Bakırköy: Genellikle kıyı kesimi ve Ataköy dolgu alanları nedeniyle tehlikeli. Beylikdüzü: Gürpınar ve çevresi, zeminsel tehlikeler nedeniyle öne çıkıyor. Zeytinburnu: Eski yapıların çokluğu ve fay hattına yakınlığı bu ilçeyi çok tehlikeli yapıyor. Fatih: Cankurtaran, Süleymaniye, Edirnekapı gibi mahallelerdeki tarihi ve eski yapılar ciddi tehlike altında. Bahçelievler, Güngören: Zayıf zemin ve eski binalarla riskli bölgeler arasında. Anadolu Yakası’nda Yüksek Riskli İlçeler Kadıköy: Genellikle Fikirtepe gibi süratli yapılaşma görmüş bölgelerde, yüksek binalar ve zemin uyumsuzluğu risk yaratıyor. Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla: Sahil şeritleri bilhassa sıvılaşma yönünden riskli; iç kesimler daha güvenilir. Üsküdar, Ümraniye, Ataşehir, Sancaktepe, Sultanbeyli: Yer yer fay hatlarına yakınlık ve zemin yapısı nedeniyle ilgili olunmalı. Adalar: Hem yapı stoğu eski hem de fay hattına son derece yakın, bundan dolayı risk çok yüksek. Deprem Riski En Düşük İlçeler (4. Derece Riskli Alanlar) İstanbul’da birtakım bölgeler jeolojik yönden daha dayanıklı zeminlere sahip ve büyük deprem riskine karşı görece daha dayanıklı. Fakat bu, her binanın güvenilir bulunduğu manasına gelmiyor. Zemin kadar bina niteliği de mühim. Düşük Riskli İlçeler ve Güvenli Bölgeler Çatalca: İstanbul’un en düşük deprem riski taşıyan ilçesi. Karacaköy gibi iç bölgelerde zemin son derece dayanıklı. Arnavutköy, Eyüpsultan, Sarıyer: Fay hatlarından uzak ve dayanıklı zemin yapısına sahip bölgeler. Beykoz: Kıyıdan uzak yüksek alanlar güvenilir kabul ediliyor. Şile: Karadeniz kıyısındaki bu ilçe, zemin bilhassari nedeniyle avantajlı. Çekmeköy: İç kesimleri güvenilir zemin yapısı nedeniyle öne çıkıyor. Şişli (Maslak): Yer altı kaya yapısı vasıtası ile yüksek binalar amacıyla ideal ve güvenilir. Silivri & Büyükçekmece (kıyı hariç): İç kesimlerinde alüvyon olmayan zemin vasıtası ile daha az riskli. Başakşehir: Yeni yapı stoku ve zemin bilhassariyle orta-düşük risk grubunda yer alıyor. Uzmanların Önerileri: Bina Bazlı Analiz Şart Jeoloji ve deprem uzmanları, genel bölge değerlendirmelerinin yanı sıra bireysel bina testlerinin de yapılması lüzumluliğini vurguluyor. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Aynı sokakta bile zemin değişiklik gösterebilir. Bu yüzden parsel ve bina bazlı analizler büyük ehemmiyet taşıyor.” derken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da Aydos, Çamlıca ve Kartal sırtları gibi bölgelerin güvenilir kabul edilse de yapı niteliğine ilgi edilmesi lüzumluluğunu ifade ediyor.