Son Dakika Cumhur İttifakında Büyük Deprem İçişleri Bakanı Soylu MHP’yi Can Evinden Vurdu….Ayrıntılar Haberin Devamındadır..Haberin Devamını Okumak Ve Görmek İçin Lütfen Görsele Dokunarak Yan Sayfaya Geçiş Yapınız..
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “AK Parti İl Kurum Ziyaretleri Değerlendirme Toplantısı”nda konuştu. Bakan Soylu, buradaki konuşmasında “Cumhuriyet tarihinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ilk ‘Alevi Açılımı’ diye nitelendirdikleri ama toplumsallaştırdığı, kimsenin ötekileştirilmediği bir anlayışı biraz daha altını tahkim ederek yaptık. Arkadaşlarımız gittiler oturdular, sohbet ettiler. Talepleri toplanarak, şu ana kadar yüzde 75-80’i yapılarak, onlara ulaşılmaya çalışıldı” dedi.AKP İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘İl Kurum Ziyaretleri Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset tarzı sayesinde azınlıklar ile devlet arasında ilişki kurulduğunu belirterek, “Cumhuriyet tarihinde, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ilk ‘Alevi Açılımı’ diye nitelendirdikleri ama toplumsallaştırdığı, kimsenin ötekileştirilmediği bir anlayışı biraz daha altını tahkim ederek yaptık. Arkadaşlarımız gittiler oturdular, sohbet ettiler. Talepleri toplanarak, şu ana kadar yüzde 75-80’i yapılarak, onlara ulaşılmaya çalışıldı” değerlendirmesinde bulundu. Roman Açılımı ve diğer yapılan açılımlara da değinen Soylu, “Cumhuriyet tarihinde azınlıklarla bu kadar ilişki kuran bir anlayış ortaya konulmamıştır. Bu da Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti tarzı siyasetin sonucudur” diye konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bugün Türkiye AK Parti sayesinde, Cumhur İttifakı sayesinde, Türkiye’de, dünyada bütün saldırılara karşı, etrafımızda terör coğrafyası olmasına rağmen, Batı’nın acımasız sınırlamalarına rağmen, dünyaya ümit veren, dünyaya umut olan, etrafındaki coğrafyaya umut olan bir anlayışı ortaya koymuştur” dedi. Konuştukları meselenin Hazreti Adem’den bugüne kadar insanlığın en temel meselesi olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti: “Doğduğumuzda ailelerimiz hayırlı insan olmamız konusunda dua etmiştir. Bir hayırlı insan kavramı var. Öldüğümüzde musalla taşında ise yine bizim için hak, helal kavramları var. Onun için insanoğlunun karşı karşıya kaldığı bu süreçte, inancına göre, değerlerine göre, gelenek göreneklerine göre, yaşadığı çevreye göre attığı adımlar ilk insandan bugüne kadar devam etmektedir. Benim şahsi bir değerlendirmem var. Ben ilk insandan bugüne kadar insan davranışının, ne kadar tekamül olursa olsun değişmediği kanaatine varanlardanım. Yollar değişebilir, mekanlar değişebilir, insanların giysileri değişebilir ama insan davranışının, insan refleksinin değişmediği kanaatindeyim. Cenab-ı Allah insanı ilk yarattığında da mükemmel bir varlık olarak yarattı, bugün de mükemmel bir varlık olarak devam ediyor. O günkü aklı, fikri neyse, bugün de aynıdır.” Batı’nın küresellik dayatmalarına karşın 21’inci asrın, vekalet savaşlarıyla, kitlesel göçlerle başladığına dikkati çeken Soylu, “Tam da 20’nci yüzyılın son çeyreğinde sınırların ortadan kalkmasını ortaya koyan AB, kendi içerisinde ortak para birimi, kendi içerisinde ortak vatandaşlık kavramından uzaklaşıldığı yepyeni bir döneme girdi. Ürkmeye ve korkmaya başladı. Açılan, sınırlarını kaldıran Batı, dünyada başlayan göç dalgalarına karşı korunmacı, sınırlarını kapatan bir tavra sürüklendi” diye konuştu. “TAYYİP ERDOĞAN, BU ÜLKENİN VE BU MİLLETİN BÜYÜK ONARICISIDIR ” Göç, enerji krizi gibi meselelerin uluslararası meseleler olduğunu ve devam edeceğini aktaran Soylu, Afganistan’ın, Pakistan’ın, Afrika’nın, Libya’nın, Yemen’in, Lübnan’ın önümüzdeki 25 yılda da düzelmeyeceğine dikkat çekti. Vekalet savaşlarının devam edeceğini ve Batı’nın sorunlarını Doğu’ya yıkmak üzere on yıllardır uyguladığı bütün politikalarını da aynı şekilde uygulamaya devam edeceğini söyleyen Soylu, sınırları aşan suçların da süreceğini kaydetti. Soylu, “Aslında 20’nci yüzyılın çeyreğinde Batı’nın bize sunduğu dünya güzellemesinin bir sanal güzelleme olduğu ve Batı’nın büyük bir tiyatro oynadığı ortaya çıkmıştır. Şu cümleyi unutmamanızı istirham ederim, Doğu’nun altı zengin Batı’nın üstü zengin. Doğu’nun üstü fakir, Batı’nın altı fakir. Dünya yüzyıllardır aynı süreci yaşamaktadır. Aynı süreci yaşamaya devam etmektedir” dedi. Bu süreçte, terörle, gecelik yüzde 8 bin liralık faizlerle terbiye edilmeye çalışılan bir Türkiye tablosu olduğunu ifade eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dışardan parmak sallanan bir Türkiye tablosu söz konusuydu. ‘Siz yapamazsınız’ diye öz güveni alınan bir Türkiye tablosu söz konusuydu. Hem demokrasi alanında hem kalkınma alanında önü kesilen bir Türkiye vardı. Biz şunu yaptık, Türkiye’yi fay hatlarıyla bölmeye çalışan bu fay hatları üzerinden sürekli, her sıçrama anımızda, her sevinç anımızda, bu fay hareketlerimizi tetikleyerek bizi harekete geçirmeye çalışan ve bir birimize düşürmeye çalışan, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, laik-anti laik gibi aslında bu toplumun hasletleri içinde olmayan bir anlayışı sürekli ortaya koymaya çalıştılar. Tayyip Erdoğan sadece AK Parti’nin Genel Başkanı değildir, sadece Türkiye’nin Cumhurbaşkanı da değildir, tarihimizin bütün travmalarını örtmeye çalışan ve sadece bugünün şehir hastanelerini, bugünün büyük köprülerini, bugünün büyük kalkınma projelerini yapmaya çalışan bir kişi olmasının yanında bu ülkenin ve bu milletin büyük onarıcısıdır.” Bugün gelinen noktada kimsenin hayat tarzına bir müdahalede bulunulmadığının, herkesin kendini ifade edebildiğinin altını çizen Soylu, oluşturulmak istenen korku iklimine karşı bugün bambaşka bir Türkiye olduğunu söyledi. BUGÜN HERKES KENDİSİNİ ÇOK NET İFADE EDİYOR Bu ülkede “Alevi” demenin yasak olduğu dönemler yaşandığını öne süren Bakan Soylu, şöyle konuştu: “Bugün herkes kendisini çok rahat bir şekilde ifade ediyor. Sadece ifade etmiyor, eşit vatandaşlık kavramı içinde bunu sağlamaya çalışıyor. Ben İstanbul’da doğdum büyüdüm ve o zaman ‘Ben Kürdüm ama’ cümlesini defalarca duyduk. Sanki Kürtlük sıkıntılı bir kavram. Bu ülkede birçok kereler minibüsten indirilerek kimliklerine bakarak ayrıştırıldığı bir tabloyu defalarca yaşadık. Bugün öyle değil. Bugün Türkiye’nin 81 vilayetinde hiç kimse etnik kökeni, mezhebi dolayısıyla farklılaştırılmayan, eskinin travmalarına rağmen, devletin kesinlikle böyle bakmadığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu devrimler nasıl oluştu? Bu gördüğünüz kadrolar sayesinde. Bunlar öyle kolay işler değildir. Bugün Türkiye AK Parti sayesinde, Cumhur İttifakı sayesinde, Türkiye’de, dünyada bütün saldırılara karşı, etrafımızda terör coğrafyası olmasına rağmen, Batı’nın acımasız sınırlamalarına rağmen, dünyaya ümit veren, dünyaya umut olan, etrafındaki coğrafyaya umut olan bir anlayışı ortaya koymuştur.”