14 aylık bebeği olan sağlık çalışanı Büşra Durmaz terk edilmiş bebeğin süt annesi oldu, istek üzerine adını koydu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da “ATT Büşra ve süt kızı” videosunu hesabından paylaştı.
Mektubu ise gündem oldu
Detayı diğer sayfamıza geçerek okuyun ve ilerlemek için gorsele dokunun
Acil tıp teknisyeni Büşra Durmaz, CNN TÜRK yayınında yaşananları anlattı. Durmaz, “Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti” dedi.
Acil tıp teknisyeni Büşra Durmaz, CNN TÜRK yayınında yaşananları anlattı. Durmaz, “Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti” dedi.
İstanbul Sağlık Müdürlüğü İl Ambulans Servisi Başhekimliği Pendik 11 No’lu Acil Yardım İstasyonu’nda Acil Tıp Teknisyeni olarak görev yapan 29 yaşındaki Büşra Durmaz, 29 Mart Salı günü Pendik’te boş araziye bırakılmış bir bebek ihbarı aldı. Olay yerine gittiğinde bebeğin aç olduğunu fark eden Durmaz, bu duruma kayıtsız kalamayarak bebeği emzirmeye başladı. Durmaz, 3 aylık bebeğe kendi kızının ikinci adını verdi.
Nisa Mihriban ismi verilen bebek, sağlık kontrollerinin ardından Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne götürüldü.
Bırakıldığında üzerinde hiçbir not olmayan bebek için hemşirelerle bir mektup yazdıklarını söyleyen Durmaz, “Belki büyüdüğünde okur kendinin nasıl bulunduğunu bilmek ister diye ambulansla seyir halindeyken ona bazı şeyler yazdım. Esirgeme kurumuna gittiğimizde aslında teslim etmek istedim. Bunu çok dile getirmek istemiyorum ama ben de çok yıprandım ve bu sebepten veremedim. Mektup bende kaldı. Ziyarete gideceğim inşallah o zaman kabul ederlerse mektubu bırakacağım, ulaştıracağım” diye konuştu.
“EMME İSTEĞİNE KARŞILIKSIZ KALAMADIM”
Terk edilmiş Nisa Mihriban bebeğe süt annelik yapan Acil Tıp Teknikeri Büşra Durmaz, olay günü yaşananları şu sözlerle anlattı: “Olay yerine gittiğimizde asayiş ekipleri olay yerindeydi. Bebeği ekip otosundan aldık. Muayene yaptığımız esnada sürekli ağlıyordu ve emme isteğinde bulunuyordu. Ağzıyla, başını sağa sola çevirip dilini çıkartıyordu. Sonra ben de bu isteğine karşılıksız kalamadım. Emzirmek istedim. Aldım, emzirdim. Hastaneye geldik ve biraz da hastanenin önünde emzirmeye devam ettim. Yirmi dakika boyunca emzirdim. Bebeği hastaneye teslim ettik. Mesaim bittikten sonra eşimle tekrar hastaneye bebeği görmeye gittik. Tekrar gördüm.”
“ARTIK BİR KIZIM DAHA VAR DEDİM; KIZIMIN İSMİNİ VERDİM”
3 aylık terk edilmiş bebeğin isim annesi de olan Durmaz, “Çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde ilk bebeği bulan beyefendi nisan ayı geldiği için ismine Nisa konulmasını istemiş. Onlar da süt annesi olduğum için benim de isim koymamı istediler. Kendi kızımın ismi Bade Mihriban olduğu için dedim ‘artık bir kızım daha var ikinci ismini koyayım.’ Nisa Mihriban olmasını istedim bu yüzden. Benden sonra ona bakan Ayşe hemşireden de soy ismini vermesini rica ettim. Böylelikle ismini koymuş olduk” dedi.
“ÖZ KIZIMI EMZİRİYORMUŞ GİBİ HİSSETTİM”
Bebeği ilk gördüğündeki hislerini anlatan Durmaz, “Kendi öz kızımı emziriyormuş gibi hissettim. Çok çaresiz bir bebek var karşınızda. Hani gördüğünüzde hissedebileceğiniz duygu aslında acizlikten başka bir şey olmuyor sanırım. Çok çaresiz hissediyorsunuz siz de. Emzirirken aranızda kurduğunuz o bağ, o memeyi bırakmadan emmek istemesi… Hiç bırakmak istemedim. Hastaneye bıraktık. O yüzden tekrar görmeye gittim. Ertesi gün sabah uyandım, kızımın eşyalarından, kıyafetler ayarladım. Hastaneye tekrar görmeye geldim” ifadelerini kullandı.
“KIZIMI YENİ YUVASINA BIRAKTIM”
Durmaz, “Hastaneden esirgeme kurumuna sevk edilmesi gerekiyordu. Sağlık personeli eşliğinde sevkini istediler. Ben de kendi kurumumla görüştüm. Kurumumda bu konuda bize yardımcı oldu. Bizim bırakmamıza müsaade ettiler. Kendimiz götürdük bebeği tekrar. Tabii burada da çok duygusal anlar yaşandı. Hemşireler ağlayarak önce Allah’a sonra sana emanet diyerek bana teslim ettiler bebeği. Sonra kızımı aldım ve yeni yuvasına götürdüm. Orada teslim ederken bile biraz zorluk yaşadım. Şimdi yeni yuvasında ve orada hayatına devam edecek inşallah” diye konuştu.
“HANGİ ANNE BEBEĞİNİ ARSAYA BIRAKIR DİYE DÜŞÜNÜYORSUNUZ”
Bebeğin cins köpeklerin olduğu bir arazide bırakıldığını görünce daha çok üzüldüğünü belirten Durmaz, “Bu sebepten gerçekten öfke içinde kaldım. Empati kurmak istiyorsunuz, ben de anneyim, benim de 14 aylık bir kızım var. Yani kendinizi yerine koymak istiyorsunuz ama hangi sebeple bir anne bebeğini boş bir arsaya bırakabilir? diye düşünüyorsunuz ve karşılık bulamıyorsunuz. Anneyi anlamaya çalışıyorum ama şartlar ne olursa olsun, devletimiz bu konuda zaten gerekli desteği sağlıyor. Bir anne olarak anlamaya da çalışıyorum ama yeterince cevap bulamıyorum bu konuda. Sadece beklentim umarım yani bir gün gerçekten Nisa Mihriban da öz annesinin yanında büyür. Öz annesi umarım ortaya çıkar ve geri bebeğini almak ister” dedi.
NİSA MİHRİBAN’A BIRAKILAN O MEKTUP
Hemşireler ve Büşra Durmaz tarafından Nisa Mihriban’ın nasıl bulunduğuna dair yazılan mektupta, “Sen hepimizin hayatına güneş gibi doğduğun için Marmara’nın o güzel çocuk hemşireleri göbek adına ‘Güneş’ dediler. Bu hikayemizin başlangıcı biliyorum muhakkak yeniden karşılaşacağız. Hayat sana adil davranmamış olabilir ama sen kendi hayatına adil davranırsın. Dört kol ile sımsıkı sarılı ve hak ettiğin iyi yaşamı kendi ellerinle inşa edersin” gibi ifadeler yer aldı.Göreve geldim ve saat 2 civarında bakmış olduğumuz bölgeden bir ihbar geldi. İhbar doğrultusunda adrese gittiğimizde boş bir araziye bırakılmış bebek olduğunu öğrendik. Olay yerine vardığımızda polis ekipleri olay yerindeydi ve bebeği polis aracının içine almışlardı, biz bebeği onlardan teslim aldık. Aracın içine aldık, ilk muayenesini yaptığımızda hayati tehlikesi yoktu bebeğin. Bir emme refleksi vardı, meme arıyordu ağzıyla sürekli sağa sola başını çeviriyordu ve emmek istiyordu. Ben de bu isteğini karşılıksız bırakmak istemedim, 14 aylık bir bebeğim var. Hala emziriyorum, dolayısıyla bebeği aldım ve emzirdim. Hastaneye getirdik ve bebeği burada doktorlara teslim ettik.
Saat 3 buçuk gibi görevim bitti, görevim bitince tekrar ziyaret etmek istedim. Bu esnada çocuk bürodan polis memurları geldiler. Olay yerinde bebeğin bulunduğu ihbarını yapan beyefendiyle görüşmüşler. O nisan ayı geldi diye ‘Nisa’ ismini vermek istemiş. Sütannesi olduğum için benim de isim vermemi istediler. Ben de kendi kızımın ismi Bade Mihriban, o yüzden onun ikinci ismini taşımasını istedim. Nisa Mihriban olarak adını belirledik. Ayşe hemşirenin soy ismini verdik. Ertesi gün tekrar ziyaretine gittim, tekrar görmek istedim onu.
“ÇOK AĞLADIM, DAYANAMADIM”
Sevki yapılacaktı Çocuk Esirgeme Kurumu’na, daha sonra Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim ettik. Olay böyle gerçekleşti. Annelik bir kadın için içgüdüsel bir duygu. Çok ağladım, dayanamadım çünkü savunmasız, boş bir arazi, başına bir şey gelebilir. Bu şekilde bırakılması vicdanen beni rahatsız etti. Emzirdikten sonra bir bağ oluştu, sürekli görmek istedim. Kendim bırakmak istedim kuruma, bundan sonra da görüşeceğim süt kızımla.
“ŞU AN DURUMU İYİ”
Görevlilerle konuştuk ihtiyaçları gidermek konusunda. Şu an durumu iyi, sadece yüzünde yaralar vardı. İnşallah daha iyi olacak.