Vaktiyle bir köy ağası bir çoban tutar. Çobana 100 tane koyun teslim eder. “Aman koyunlarıma iyi bak, parayı düşünme” der Çoban koyunları alır gider. Aylar geçer… Ayrıntılar haberin devamındadır… HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE DO/KUNUNUZ..
Vaktiyle bir köy ağası bir çoban tutar. Çobana 100 tane koyun teslim eder. “Aman koyunlarıma iyi bak, parayı düşünme” der Çoban koyunları alır gider. Aylar geçer, günler geçer, Ağa konağın bahçesinde yemek yerken elinde bir koyun derisi, çoban çıkar gelir. Ağa şaşkın bir şekilde merakla sorar:
Koyunlar nerede, bir şey mi oldu?” Çoban gayet sakin cevap verir:
-“Ah! Efendim, der. Yağmur yağdı gök çatladı. 72’sinin ödü patladı. Önden gitti baş toklu. Arkasında 5 toklu.. 10’unu verdim kasaba. 10’unu katma hesaba. Kurt kaptı birisini. Getirdim birisinin derisini.”
Köy ağası çılgına döner, önündeki yoğurt kabını çobanın suratına yapıştırır. Çobanın suratı bembeyaz yoğurtla görünmez olunca pişkin pişkin cevabı verir:
Hesabı düzgün verenin yüzü böyle ak olur” der
İbretlik Bir Hikaye; “Çobanın Bedduası”
İşçinin veya garibanın hakkını yiyenin, ne huzuru olur ne de cenazesinde rezillik eksik olur.
Fakirin oğlu Çoban Hüseyin baba evinden çıkar, çocukluğunu gurbet ellerde çobanlık yaparak tüketir. Hayat şartlarına öyle alışır ki kendisine yapılan zalimliği sineye çekerken sabrın sonuna erişir. Onun hakkını yiyenler ettiği bedduadan nasiplenirler birebir.
Allah’ın adaleti ya yerden vurur inletir ya gökten vurur dinletirmiş. Çoban Hüseyin, hakkının yendiği yerden ayrılırken ellerini kaldırır yalvarır yaradanına…
Allah’ım, kim yediyse türlü türlü hakkımı, gün yüzü görmesin sevdiği, eziyetle versin gözünden sakındıkları canını. Izdırapları bitmesin, benim üstümdeki eskilerden daha yenisi olmasın üstlerinde. Küflü ekmekten ötesi olmasın aşlarında.”Çoban Hüseyin hane sahiplerine öylece beddua eder. Tutar da bedduası mahvolur tüm aile. Çobandan helallik almaya yüzleri kalmadığı gibi dermanları da kalmaz. Belaların biri gider biri gelir. Hak yiyen hane sahibi baba, traktörüyle tarlaya giderken pişkin pişkin, traktöre çantayla astığı karpuz düşer astığı yerden vurur gaz pedalına. Sürükler atar onu hendeğin kenarına. Ezilmedik yeri kalmaz. Olanların devamını şu şiir anlatır…