Geçen gün bir bayan tedaviye geldi. Bayandan çok yanındaki 10 yaşındaki oğlu Hasan ilgimi çekti. Çocuğun sol kolu karnına yapışık gibi duruyor hiç kıpırdatmıyordu. Bayanın tedavisi bitince çocuğun kolunu sordum. Bir sabah birden olmuş ve 1 yıldır öyleymiş, götürmediğimiz doktor kalmadı ama düzelmedi dedi.
DEVAMI DİĞER SAYFADA
Çocuğun gözlerine baktım, öyle derin öyle ürkek bakıyordu ki, birden annesine; alışılmışın dışında birşey isticem sizden, oğlunuzu bana bırakın akşam 19.00 da evinize getiririm dedim. Kadın şaşırdı ama kabul etti. Randevularımı iptal ettim, Hasan ile arabaya bindik 30 km mesafedeki sahil kenarına gittik. Giderken, ağzımıza 8 tane sakız aldık. Ağzìmıza sığmıyordu nerdeyse ama amaç en büyük balonu şişiren Hasan olursa bütün arabaları sollucam, ben şişirirsem yanından geçtiğimiz bütün arabalara nanik yapıcaz buzlar kırılmalıydı.

Sürat yapmamak için ben kazandım Hasan ile sahile geldik ve yüksekçe bir kum tepesine çıktık. Hasan'a; Ben buraya çok gelirim ve kızgın olduğum kim varsa en yüksek sesle bağıra bağıra ona küfrederim rahatlarım dedim. Şimdi birlikte yapalım ve rahatladıktan sonra mayonezli patates kızartması alıp yiyelim dedim. (Burada çok meşhurdur külahta patates kızartması).

Bak önce ben rahatlıycam diyip başladım çok sevdiğim Havva'ma bağıra bağıra küfretmeye. Zavallı Havva'mı yukardan aşağı boyadım Of çok rahatladım, sıra sende dedim. Hasan ayağa kalktı, sustu ve sonra birden bağırmaya başladı; Babaaaa, sana anneme vurma demiyor muyum, annemin canı çok acıyor öpsemde geçmiyooor. Büyüyünce bende seni dövecem babaaa diyerek 10 dk boyunca hem ağladı hem bağırdı..Yanıma oturdu.. Rahatladın mı? Evet dedi.

Hadi patateslerimizi alalım diyip yürüdük kızartmacıya. Külahı Hasan'ın açmadığı sol koluna farkında değilmişim gibi uzatırken bir yandan da cüzdanımdan bozuk para almaya çalışıyormuş gibi yaptım. Hasan sol kolunu uzattı aldı külahı.. İçim coştu ağlamamak için tuttum kendimi, farkında değilmişim gibi hiç üzerinde durmadım ve başka şeylerden konuşa konuşa patatesimizi yiyerek arabaya gittik. Eve geldiğimizde annesi bizi pencerede bekliyordu, görünce kapıya geldi. Arabadan indik ve Hasan'a eğildim; canın ne zaman isterse rahatlamaya gidelim olur mu deyip telefon numaramı verdim. Hasan'a sarıldım, o da iki koluyla boynuma sarıldı

Sonra dönüp annesine sarıldı. Annesi sevinçten kalakaldı. Eliyle, nasıl oldu diye işaret etti. Oğlunuz ayrıntısını anlatır dedim ve oradan ayrıldım.. Sabah Hasan'dan mesaj geldi "günaydın kanka" :) Günaydın kankişim Hasan'ım :) :)

Bunlar da İlginizi Çekebilir