttu, alnına nazikçe öpücük kondurdu ve kulağına korkunç bir itirafta bulundu:
“Artık tüm mal varlığın bana kaldı. Hoşça kal, sevgilim.” Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
Fakat o sırada odanın dışında gizlice izleyen bir sivil polis vardı. Kadının kanında, ölümcül olmayan ama uzun süreli zehirlenmeye işaret eden izler bulunmuştu. Eşinin itirafı, cinayet planını açığa çıkardı.
Adam hastaneden çıkarken polis tarafından tutuklandı. Kadın, zehirlenmenin etkisi azaldıkça iyileşmeye başladı.
Bir süre sonra gözlerini açtı ve dünyaya güvenli olduğunu belirten bir hemşirenin sesiyle uyandı.
Gerçek, zamanla ortaya çıktı: Eşi, ona yıllarca yavaşça zehir vererek öldürmeye çalışmıştı. Ancak son vedasında yaptığı itiraf, onun planını bozdu ve kadının hayatını kurtardı.