ANNE KAMERAYI KIZININ SIRT ÇANTASINA SAKLAR

Anne, Kızının Çantasına Kamera Sakladı – Nereye Gittiğini Gördü Ve Hayatının En Büyük Korkusunu Yaşadı!

Emma’nın kızı iki haftadır okuldan eve geç dönüyordu. Her gün okul çıkışında nereye gidiyordu? Annesi meraklanmıştı. Emma kızını bu konuda sorguladığında hiçbir zaman net bir cevap alamıyordu.

Bu yüzden Emma kızının çantasına gizlice bir kamera yerleştirdi. Kızının her gün okuldan sonra nereye gittiğini öğrendiğinde ise hayatının en büyük korkusunu yaşadı! Bu durum son birkaç haftadır sürekli tekrarlanıyordu. Emma her gün kızının okuldan sonra hemen eve gelmesini istiyordu.

Okul 4:30’da bitmesine rağmen kızı Kim eve saatler sonra geliyordu. Çok garipti çünkü okul otobüsünün eve ulaşması yalnızca on dakika sürüyordu. Emma her gün pencerede bekliyor fakat okul otobüsü hiçbir zaman kapılarının önünde durmuyordu. Kızı saatler sonra neşeli bir şekilde ıslık çalarak eve gelirdi. Akşam yemeği saatlerinde eve girip hiçbir şey olmamış gibi davranırdı.

“Ona nerede kaldığını soruyordum ama belli ki bu beni ilgilendirmiyordu,” dedi Emma. Emma, kızının söylediklerine inanmadı ve okulu aradı… Kısa sürede Emma korktuğu cevabı aldı. Kızı Kim birkaç haftadır okul otobüsüne binmemişti.
Öğretmenine, annesinin onu daha sonra gelip alacağını söyleyip duruyordu. Ancak Emma durumun böyle olmadığını hemen doğruladı. Küçük kızın her gün otobüsün kalkışından hemen sonra okul bahçesinde gözden kaybolduğunu söyledi öğretmeni. Bu sırada öğretmen de endişelenmişti. Kim her gün nereye kayboluyordu?

Öğretmeni de annesi de inatçı küçük kızdan bir cevap alamayacaklarını biliyorlardı. Onun her gün nereye gittiğini öğrenmek için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Ve en önemlisi neden bu konuda bu kadar gizemli davranıyordu?

İkisi de bunun özel hayatının ihlali olduğunu biliyordu ama çocuğunuzun güvenliğinden endişe ettiğinizde onu korumak için her şeyi yaparsınız. Bu yüzden Emma küçük bir kamera satın alıp sabah erkenden kızının çantasına sakladı. Ve o gün okul zili çaldığında… Emma ekranın başında hazır bir şekilde oturuyordu. Ca-sus-luk başlasın!

Kısa bir süre sonra Kim’in otobüsle gitmediği anlaşıldı. Öğretmeni, Emma’ya otobüsün yaklaşık beş dakika önce kalktığını söyledi. Ama kameranın navigasyon simgesi hâlâ okul bahçesini gösteriyordu. Öğretmen de bunun farkındaydı. Sınıfın camından Kim’in hâlâ okul bahçesinde beklediğini görebiliyordu. Oyun alanında kimse yoktu ama Kim hâlâ orada tek başına duruyordu, etrafına bakıyordu, sanki birini arıyormuş gibi.

Peki ya kimi bekliyordu? Okul zili 30 dakika önce çalmıştı ama Kim hâlâ orada duruyordu. Bir adım bile kıpırdamamıştı ama kısa süre sonra bir şey oldu. Kızın öğretmeni, uzaktan birinin yaklaştığını ve Kim’in de hevesle tepki verdiğini gördü. Üzerinde kırmızı çizgili bir bluz ve siyah bir etek olan uzun boylu bir kadındı bu.
Bu kadını daha önce okulda hiç görmemişti ama görünüşe göre Kim onu iyi tanıyordu. Birbirlerine doğru yürüdüler ve Kim onun elini tuttu. Emma’nın telefonu çaldı ve öğretmen onun navigasyonda gördüklerini doğruladı. Kim ve bu yabancı kadın hareket halindelerdi ve birlikte okul bahçesinden çıkıyorlardı…

Emma korkudan titreyerek koltuğa oturdu. Doğruca arabasına binip kızının ve bu yabancı kadının peşine düşmek istedi. Ama bunu yapamazdı çünkü kamera wifi’ya bağlıydı. Evden uzaklaştıkça sinyalin zayıflayacağı anlamına geliyordu bu.

Fakat küçük kızının gözden kaybolmasına da izin veremezdi. Koltuğun kenarına ilişti ve telefonda adeta haykırdı. Bu çığlığı duyan Kim’in öğretmeni ne yapacağını biliyordu. Emma kameramandı… Ve yapması gereken ikisini de yakın markaja almaktı…

Kim ve yabancı kadın hızlı adımlarla yol boyunca yürüyorlardı. Aceleleri varmış gibi görünüyordu ama Kim’in öğretmeni yine de onları hızla takip ediyordu. Emma alnından soğuk terler damlarken telefonla konuşmayı sürdürüyordu. Sırt çantasından gelen görüntüler kısıtlıydı ama arada sırada duruma dair bir şeyler yakalabiliyordu.

“Şimdi neredeler? Eski bir anlamstır görüyorum!” dedi Emma telearka planda. Öğretmen görüntüleri doğruladı. Kim ve yabancı bayan anlamstırın içine doğru yürüdüler ve geniş kapıların ardında gözden kayboldular. Camları lekeli pencerenin altında kendisine bir yer buldu ve ne gerçekleştirdiklerinı görmek için içeri bakmaya çalıştı… Bu eski bir binaydı ve belli ki elektronik aletler burada düzgün çalışmıyordu zira içerisi fark edilmeyen gözüküyordu.

Binanın içerisinde çok çok hareket vardı. Bir aşağı bir yukarıya hareket eden bir ton gölge gördü. Bu esrarengiz bayan, Kim eşliğinde koridorun sonucunda gözüküyordu. Kadın Kim’in kulağına bişiler fısıldadı ve ufak kız başka gölgelerle beraber bir odaya doğru koştu. Kim’in öğretmeni o kadar kendisini adamıştı ki bir anlığına elinde telefon tuttuğunu unutmuştu. Fakat avucundaki aletten Emma’nın yüksek ve tiz sesini duydu…
NE OLUYOR? NE GÖRÜYORSUN?”

Kim’in öğretmeni yanıtladı, “Kamerayı boşver, hemen buraya gel!” Shutterstock Emma ne kadar vakti olduğunu bilmiyordu. Kamera görüntülerinin olduğu Ipad’ini koltuğa attı ve arabasına koştu. Lastiklerinden tiz bir ses çıkaran araba manastıra doğru yola koyuldu. Emma’nın kafasından binlerce korkunç senaryo geçiyordu ve hiçbiri mutlu sonla bitmiyordu.

Yol boyunca gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Ama onları silmekle uğraşacak zamanı yoktu. Oraya vardığında suratı kıpkırmızıydı, Kim’in öğretmeniyle yüzyüze geldi. Ama öğretmenin Emma’yla aynı duyguları paylaşmadığı çok açıktı.

Yüzünde geniş bir gülümseme vardı ve Emma’yı olanları birlikte izlemeye davet etti. Emma anlamamıştı. Kızının öğretmeni neden böyle gülümsüyordu? Yabancı bir kadın kızını alıp götürmüştü. Neler oluyordu? Yarı ağlamaklı ve öfkeli bir şekilde Emma casus arkadaşının yanında durdu. Neler olduğunu ve endişelenip endişelenmemesi gerektiğini sordu.
Fakat Emma’nın gözyaşlarına boğulmasına saniyeler kalmıştı ki emniyet verici bir el onun elini tuttu. Kızı Kim’di bu. Annesine sevgiyle baktı ve onu eski anlamstıra götürdü… Kilisedeki gölgeler korkunç yaratıklar ya da vahşi hayvanlar değildi. Hepsi de Kim’in yaşında olan onlarca çocuktu. Kim annesiyle beraber yabancı bayana doğru yürüdü. Koridorun sonucunda bekliyordu. Emma arka kısmına dönüp öğretmenin yüzüne baktı ancak uzaktan yürüyen Kim’in öğretmeni ona onaylayan bir bakış attı. Siyah etekli, kırmızı bluzlu bayanın durduğu mihraba vardılar. Kim annesinin elini bıraktı ve esrarengiz bayan mevzuşmaya başladı…

Ben bu ufak çaplı yetimhanenin sahibiyim. Öyle görünmüyorum ancak gerçekte bir rahibeyim. İmkanı olmayan öksüz çocuklara burada bakıyoruz ve onlara emniyetilir ve geçici bir ev sağlıyoruz. Ailesi olmayan çocukların yaşama olum bakması çok zor ancak kızınız bize harika bir hizmet verdi.

“Neden benim kızım?” diye sordu Emma gülümseyen rahibeye. Buradaki çocukların bu tür gülüp oynuyor olmaları sizin kızınız yardımıyla olan bişi. Ve onun işlemişi.. Kim bu çocuklarla aynı etraftan gelmişti. Küçük yaşta annesini ve babasını bir trafik kazasında yitirmiş ve o da yetimhane sistemine girmişti.

Bu, genç bir kız için çok belirsiz ve zor bir devredir ancak gökkuşağını hep güneş ışığı izler. Kim’in durumu herkese anlatılacak güzel bir numune. Ona sevgisini veren ve onu genedan çocuk gibi hissettirebilen harika bir bayan yönünden evlat edinildi. “Bu anne sizsiniz,” dedi rahibe Emma’ya. Her sabah okul çıkışı Kim yetimlerle oynamak için buraya geliyor, bilhassa evlat edinilmenin ne kadar sevgi dolu ve güzel olma ihtimalini gösteren öyküler anlatmak için.

Ve bu netice verdi…”Nasıl?” diye sordu Emma şaşkınlıkla kızına bakarak. Kızınızın buradaki olumlu katkıları yardımıyla beş çocuk evlat edinildi bile. Benimle beraber derli toplu olarak evlat edinen aileleri ziyarete gidiyor, bunun yanı sıra evlat edinmenin mucizeleri mevzusu ile ilgili onları ikna ediyor. Emma ve Kim’in öğretmeni gözyaşlarını tutamadılar. Hayranlık ve şaşkınlık gözyaşlarını sildiler, Emma kızına sımsıkı sarıldı.


Bunlar da İlginizi Çekebilir