Cnazesine gelmemişti Cüneyt Arkın'ın yıllar önce kızına yazdığı duygu yüklü mektupta b'kın neler yazıyor...
Türk sinemasının efsane isimlerin olan Cüneyt Arkın geçtiğimiz gün kalbi durması sonucu hayatını kaybetmişti.
DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN
Son yolculuğuna uğurlanan Arkın’ın c-nazesinde sevenleri ve eşi Betül Arkın yasa b-oğulmuştu. Usta sanatçının ilk evliliğini yaptığı Güler Mocan’dan Filiz Canlı adında bir k-ızı olduğu öğrenildi. 1966 yılında doğan k-ızıyla senelerdir görüşmeyen Arkın’ın yıllar önce k-ızına yazdığı duygu yüklü mektup ortaya çıktı…
“Battal Gazi”, “Kara Murat”, “Makoçlu” gibi karakterlerle, oynadığı filmlerle hafızalara kazınan Türk sinemasının efsane isimlerin olan Cüneyt Arkın kalbi durması sonucu h-ayatını kaybetmişti. Son yolculuğuna uğurlanan Arkın’ın c-nazesinde sevenleri ve eşi Betül Arkın yasa bo-ğulmuştu. Arkın’ını Güler Mocan ile olan ilk evliliğinden doğan Filiz Canlı adında bir k-ızı olduğu öğrenildi. 1966 yılında doğan kı-zıyla senelerdir görüşmeyen Arkın’ın yıllar önce kı-zına yazdığı duygu yüklü mektup ortaya çıktı… İşte o mektubun detayları..
H-ayatını kaybeden Cüneyt Arkın, dün son yolculuğuna uğurlandı. Usta sanatçının ilk evliliğini yaptığı Güler Mocan’dan Filiz Canlı adında bir k-ızı olduğu öğrenildi. Kı-zıyla 50 yılı aşkındır görüşmeyen Arkın’ın 1968 yılında yazdığı duygu yüklü bir mektup ortaya çıktı. eyaz TV’de yayınlanan Beyaz Magazin programında yer alan mektuba göre Arkın k-ızına hasretle seslendi.. İşte o mektubun detayları…
Evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmayan 85 yaşındaki Cüneyt Arkın, son yolculuğuna uğurlandı
Arkın, Teşvikiye Camii’nde kılınan öğle namazına müteakiben Zincirlikuyu M-ezarlığı’na defnedildi. . Usta oyuncunun c-nazesi kılınan c-naze namazının ardından Zincirlikuyu M-zarlığı’na defnedildi. Hayat arkadaşının m-ezarı başına oturan acılı eş Betül Arkın gözyaşlarına bo-ğuldu.
50 yılı aşkındır k-ızını görmüyor
Hayatta olduğu süre boyunca 2 oğluyla sık sık poz veren Cüneyt Arkın’ın Filiz Canlı adında bir kı-zı olduğu ortaya çıktı. 1964 yılında ilk evliliğini sınıf arkadaşı Güler Mocan ile yapan Arkın, 1966 yılında k-ızları Filiz’i kucaklarına almıştı. Cüneyt Arkın’ın kı-zıyla 50 yılı aşkın süredir görüşmediği biliniyordu.
Hasret kaldığı k-ızına yazmış
Cüneyt Arkın’ın yıllardır görüşmediği k-ızına 1968 yılında yazdığı bir mektup ortaya çıktı. Beyaz TV’de yayınlanan Beyaz Magazin programında yer alan mektuba göre Arkın, hasret kaldığı kı-zına şu sözlerle seslenmiş:
Canım yavrum Filiz’im. Sana bunları yazmamın bir sebebi var. Bugün 10 Mart 1968 , Kurban Bayramı’nın birinci günü. Bugün yine annen seni bana göstermedi. Telefonları yüzüme kapatıyor, mektuplarımı okumuyor. Senden ayrıları iki ay oldu. Seni bin yıl görmemiş gibi özledim
Artık tatlı yüzün, yavaş yavaş hafızamdan siliniyor. Göğsüme dokunan o küçücük elinin sıcaklığı azaldı. Günlerdir c-ehennemin dibindeymiş gibi a-cılar içindeyim. Bin kere adını fısıldadım. Bin kere Allah’a dua ettim seni bana göstersin diye. K-orkular içinde sana geldim. Bana kapıyı açmayacaklarını bile bile“Eve karı-koca iki dostumu gönderdim. Ben de köşede bekledim. Ka-dın hamileydi, yüzü çilli, şefkatli bir çocuk beklemenin mutluluğu içindeydi. Ama benim kadar ko-rku içindeydiler. Teyzelerin onları kovmuş. Annen seni pencereden olsun görmeme razı olmamış
Sen teyzenin kucağındaymışsın, mavi dantelli bir elbisen varmış. Tatlı tatlı gülüyormuşsun. Yaramazlık yapıp utanıyor sonra başını saklıyormuşsun. Bir babadan çocuğunu hangi kuvvet ayırır. Buna hangi yürek razı olur? Hangi kö-tülük böyle bir sevgiyi yener? Bütün duygularım o-lmüş gibiydi dönerken. Dünyanın bütün kurşunları yüreğime sıkılmış gibiydi. Bir annenin katılığını, duygusuzluğunu, gaddarlığını neyle izah edecektim. Annenin son iki yıldır bana gösterdiği k-orkunç sahnelerde kendisinden çok teyzem Gül’ün ve çevresinin payı vardı.”
Mahkeme haberlerinde çıkan resimlerinde şaşkın, biraz öç almışlığın rahat tebessümündeki a-cıyı yine ancak ben çözebilirim. Çocuğum bunlar bizim yazımız, kaderimiz. Ama anne bir elini uzatsa kurtulacaktım. Evet, yavrum a-cı çekiyordum ve yalnızdım. Annenin bende güç bildiği, kıskandığı her şey, şöhretim ve param beni dünyada yalnız bırakmıştı
Çünkü s-uçlarımda, zaaflarımda samimi idim. S-uçluydum ama sahte değil, içten pazarlıklı değil, cimri değil. Annenle aramızda büyük bir ayrılık da Türk sinemasını asla önemsememesinden ileri geliyordu. Ona göre yaptığım bütün iş basit ve aşağılayıcı bir şeydi. Teyzelerin de aynı şeyi düşünüyorlardı.”
“İşimi kazanmak anneni kaybettiriyordu bana…”
“Görüyorsun yavrum, anneni kazanmak, işimi kazanmak anneni kaybettiriyordu bana. Yapayalnızdım, yine de anneni delice seviyor ve dayanıyordum. Annen dışarıda görev almak istiyordu. Kırklareli’ne tayini çıktı. ‘Kendime güvenim gelir, oyalanırım’ diyordu. Doğru söylemediğini biliyordum. Gitmek istemiyordu ama gitmem gerekiyor diye dayatıyordu. Neden gittiğini ve neden gittiğini kesin olarak bilmiyordu.
” Yokluğunun a-cısını 2 gün sonra duydum..”
“Ama o günler o-lümüme bile razı olacak kadar bezgindim, tükenmiştim. Yokluğunun a-cısını iki gün sonra duydum ama artık çok geçti. Bana dön diye yalvarmam lazımdı ama yapamadım. Bunları sen de bileceksin ve anneni asla affetmeyeceksin. Annen benimle s-avaşıp beni rezil etmeyi kendine görev bilmişti. Bense hala birleşmeyi ve k-ötü bahtımıza karşı gelmeyi teklif ediyordum.”
Sözlerine devam eden Arkın “Sanki o benimle doğdu, benimle o-lecek. Ah çocuğum! Nedir bu iğrençlikler, sessizce sevmek ve bağışlamak varken. Ben s-uçlarımı ve onun s-uçlarını bilerek geleceğe güvenle, erkekçe, dostça, arkadaşça, insanca, yiğitçe, bakarak yalnız onu seviyorum” yazdı.
Arkın mektubunda “Yalnız onun yarattığı ve yapayalnız bırakmak istediği sevgiyi kurtarmaya çalışıyorum. O ise sevgiyi bağılı kalmayı küçük gördü ve şimdi benden daha yalnız.” diyerek bitirdi.