O gün… o saat… Yusuf eşyalarını topladı. Zeynep’e tek kelime etmeden çıkardı evden. Sonra bana döndü:
“Bundan sonra kimse sana el kaldırmaz, baba. Senin yaşlılığına ben bakacağım.”
İşte o gün, yıllardır ilk defa içim ısındı. Evin duvarları bile bana daha sıcak geldi. Yusuf’un gelişiyle o ev yeniden yuva oldu.
Ama içimde hâlâ bir yara var:
Evladımın gözlerinin önünde utanmak…
İşte o yara kolay geçmiyor.
Ama geçmese de… en azından yalnız değilim artık.