Bir anda herkes dağıldı. Eşyaları tekrar içeri taşımaya başladılar. Annem hâlâ yerinden kıpırdamamıştı. Yanına gittim, dizlerimin üstüne çöktüm.
“Anne… Özür. Çok özür dilerim.”
Titreyen elleriyle yüzümü tuttu.
“Paranı değil oğlum… Seni istedik sadece.”
Babam sigarasını yaktı, gözlerini kaçırarak konuştu:
“Bize kızmadın değil mi?”
Gülümsedim, gözlerim doldu. “Kızmadım baba. Kendime kızdım.”
—
🏚 Ama Her Şey Bitmemişti…
O gece evde kaldım. Aynı eski odada, tavandan damlayan suyun altında uyumaya çalıştım. Koku bile eskisi gibiydi: nem, odun ve hatıra…
Sabah olduğunda tek bir karar almıştım:
Bu evi onarmak yetmezdi. Bu köyü yeniden kuracaktım.
Ertesi gün belediye başkanı, müteahhitler, mühendislerle toplantı yaptım.
“Buraya okul yapacağız. Sağlam evler. Bir sağlık ocağı. Çocukların göç etmediği bir yer olacak burası.”
Herkes şaşkın ama umutluydu.