Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı son kuraklık haritaları, Türkiye'nin büyük bir bölümünde şiddetli ve olağanüstü kuraklık yaşandığını gözler önüne serdi. Normalin Yüzdesi İndeksi (PNI) verilerine göre, Türkiye topraklarının yaklaşık %70’i ciddi kuraklık riskiyle karşı karşıya.
2024 yılı, özellikle Nisan ayında, son yılların en kurak ve en sıcak dönemlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Trakya, Çanakkale, Muğla, Mersin’in bazı bölgeleri, Güneydoğu Anadolu’nun batısı, Hakkari ve Van çevreleri dışında kalan tüm bölgelerde ciddi kuraklık yaşanıyor.
Standart Yağış İndeksi (SPI) haritası da tabloyu doğruluyor. Orta Karadeniz, Muğla’nın doğusu, Antalya’nın batısı, Uşak-Kütahya hattı, Bolu ve Kırşehir gibi bölgelerde olağanüstü kuraklık gözlemleniyor. Türkiye genelinde çok şiddetli, şiddetli ve orta şiddetli kuraklık yaygın hale gelmiş durumda.
Yağış verileri ise endişe verici. 1991-2020 yılları arasında Nisan ayı yağış ortalaması 57,5 kg/m² iken, 2023 Nisan ayında bu oran 86,8 kg/m²’ye çıkmıştı. Ancak 2024 Nisan ayında yağış miktarı dramatik bir düşüşle 28,5 kg/m²’ye geriledi. Bu durum, normal yağış oranına göre %50, geçen yılın aynı dönemine göre ise %67'lik bir azalma anlamına geliyor.
Uzmanlara göre, yaşanan kuraklık dalgasının temelinde küresel ısınma, çevre kirliliği, sulak alanların kuruması, artan buharlaşma, düşen yağış miktarları ve aşırı sıcaklıklar yer alıyor. 2024 yılının Ocak ayından itibaren mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, kuraklığı daha da derinleştirdi.
Kuraklığın etkileri yalnızca doğa ile sınırlı değil. Tarımsal üretim, içme suyu kaynakları ve doğal ekosistemler üzerindeki etkileri giderek artıyor. Uzmanlar, durumun ciddiyetine dikkat çekerek su yönetimi, iklim politikaları ve çevre koruma alanında acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.