KAMERANIN ÇEKTİĞİ ŞOK GÖRÜNTÜLER
Bobby evin köpeğiydi. Ev sahipleriyle çok iyi anlaşıyordu, özellikle de ailenin bebeği Flynn'i çok seviyordu.
Flynn'in ailesi yatmadan önce ikisini ayırıyorlardı. Ama akıllı Bobby her gece bir yolunu bulup bebek odasının kapısını açmayı başarıyordu.
Her sabah onu yerde, bebeğin beşiğinin yanında buluyorlardı. Fakat hepsi bu değildi. İkisi de sabahları çok tuhaf davranıyorlardı...
Flynn çok korkmuş görünüyor ve köpek dostuna sıkıca sarılmış oluyordu.
Oğulları bu kadar korkutan şey neydi?
Flynn'in annesi Lisa titreyen oğlunu yerden kaldırdı. Beşiğinden nasıl çıkmıştı? Ve daha da önemlisi...
Oğlunu bu kadar korkutan neydi? Odayı incelemeye başladı. Tüm dolapları, çekmeceleri açtı ama sıra dışı hiçbir şey bulamadı.
Bu duruma akıl sır erdirememişti ve gece boyunca oğlunun odasında neler olup bittiğini öğrenmek zorundaydı.
Odanın köşesine bir bebek izleme kamerası yerleştirdi, ne olup bittiğni görene kadar uyanık kalmaya kararlıydı.
Ancak ekranda gördüklerini kesinlikle tahmin etmemişti...
Lisa endişeli bir şekilde koltuğa oturarak gözlerini ekrana dikti. Flynn mışıl mışıl uyuyordu ve her şey yolunda görünüyordu.
Saatler böyle geçti ve anormal hiçbir şey yok gibiydi. Ancak saat iki civarında durum aniden değişti.
Normalde Lisa şimdiye kadar çoktan uyumuş olurdu, o yüzden hiçbir şey duymazdı. Ama bu gece oğlunun odasından gelen hafif bir köpek iniltisi duydu.
Ekrana baktı ve Flynn'in uyanıp beşiğinde ayağa kalktığını gördü...
Endişeyle merdivenleri çıkıp hızla yatak odasının kapısını açtı. Ancak içeri girdiğinde artık çok geçti.
Odada göze çarpan hiçbir şey yoktu ve oğlu yine yerde yatıyordu. Flynn korkuyla titriyordu ve köpeğine sıkı sıkı sarılmıştı.
"Bu böyle devam edemez!" diye haykırdı Lisa.
Flynn'i sakinleştirmek için alıp tam odadan çıkacaktı ki onu gördü.
"O pencereyi kapadığıma %100 emindim ama birden aralık olduğunu gördüm..."
Lisa, kucağında bebeği Flynn ile pencereye doğru yürüdü. Soğuk hava içeriye giriyordu. Pencerenin yanındaki ağaçtan gelen bir hışırtı duydu.
Geceleri oğlunu korkutan şey bir hırsız mıydı? Eğer öyleyse çok hızlıydı. Lisa köpeğinin sesini duyar duymaz hemen üst kata koşmuştu çünkü.
Kafasında bir sürü soru işareti vardı. Oğlunun güvenliğinden endişe etti. O gece onun yanındaki odada kalacak ve kamerayı açık bırakacaktı.
"Bebek odasına kimin girdiğini bulmak zorundaydım."
Ertesi gece hazırlıklıydı. Alt kattaki koltukta beklemeyecekti. Bu sefer bebek odasının hemen yanındaki odada kalacaktı.
Elinde, bebek odasının görüntülerini açıkça görebildiği Ipad'i ile oturdu.
"Bu kez benden kaçamayacak" diye düşündü Lisa.
Flynn uyuyordu. Ama Lisa bu sinsi hırsıza odaklanmıştı.
Saat ikiye gelmişti. Dün her şeyin yaşandığı saate. Ardından...
Pencerenin çerçevesinden şiddetli bir gıcırtı sesi ve yatak odasından köpeğin tiz sesi duyuldu!
Lisa hemen fırladı ve dikkatlice kapıyı açtı. Bu defa, davetsiz misafir kaçacak vakit bulamamıştı.
Bebek kamerasında odada neyin olduğu net değildi, ama yine de Lisa olup biten kargaşayı kaydetmişti. İçeride kesinlikle birisi vardı.
Ya şimdi ya hiçti. Kapının kolunu hiç ses çıkarmadan yavaşça itti. Kapı içeriyi görebileceği kadar aralandı.
Davetsiz misafir tam karşısındaydı. Siyah bir gölge, hızla pencereye doğru yöneliyor gibiydi.
Ve onu gördü...
Küçük bebeği yine beşiğinde ayakta duruyordu. Ve evin köpeği Bobby, odanın içinde ciyaklayan davetsiz misafiri izliyordu.
Pencere açıktı. İçeriye rüzgar doldu ve ürkütücü bir ses çıkardı, fakat odadaki en kötü ses içeri giren davetsiz misafirden gelmişti.
Lisa hızla Flynn'e doğru koştu ve hırsıza karşı bebeğine kalkan olmaya çalıştı. Misafirin paniklediği belliydi. Oyuncaklar, vazolar ve diğer biblolar odanın içerisinde savruluyordu.
Davetsiz misafir dışarı çıkmak için bir yol arıyordu, fakat tüm çıkışların önü kapalıydı. Kucağında Flynn ile Lisa kapıda duruyordu ve şimdi pencere de ona havlayan Bobby tarafından engellenmişti.
Bu, Lisa'nın beklediği andı. Onu tamamen korkutup kaçırabilirler miydi? Böylece zavallı Flynn bir daha asla korkmazdı.
Lisa ona doğru koştu ve Bobby de üzerine doğru atıldı. Yakalamalarına yarım metreden az kalmıştı.
Fakat davetsiz misafir panikle tehlikeli bir kaçma girişiminde bulundu. Camı kırarak pencereden dışarıya fırladı.
Ön bahçede büyük bir gümbürtü koptu. Yere düşmüştü, Lisa çok emindi. Onun çok fazla incinmemiş olduğunu umdu.
Bu davetsiz misafirin kim olduğunu anladınız mı? Bir sonraki sayfada öğreneceksiniz!
Lisa, Flynn ve Bobby ile birlikte hızla aşağı indi. Acele ediyorlardı çünkü bu kadar yüksekten düşmek çok tehlikeli olabilirdi. Davetsiz misafiri öldürmek değil korkutmak istemişlerdi sadece!
Ön kapıyı açar açmaz onun yüz üstü yerde yattığını gördüler. Genç bir baykuş. Yüzükoyun yere serilmişti. Neredeyse hiç kımıldamıyordu.
Lisa gözünde yaşlarla kalakalmıştı. "Çocuğumu hırsızdan korumak istemiştim ama bu güzel baykuşu öldürmek istememiştim."
Eline ufak bir çubuk aldı ve zavallı hayvanı hafifçe dürttü... Hala yaşıyor olabilir miydi?
Neyse ki baykuş hala yaşıyordu. Düşmeden dolayı sersemlemişti ama sağlığı iyiydi. Lisa, kanadının kırılmış olabileceğini düşündü.
Zavallı hayvanı kaldırdı, Bobby'nin taşıma kutusuna koydu ve veterinere götürdü.
Kanat gerçekten kırılmış, dedi baykuşa bakan doktor. "Bu kolay bir tedavi, bu özel yaratığı fazla incitmeyecek."
"Özel mi!?" diye sordu Lisa.
Bu baykuşu özel yapan neydi?
"Buralarda hiç bulunmayan bir tür bu," dedi doktor.
"Bu, sadece Kanada'nın kuzeyindeki ormanlık alanlarda yaşayan bir baykuş. Yani evinize gelen, herhangi bir vahşi baykuş değil.
Bu, insanların özenle gözetim altında yetiştirdiği bir baykuş.
Bu güzel hayvana kesinlikle insanlar tarafından bakılmış. Ve size bir şey söyleyeyim, sanırım bu koca yaratığın sahibini tanıyorum."
"Öyle mi? Kim peki?"
Bu baykuş şehirdeki hayvanat bahçesinden kaçtı. Geçen hafta bir kayıp ilanı aldık ve bu küçük serserinin kesinlikle bu olayla ilgisi var."
Lisa'nın güleceği geldi. Bu akıllı küçük yaratık, tıpkı yatak odasının penceresini açabildiği gibi muhtemelen kafesinden de kaçmanın bir yolunu bulmuştu.
Lisa hemen telefonu eline alıp hayvanat bahçesini aradı. Tam da umduğu gibi...
Ekipler veterinere ulaştığında onu hemen tanıdılar. Yaramaz baykuşun ismi 'Jojo'ydu ve gerçekten de kaçan baykuştu.
Bu sırada kanatlı hırsız tamamen iyileşti ve şimdi tekrar kilitli kafesinde yaşıyor.
Lisa, Flynn ve Bobby onu her ay ziyaret ediyorlar. Hayvanat bahçesi, Jojo'yu sağ salim geri getirdikleri için onlara hayat boyu ücretsiz giriş imkanı sağladı.