Olası yeni bir Dünya savaşı günümüzde sık sık gündeme gelmektedir. Peki Dünyanın en güvenli ve savaşa en iyi hazırlanan ülkesi hangisi? İşte Dünyanın en sorunsuz ülkesi… Olası bir yeni dünya savaşı için en iyi hazırlanan ülke hangisi? Kötü senaryoların ve olayların arasından en iyi şekilde ve en az hasarla sıyrılmak tüm ülkelerin isteyebileceği bir şeydir. Ancak bu durumda diğer dünya ülkelerine karşı tutumunuzun, tavrınızın ve geçmiş münazaraların iyi olması gerekmektedir..................HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN
Dünya Savaşına En İyi Hazırlanan Ülke İsviçre
Avrupa Birliği haritasını daha önce incelediyseniz, ortada ona dahil olmayan biçimsiz daire bir şekil vardır vardır. O şekil İsviçre’nin sınırlarını göstermektedir. İsviçre tarafsız olmasıyla ünlü olan bir ülkedir ve Avrupa Birliğinin yanı sıra NATO’ya da üye değildir. AYrıca son olarak 2002 yılının sonlarında birleşmiş milletlere de üye değildi. En Son Savaşları 200 Yıl Önce
İsviçre’nin girdiği en son savaş 200 yıl önce Napolyon ve ordusuna karşı verdiği savaştı. Tarihsel süreçte İsviçre çevresinde saldırgan ülkeleri barındırsa da olaylardan bu denli uzak kalmasının nedeni, ülkenin coğrafi özellikleridir. İsviçre kabaca 3 farklı bölüme ayrılır. Güneyinde İsviçre Alpleri ülke toprağının çoğunu kaplamakta ayrıca onu İtalya ve Avusturyadan ayırmaktadır. Batı ve kuzey kısmında ise Jura dağları bulunmaktadır. İsviçre alplerine karşın küçük bir sıra dağ olsa da ülkeyi Fransa’dan ayırabilecek genişliğe sahiptir. Ülkenin doğu kısmı ise İsviçre platosudur. Ülke nüfusunun çoğunun yaşadığı, en fazla şehrin bulunduğu bölgedir.
İsviçre Potansiyel Bir Savaşçı
İsviçre 3. Dünya Savaşına mı hazırlanıyor?
Geçmiş Dünya savaşlarında ülkelerin tarafsız olan ülkeleri köprü olarak kullanıp başka bir ülkeye saldırması savaş ortamında sık görülen bir durumdur. İsviçre ise İtalya, Almanya ve Rusya gibi savaşı tetikleyebilecek ülkelerin konumuna oldukça uygundur. İsviçre bu gibi olaylara karşın hiçbir ulusal topluluğa üye olmayıp köprü görevi görmemek için antlaşma yapmıştır.
Birçok Avrupa ülkesinde olmamasına rağmen İsviçre’de erkekler zorunlu olarak askerlik yapmaktadır. Askerliği biten çoğu erkek yedek kuvvet olarak anlaşma yaparak bir tüfek ve mühimmat ile evlerine gönderilir. Her erkek bu durumda olmasa da olası bir savaş durumunda İsviçre 200 bin eğitimli askeri anında göreve dahil edebilecek kapasiteye sahiptir. Ayrıca Düşman kuvvetlerin ülkeyi işgal etmesine önlem olarak ülkenin içinde ki köprüler, demir yolları, tüneller gibi ulaşım ağları uzaktan kumanda ile patlatılacak şekilde tasarlanmıştır. Bu patlatılan ulaşım ağları, patlamadan sonra oluşacak yıkımın diğer kara yolu ulaşım yollarını tıkayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu durumda istilacı kuvvetler sıkışacaktır ve ilerleyemeyecektir...................HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN
Şehirde Savaş Yok
İsviçre olası bir savaş durumunda askeri kuvvetlerini Alp dağlarına yoğunlaştıracaktır. Şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla İsviçre alplerinde kaya görünümünde, ahır veya klübe görünümünde bir çok tank savar, hava savunma sistemi ve ağır makineli tüfekler bulunmaktadır. Bu kamufule olmuş silahlar ve sistemler yer altından birbirlerine tünel ile bağlıdırlar.
Nükleer Saldırılara Karşı Güvenli İsviçre her hangi bir nükleer saldırıya karşı şu an ki nüfusundan kat kat fazla insanı saklayabileceği yer altı sığınağına sahip tak ülkedir. Bununla birlikte 1978’den itibaren yapılan her evin altında bir barınak olması yasalarca zorunlu hale gelmiştir. 2006 yılından itibaren İsviçre’de ki sığınakların sayısı 8,4 milyonu aşmıştır. Bu sığınaklar ev boyutunda geniş ve iki ay boyunca tüm ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde tasarlanmıştır.
İsviçre bu gibi özellikleriyle savaşmaktan daha çok savunup kendilerini güvene almaya kapasiteleri dahilinde hareket etmeye odaklanmıştır.
Uzmanlar küresel krize doğru sürüklendiğini belirtirken yeni dünya düzenine de değindi.. Türkiye ise..
AYRINTILAR
şte Yeni Dünya Düzeni
Ünlü ekonomistler Mahfi Eğilmez ve Işın Çelebi, Altınbaş Üniversitesi’nin düzenlediği “Ekonomi Söyleşileri” programında bir araya geldi. 2 ünlü ekonomist dünyanın ciddi bir yeni küresel krize doğru sürüklendiğini belirtirken yeni dünya düzenine de değindi.
Ekonomist ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez, “Dünyanın her yerinde bizde olduğu gibi enflasyon var. Rusya'da var. Bu son kriz enflasyonu daha da tetikleyecek. Petrol, doğalgaz, buğday ve emtiya fiyatları da hepsinin fiyatları bu ortamda yükselecek. Dolayısıyla dünya ciddi bir yeni küresel krize doğru da sürükleniyor” tespitlerinde bulundu. Dünyanın Rusya’ya karşı uyguladığı finansal izolasyonu da değerlendirerek, bu kadar sert tepki verileceğini beklemediğini belirtti. “Çünkü Rusya, Kırım’a girdiğinde böyle bir tepki olmadı. Bu alınan önlemlerin, swiftten çıkarılmasının doğru ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Başka türlü bu gidişatı durdurmak ve önlemek mümkün olmayacak.” dedi.
İkinci Soğuk Savaş Dönemi
Mahfi Eğilmez, uzun süreli ikinci Soğuk Savaş döneminin başlayacağı tahminini dile getirerek, “Ülkeler ellerindeki nükleer güçleri karşılıklı tehdit unsurunu olarak kullanıp, birbirini tehdit ederek bir tuhaf denge içinde tutturmaya çalışacaklar. Biz küreselleştik, buradan çıktık derken yeniden o döneme döndük, dönüyoruz. Bunun da uzun süreceğini ve dünyaya çok büyük bir zararlar vereceğini düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.
İki isim Yeni Dünya Düzeni hakkında da çarpıcı yorumlarda bulundu. Detaylar haberimizin devamında..................HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN
Eski Devlet Bakanı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi, dünyanın artık şiddet yanlısı yönetimlerle yönetilmeyeceğini düşünürken, daha şiddet yanlış tavırların ortada çıktığını ve artığını ifade etti. Bugün Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan’ın petrol ve doğalgaz açısından dünyanın en zengin yataklarından olduğunu belirtti. “Gazprom'un en önemli girdilerinden petrol ve doğalgaz. Bu ülkeler, bunun yarattığı zenginliği halkıyla paylaşmıyor. Yöneten, tepedeki adamlarla paylaşan bir anlayış var. Bu anlayış dünyada Egemenlik ve eşitlik koşullarında bozuyor. Bu açıdan dünyanın Yeni Bir Dünya düzenini oluşturduğunu görüyoruz. Dünya açısından çok üzerinde durulması gereken bir konudur” açıklamalarını yaptı.
“Rusya’nın 630 milyar dolarlık rezervinin, alım gücü kalmadı”
Rusya’nın swift sisteminden çıkarılmasını da değerlendiren Işın Çelebi, Sberbank ve Gazprom’un dünya enerji kaynaklarını yönettiği için swift sistemi dışına alınamadığına dikkati çekti. “Çünkü Doğu bloku Rusya, doğalgazını satmak zorunda, Almanya başta olmak üzere batı dünyası ve Türkiye'de bu doğalgazı almak zorunda. Enerji arz güvenliğini sağlamak açısından bu akışların durmaması lazım” değerlendirmesini yaptı. Bununla birlikte Rusya’nın elindeki 630 milyar dolarlık rezervin, Çin’in elindeki 1 trilyon dolarlık Amerikan hazine kağıdının alım gücünün kalmadığını, kâğıttan farkı kalmadığını anlattı. Işın Çelebi, “Bir taraftan Kripto Piyasalar gelişiyor ama matematiksel tabanlı bir blok zincire dayanması lazım. 80 tane Merkez Bankası dijital parayı oluşturmak için çalışıyor şu anda ama öyle bir blog altyapısı olmadığı için dijital para oluşmamış vaziyette. Bu ortamda yeni bir dünya düzeninin nasıl oluşacağını çok merak ediyorum.”şeklinde konuştu. Bu gelişmelerin kendisine geçmişte İran’ının da alternatif bir swift sistemi yaratmak istediğini hatırlattığı söyleyerek, arkalarında güçlü bir petrol gücü olmasına rağmen yapamadılar. Çünkü parası dünya çapında geçerli değildi. Aynı durum ruble için de geçerli.” dedi.
“Türkiye, tarımını modernize ederek yeni dünya düzeninde yerini almalı”
2 ünlü ekonomist, Rusya ve Ukrayna’nın gıda üretimi açısından önemine değinerek, “İki ülkenin dünya küresel buğday ihracatının % 29’ unu, dünya Ayçiçek yağı ihracatının %80’inin oluşturuyorlar. Bu kriz nedeniyle dünya gıda arzı da risk altında” tespitini yaptılar..................HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYIN
Işın Çelebi, dünyada bu nedenle gıda güvenliği meselesinin ön plana çıktığını, bu açıdan buğday, arpa ve gıda güvenliğinin de çok önemli bir emtia olarak dünyada etkili olacağını dile getirdi. Türkiye’nin sanayileşmesini, teknoloji üretimini ve ticaretini geliştirirken kendi geçmişinden gelen geleneksel tarımını da modernize ederek, teknolojiyle beraber üretimini artırması gerektiğini dile getirdi. Işın Çelebi sözlerine şu şekilde devam etti. “Gıda güvenliğinin temin edilmesi, Türkiye'nin geleceği açısından da dünyanın geleceği açısından çok önemli. Teknolojinin gelişmesi karşısında Gıda ürünleri de (Exchange edilebilir) değiştirebilir hale getirilebilir. Gıda güvenliğinin, on yıl on beş yıl sonra enerji güvenliğinden daha önemli hale geleceğini kanaatindeyim” dedi. Mahfi Eğilmez de Türkiye’nin bundan 40 yıl önce buğday üretiminin 20 milyon ton olduğuna işaret ederek “Rusya’yla 2000’li yıllara aynı seviyede girdik. Onlar bugün üretimlerini 85 milyon tona çıkardı. Biz, 17 milyon tona düşürdük. Tarımı küçümseyen, yanlış politikalar sonucu anavatanı Anadolu olan buğday, mercimek gibi ürünleri ithal eder hale geldik. İyi kötü dünya da 4.sırada olan zeytinyağı üreticiyiz ama zeytinliklerimizi madenciliğe açıyoruz. Bizim işi ciddiye alıp, iklim değişikliğinin etkilerini gözeterek, ekonomik büyümeye katkıda bulunacak şekilde tarım politikası üretmemiz lazım” diyerek önemli açıklamalarda bulundu.