— Neden… neden bunları bana söylüyorsun? diye fısıldadım.
Selin gözlerimin içine baktı.
— Çünkü senin yok sandığın o para… aslında var. Ve senin adına kayıtlı.
Nefesim kesildi.
Benim dedem. Bana hep “Paramız yetmez canım” diyen adam… bilerek yokluk içinde yaşamıştı.
— Yaptığı her şeyi seni korumak için yaptı, diye ekledi. — Anne baban sıradan bir kazada ölmedi. Sarhoş şoföre para verilmişti. Asıl hedef dedenmiş. Ama o gün arabada o yoktu.
Dünyam bir kez daha yıkıldı ama bu sefer başka türlü. Boşluktan değil, gerçekten.
O akşam eve döndüm ve ilk kez dokunmamın yasak olduğu çekmeceyi açtım. İçinde, titrek el yazısıyla yazılmış bir mektup vardı.
“Bunu okuyorsan, artık yokum demektir. Sana daha fazlasını veremediğim için beni affet. Sen güvende ol diye fakir olmayı seçtim. Bana ‘dede’ dediğin anlardan daha zengin olduğum bir zaman hiç olmadı.”
Saatlerce ağladım.
Ama uzun zamandan sonra ilk kez kendimi yalnız hissetmiyordum.
Dedem sadece beni büyüten adam değildi.
Hayatımı kurtaran bir kahramandı.