“Anne,” dedi, “o yeşil elbise için sana teşekkür ederim.
Ne zaman onu görsem, bana verdiğin sevginin renginden daha güzeli olmadığını hatırlıyorum.”
GÜLÜŞLER VE GÖZYAŞLARI
Törenin ardından birçok misafir yanıma geldi —
yargılamak için değil, tebrik etmek için.
“Çok güzelsiniz Tülay Anne.”
“Size yeşil çok yakışmış — hayatın rengi bu.”
Davet sonrası, resepsiyonda Leyla mikrofonu eline aldı.
“Bugün, bu kadını onurlandırmak istiyorum,” dedi.
“O belki marka kıyafetler giymiyor ama Mert’i sevmemin en büyük nedeni o.
Eğer bir eş olarak örnek alacağım biri varsa, o da Tülay Anne’dir.”
Salon alkışlarla doldu.
Orada ağlarken, ilk kez o eski yeşil elbisemden utanmadım.
O gün, giyebileceğim en değerli elbise buydu —
sevgiyle dokunmuş, fedakârlıkla örülmüş bir elbise.
HAYATIN DERSİ
Güzellik, fiyat veya modayla tanımlanmaz.
Gerçek güzellik, bir kıyafetin taşıdığı hikâyededir —
her ilmekteki alın terinde, fedakârlıkta ve sevgide.
Anneler, ne giyerlerse giysinler, her zaman parlarlar.
Her iplik, adanmışlığın bir hikâyesini taşır.
Ve eğer sevginin bir rengi olsaydı,
ne kırmızı olurdu ne beyaz…
Yeşil olurdu.
Tıpkı bir annenin yorulsa bile durmadan veren yüreği gibi —
hayatın rengi.