Evlenir misin
Kadın eşine sorar: “Ben ö-lürsem ne kadar sürede evlenirsin?” Eşi: “Toprağın kuruduğu zaman” der… Ve kadın 2 sene sonra ö-lür… Eşi her mezarına ziyarete geldiğinde toprağı ıslak görür ve üzgün geri döner.. Ve aylar sonra bir gün m-ezarlığa giderken kayınçosunu görür ne yaptığını sorar…
fıkraların devamı için görselelre tıklayarak ilerleyiniz
Kadın eşine sorar:
“Ben ö-lürsem ne kadar sürede evlenirsin?”
Eşi: “Toprağın kuruduğu zaman” der…
Ve kadın 2 sene sonra ö-lür…
Eşi her mezarına ziyarete geldiğinde toprağı ıslak görür ve üzgün geri döner..
Ve aylar sonra bir gün m-ezarlığa giderken kayınçosunu görür ne yaptığını sorar…
Oda: “Ablamın toprağını suladım, ordan geliyorum; kurumasın, öl-meden önce vasiyet” etti der….. Adam güler ve der:
“Ah kadınlar… Kadınlar… Öteki dünyadan bile bu dünyayı yönetirler!”
BONUS FIKRA
Adamın biri, h-ırsızlıktan tutuklanıp hakim karşısına çıkarılır.
Hakim sorar:
O mağazaya h-ırsızlık amacıyla dört kere girdiğinizi itiraf ediyorsunuz öyle mi?
– Evet efendim
– Peki çaldığınız neydi? H-ırsız;
– Bir elbise
– Bir elbise mi? Ama mağazaya dört kere girdim diyorsunuz?
– Evet efendim.. çünkü karım üç seferinde de elbisenin rengini beğenmedi.
Üç ayda beşinci işini değiştiren adam son girdiği şirkette depo görevlisi olarak işe başlamış. İlk haftanın sonunda yükleme yapılırken adam kullandığı yükleyicinin kontrolünü yitirerek bazı malların zarar görmesine neden olmuş. Bunu gören depo sahibi yanına gelerek adama, zararın tazmin edilmesi için zarar karşılanana kadar maaşının yüzde onunun kesileceğini söylemiş. Adam bunu duyunca gülmeye başlamış. Patron şaşkın, adam sormuş:
- Ne kadar sürer bu zararı karşılamam sizce?
- Yaklaşık 8 ay sonunda zararı kapatmış olursun.
- Çok güzel. Nihayet sürekli ve güvenli bir iş bulabildim!
Otel görevlisi, otele girip resepsiyonda kaydını yaptıran müşteriye sordu:
- Sabah sizi kaçta uyandırmamızı istersiniz?
Müşteri başını salladı:
- Hiç gereği yok, her sabah saat beşte kendim uyanırım.
Resepsiyondaki görevlinin yüzü güldü:
- Aman ne iyi ne güzel! Sizden rica etsem uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?
Doktor Ve Motor Ustası
Bir kalp doktorunun arabası bozulmuş ve tamire götürmüş. Motor ustası arabasının motor kaputunu açıp bir süre arabanın motoruna doğru bakmış. Daha sonra kalp doktoruna dönerek:
─ Size bir şey soracağım, siz insanın kalbini tamir ediyorsunuz, bense arabanın kalbini yani motorunu tamir ediyorum.
Mesela ben birazdan motora bir bakışta problemin neresinde olduğunu anlayacağım. Kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse motorun kablolarını, parçalarını, yağını değiştireceğim.
Hatta çok gerekirse motoru tamamen çıkarıp yerine yenisini takacağım. Neredeyse ikimiz de aynı işi yapıyoruz.
Ama siz neden benden birkaç kat fazla para kazanıyorsunuz ?
Bu haksızlık değil mi? Demiş.
Kalp doktoru motor ustasına bakıp hafifçe gülümsemiş. Daha sonra ustanın kulağına eğilerek şöyle söylemiş:
─ Bu söylediklerinin hepsini motor çalışırken yapmayı denesene. Ben öyle yapıyorum çünkü.
Sarışın kucağında bebekle eczaneye girmiş. Eczacıya bebeği tartmak istediğini söylemiş.
Eczacı:
– Bebek tartımız şu an bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını bulmuş oluyoruz.
Sarışın Hay aksi şeytan deyip kapıya doğru yürüyünce eczacı merak edip sormuş:
– Ne oldu hanımefendi? Sarışın;
– Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim. Gidip bebeğin annesini çağırayım bari...
fıkraoku.com ekledi, 656 kez okundu...
Unutulmayan İmam
Köyün imamı bir gün namaz kıldırırken istemeyerek de olsa osurmuş. Sonrasında olay duyulmuş ve bütün köy imamla alay etmeye başlamış. İmam hemen eve gelip karısına:
- Çabuk pılıyı pırtıyı topla, buradan gidiyoruz. Ben burada duramam artık, rezil oldum.
Demiş. Bunlar ailecek her şeyi toplayıp gitmişler. Aradan otuz-otuz beş yıl geçmiş. İmam karısına dönüp:
- Artık benim olay unutulmuştur, gel köye geri dönelim.
Demiş. Kadının gönlünü yapıyor ve bunlar tekrar toplanıp köye gidiyor.
Bunlar daha köye girmeden köyün merasında bir çoban da koyunları otlatıyormuş. İmam çobanın yanına oturuyor.
- Oğlum sen kimsin, kimlerdensin?
Çoban kendini anlatıyor. Sonra imam çobana:
- Kaç yaşındasın?
Çoban da:
- Valla amca ben yaşımı filan bilmem ama burada bir imam varmış, onun osurduğu sene ben doğmuşum.
İmam da karısına dönüyor:
- Hadi karı hadi toparlan sen, bizim osuruk tarih yazmış.
Diyor ve geldikleri yere dönüyorlar.
Bir Makine Mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir bilgisayar mühendisi bir gün eski bir araba ile yola çıkmışlar.
Issız bir otobandan geçerken, araba aniden durmuş, baktılar çalışmıyor, Makine Mühendisi:
- "Ben şimdi hallederim!" diyerek atılmış, önce arabanın altına yatmış, kaputu açmış, bir kaç girişi sıkıştırıp, bir kaç yere çekiçle filan vurmuş ama tık yok!
Başı eğik arabaya geri dönmüş. Bunun üzerine elektrik mühendisi atılmış hemen, o da elektrik girişlerini, sigortaları kontrol etmiş, kablolarla oynamış ama hareket yok!
Bunun üzerine ikisi birden dönüp, bilgisayar mühendisine bakmışlar. Sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayarcı,
"Eeee şey, arabadan bir çıkıp tekrar girsek?" (Bilgisayar mı sandın!!!. Resetleyip tekrar girince araba çalışsın :))
Gebe Değil Ebe
Sık sık olduğu gibi yine iş yerine geç gelmişti. Patron çağırıp sebebini sorunca:
- Sormayın efendim, karım dün gece güç bir doğum yaptı da ondan dolayı geciktim.
Bir hafta sonra yine işe geç gelmişti. Patron yine çağırdı. Adam bu kez de aynı mazereti söyledi:
- Efendim, karım dün gece çok güç bir doğum yaptığı için zamanında gelemedim.
Patron kaşlarını çattı. Adam pişkince yalan söylüyordu.
- Nasıl olur canım! Karınız haftada bir çocuk mu doğuruyor?
Adam sakinliğini yitirmeden, yanlış anlaşılmaya bir açıklık getirdi:
- Efendim, karım doğurmuyor doğurtuyor. Çünkü karım gebe değil ebe.
Maç Bileti
Adamın biri hafta sonu maç seyretmek için stada gelmiş. Stat gişesinde bilet sırası gelince gişe memuruna sormuş;
- Açık tribün bilet ne kadar?
Gişe memuru 50 TL, demiş.
Adam 25 TL uzatmış. Gişe memuru da;
- 50 TL dedik kardeşim! diye çıkışınca adam;
- Ben sadece bizim takımı izlemeye geldim, öbür takımı izlemiyorum, demiş.