Eric ve Carla ilk bakışta oldukça normal bir aile gibi görünüyorlardı. Ancak bir gün Carla bir anda ortadan kaybolduğunda aile ne yapacağını bilememişti.
Anneleri tek kelime bile etmeden onları neden terketmişti ki? Onların arkasından bir iş çevirmiş olabilir miydi?
23 sene boyunca aile bu gizemin yükünü taşıdı, ancak oğullarından biri birdenbire her şeyi açıklığa kavuşturan bir mektup buldu...
devamı için görsele tıklayınız
"Okuduğumda gözlerime inanamadım," diye anlattı Roy gazeteciye. "23 sene boyunca annemin başına ne geldiğini merak etmiştim ve artık biliyorum..."
Roy ve kardeşi babaları için aile evini temizliyorlardı ki Roy bir anda içinde çok özel bir mektup olan bir kutu buldu.
Mektubu okuduğunda annesinin ortadan kaybolmasıyla ilgili gerçeği nihayet öğrendi...
Eric ve Carla lisede tanışmışlardı. Eric her zaman sportif, popüler bir çocuk olmuştu ve Carla da her zaman erkeklerin ilgisini çeken bir kızdı.
Çift kısa sürede okulun örnek çifti haline geldi: gençtiler, güzeldiler ve önlerinde onları bekleyen altın bir gelecek vardı.
Fakat bilmedikleri şey geleceklerinin çok ani bir şekilde değişeceğiydi...
Bir gün Carla mutfakta ev işleriyle ilgilenirken postacı kapıyı çalmıştı. Ona vermek üzere taahhütlü bir mektup vardı.
Carla afallamış bir şekilde mektubu açtı. Taahhütlü postayla gönderilecek kadar değerli özel bir şey beklemiyordu.
Mektubu zarftan çıkarıp okumaya başladı. Fakat okurken o kadar şoka uğradı ki eliyle ağzını kapadı.
Kocaman açılmış gözlerle ve titreyen ellerle mektubun tamamını okudu. Bu mektup açıkça bir tehdit mektubuydu…
Carla titreyerek mektubu bir kutunun içine koydu, ailesi işten ve okuldan geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi davrandı.
Bu böyle haftalarca devam etti ama Carla günden güne tuhaf davranmaya başlamıştı. Kendisini sürekli ailenin geri kalanından ayrı tutuyordu. Oğulları sonrasında annelerinin sık sık yatak odasında sessiz sessiz ağladığını duyduklarını söylediler.
Fakat neler olduğunu annelerine sorduklarında kadın onlara kaçamak cevaplar veriyordu. "Bir şey olmadı tatlım, endişelenmeyin," derdi yüzüne mutlu ifade takınmaya çalışarak.
Ancak bir gün her şey değişti...
Bir gün Carla başka bir taahhütlü mektup daha aldığında içinde bir şeyler koptu. Hemen çatı katından bavulunu alıp çılgın gibi bavulu hazırlamaya başladı.
Ailesi hâlâ işte ve okuldaydı, bu yüzden kimseye fark ettirmeden evi terk etmenin tam zamanıydı. Önemli eşyalarını bavula koyarken yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Ailesini bırakmak istemiyordu ama başka yolu yoktu.
Bavulunu hazırlayıp merdivenlerden sendeleyerek ön kapıya yöneldi. Ve işte gidiyordu...
Ağlayarak arkasındaki kapıyı kapattı ve bir daha hiç geri dönmedi...
Ailesi eve geldiğinde annelerinin yokluğunu hemen fark ettiler. Döndüklerinde onları karşılayan ve günlerinin nasıl geçtiğini soran kimse yoktu.
Günler, aylar, hatta yıllar geçti ama aile, annelerinden tekrar hiç haber alamadı. Herkes için çok acı zamanlardı. Fakat görünüşe göre bu durum babaları Eric'i çocuklar kadar etkilememişti; bir ay sonra birdenbire eve yeni bir kadın getirdi.
Bu kadın annelerinden çok daha gençti ve en büyük oğlu Roy bu işte bir gariplik olduğunu hemen anladı. Ancak bir gün babasına annesinin dönüşünü neden beklemediğini sorduğunda çok sıradışı bir yanıt aldı...
"Anneniz bir daha geri dönmeyecek, bu sizin yeni anneniz", dedi babası ona tek bir duygu göstermeden.
Çocuklar babalarıyla ve onun genç kız arkadaşıyla büyüdüler ama alışık oldukları aile hayatı da tıpkı anneleri gibi yok olmuştu.
Babalarıyla aralarındaki bağ o kadar kötüleşmişti ki taşındıktan sonra çocuklar babalarıyla neredeyse hiç iletişim kurmuyorlardı. Fakat bir gün hastaneden babalarının ölüm haberini aldıklarında ailelerinin evine dönmek zorunda kaldılar.
Ve orada hayatlarının en önemli şeyini keşfettiler...
Roy ve kardeşi o gün babalarının evini temizlerken Roy eski bir kutu buldu. Kutuyu açtığında gözlerine inanamadı! Kutunun içinde annesine ait eski eşyalar vardı. Hepsi bu da değildi; birkaç mektup vardı.
Mektuplardan birini açıp okuduğunda şok oldu. Annesi ölümle tehdit edilmişti.
Ama dünyalar tatlısı annesini biri neden tehdit etmek isterdi ki? Hızlıca okumaya devam etti. Nihayet annesinin ortadan kaybolmasıyla ilgili gerçeği öğrenmişti...
Mektup babasından gelmişti ve kız arkadaşıyla yeni bir hayata başlamak istediğini yazmıştı. Çocuklara kendisinin bakacağını ama onsuz 'mutlu bir aile' kurabilmesi için annelerinin hayatından çıkması gerektiğini söylemişti.
Eğer gitmeyi reddederse çocuklara zarar verecekti. Roy irkilerek mektubu elinden düşürdü. Annesi ortadan kaybolduğundan beri babasıyla arasındaki ilişki hep sallantıda olmuştu ama onun bu kadar zalim olabileceğini hiç düşünmemişti.
Roy yavaşça kutudan bir başka mektup çıkardı. Bu mektubu annesi yazmıştı...
Anne, tüm olanları mektupta oğullarına anlatıyordu. Onları terk etmek zorunda olmanın ne kadar berbat olduğunu ama aynı zamanda onların hayatlarından ne kadar endişe ettiğini. Başka seçeneği olmadığını düşünmüştü.
Mektupta göz yaşı izleri vardı, okurken Roy da artık gözyaşlarına hakim olamıyordu. Fakat mektubun sonuna geldiğinde aniden bir şey fark etti!
Mektubun sonunda bir adres yazılıydı. Annesi hâlâ bu adreste yaşıyor olabilir miydi? Bir dakika bile tereddüt etmeden adresin olduğu yere gitmek için arabasına atladı.
Oraya vardığında çok özel bir şey oldu...
Kapının zilini çaldığında yaşlı bir kadın kapıyı açtı. İkili kısa bir süre birbirlerine baktılar. Ardından anne ve oğul - tek bir kelime söylemeden - birbirlerinin kollarına atladılar.
Roy'un hayatındaki en mutlu andı ve annesi Carla oğullarıyla yeniden bir araya gelmekten dolayı son derece mutluydu.
Annenin çocuklarıyla arasındaki bağ kopmamıştı belli ki çünkü o sanki hiç gitmemiş gibi her şey bir anda yeniden eskisi gibi görünüyordu.
Ve yaşadıkları zor zamanlara rağmen, Roy ve kardeşi annelerine sonunda yeniden sarılabiliyor olmanın mutluluğunu yaşadılar.