Geceleri, yattığımda, annemin geleceğim. Belki de kapı açılacak, o tanıtıcı ayak sesleri duyulacaktı. Belki de annem, "Deniz'im, masal anlatmaya başladım" diye fısıldayacaktı. Ama gelmedi. Her gece, hayaliyle devam ediyordum. Bir gün, annemin dolabını birbirine karıştırmaya karar verdim. Belki de onun bir eşyası, onu hatırlatır, içindekilerdeki boşluklar doldurulurdu. Dolabın en alt rafında, eski bir seri bulundu. Sandık kilitliydi. Kilidi zorladım, açılmadı. Sandığı babama götürdüm. "Baba bu sandık ne?" diye sordum. Babamın yüzü değişti. Gözleri sanki uzaklara dalmış gibiydi. "O sandık... o sandık annenin sırlarını saklıyor" dedi. "Ama onu açmak için henüz çok küçüksün." Sır mı? Annemin sırları var mıydı? O sandığın içinde ne vardı? O gün sonra, o sandık benim için bir takıntı haline geldi. Her gece, o sandığı düşünerek uyuyordum. Annemin sırlarını karşılaştırır. Belki de o sırlar, annemin neden beni bırakıp gideceğini açıklayacaktı. Bir gece, babam uyuduktan sonra, gizlice sandığın tarafa gitti.

Bunlar da İlginizi Çekebilir