KAHVENİN O KIRK YILLIK HATIR HİKÂYESİ...
Vaktiyle İstanbul’da Yemiş İskelesi’nde bir kahveci vardır...
Kahvesine bir gün bir Yeniçeri gelir ve şöyle der;
- Hey arkadaş!. Hep müşterilerine birer kahve yap, lakin şu kâfire yapma (Köşede oturan Rum gemi kaptanını işaret eder).
Kahveci herkese kahve yapar verir ve ardından iki kahve alıp Rum'un yanına oturur.
"Biz de seninle içelim" der.
Yeniçeri; "Heeyy!.. Ben sana o kafire kahve yapma diye tenbih etmedim mi?" diye çıkışınca kahveci

Diğer sayfamıza gecerek haberi okuyunuz
"Kaptana yaptığım kahve senin değil, benim ikramımdır ağa!" cevabını verir.
Aradan zaman geçer. Sisam Adası'nda büyük bir isyan baş gösterir.
O zamanın Üsküdarlı kahvecisi de Yeniçeri ocağında kayıtlı asker olduğu için adaya sevk edilmiş ve esir düşmüştür.
Sisam’da asi Rumlar, ele geçirdikleri Türk esirleri bir meydanda müzayede ile satar.
Yemiş İskelesi'nin kahvecisi de esirlerle birlikte o meydanda satışa çıkarılır.
İstekliler kaç kişi ise karşılarına dizilip, bekleşirler. O sırada tepeden tırnağa silahlı bir Rum gelir.
İlk, bir paradan başlar. Bir anda beş paraya, on paraya kadar çıkar.
Sıra kahveciye gelince o silahlı adam yekden, "Beş kuruş!" diye bağırır. Arttıran olmayınca da esiri alıp bir muhafız nezareti altında şehirden çıkarır.
Kahveci, "Beni beş kuruşa aldığına göre kim bilir ne gibi işkencelerle öldürecek!?.." diye düşünür.
Issız bir yerde o silahlı Rum, "Korkma! Sen beni tanımadın ama ben seni tanıdım. Hani bir Yeniçeri bana hakaret ettiği zaman sen onu dinlemeyip bana kahve ikram eden Yemiş İskelesi’ndeki kahveci değil misin?" der ve kucaklaşırlar.
Bir fincan kahvenin hatırını orada görülür.
Alıntıdır

Bunlar da İlginizi Çekebilir