Köylü vatandaşın biri hayrına Kuran kursuna bir kasa dolusu erik getirmiş.. Hoca : _ Bu kadar erik çok yiyemeyiz ziyan olur, satalım da kursun ihtiyaçlarını alalım, haydi gençler siz pazara çıkın demiş.. Öğrenciler de _ Peki Hocam demişler.. Bizim öğrenciler kasadaki eriği tezgaha dökmüşler, Etikete de PAPAZ eriği yazıp altına da fiyatını yazmişlar..
Hoca Efendi gidip şu bizim talebelere bir bakim demiş pazara gelmiş bide ne görsün tezgahta Papaz Erigi yazıyor.. _ “Ya Gençler başınızda takke üstünüzde cübbe utanmıyormusunuz PAPAZ Eriği demeye” demiş.. Sonra da hoca almış eline kalemi yazmış etikete İMAM Eriği.. Yaşlı Bir Kadın Tezgaha yanaşıp _ Oğlum papaz eriği yokmu? Gençlerden biri cevabı yapıştırmış
DEVAM İÇİN GÖRSELE DOKUNUNUZ
_ Vardı teyze de az önce MÜSLÜMAN oldu : Geçen gün bir bayan tedaviye geldi. Bayandan çok yanındaki 10 yaşındaki oğlu Hasan ilgimi çekti. Çocuğun sol kolu karnına yapışık gibi duruyor hiç kıpırdatmıyordu. Bayanın tedavisi bitince çocuğun kolunu sordum. Bir sabah birden olmuş ve 1 yıldır öyleymiş, götürmediğimiz doktor kalmadı ama düzelmedi dedi. Çocuğun gözlerine baktım, öyle derin öyle ürkek bakıyordu ki, birden annesine; alışılmışın dışında birşey isticem sizden, oğlunuzu bana bırakın akşam 19.00 da evinize getiririm dedim. Kadın şaşırdı ama kabul etti. Randevularımı iptal ettim, Hasan ile arabaya bindik 30 km mesafedeki sahil kenarına gittik. Giderken, ağzımıza 8 tane sakız aldık. Ağzìmıza sığmıyordu nerdeyse ama amaç en büyük balonu şişiren Hasan olursa bütün arabaları sollucam, ben şişirirsem yanından geçtiğimiz bütün arabalara nanik yapıcaz buzlar kırılmalıydı.. Sürat yapmamak için ben kazandım Hasan ile sahile geldik ve yüksekçe bir kum tepesine çıktık. Hasan’a; Ben buraya çok gelirim ve kızgın olduğum kim varsa en yüksek sesle bağıra bağıra ona küfrederim rahatlarım dedim. Şimdi birlikte yapalım ve rahatladıktan sonra mayonezli patates kızartması alıp yiyelim dedim. (Burada çok meşhurdur külahta patates kızartması)