Sabah annemin feryadıyla uyanıp yataktan fırladım, kalbim hızla atıyordu. Koşarak salona gittim, annem oradaydı, gözleri büyümüş, elini ağzına kapatmıştı. “Ne oldu anne? Ne oldu?” diye sordum, sesim titriyordu. Annem, kadının odasını işaret etti, bir şey söyleyemeden sadece eliyle gösteriyordu.
Hızla odanın kapısını açtım. İçerisi sessizdi, kadının yattığı yatak bozulmamıştı, sanki hiç dokunulmamış gibiydi. Ama kadın ortada yoktu. Tüm eşyaları, gece giydiği o şık elbise, çantası, hiçbir şey yoktu. “Nereye gitmiş olabilir?” diye düşündüm. Ama aklım almıyordu; yağmur hala dinmemişti, dışarıda tek bir iz bile yoktu. Eğer evden çıkmış olsaydı, en azından bir kapı sesi duyardık. Ama o, sanki hiç var olmamış gibi yok olmuştu.