Uludere açıklaması: “Emri veren kişiyi biliyorum”
2011’de 34 sivilin yaşamını yitirdiği Uludere olayı hakkında da konuşan Öztürk, “Benim sorumluluk bölgemde değildi ama emri kimin verdiğini biliyorum. Zamanı geldiğinde açıklayacağım. Hatta buna Hava Kuvvetleri’nden itiraz eden kişiyi de biliyorum” dedi.
“Yaşar Güler bana sarılıp ağladı”
Darbe gecesi Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’le Akıncı Üssü’nde yaşadığı diyaloğu aktaran Öztürk, “Komutanım, sizin gelip bizi kurtaracağınızı düşünüyordum” dediğini ileri sürdü. Güler’in bugünkü tutumunu ise “Allah’tan korkmazlık, kuldan utanmazlık” olarak nitelendirdi.
“Planlayanlar çok az kişiydi, siyasi ayak gizlendi”
Darbe girişimini planlayanların sayısının “bir elin parmaklarını geçmediğini” belirten Öztürk, siyasi ayağın özellikle gizlendiğini savundu. Mehmet Dişli’nin darbe başladığını Akar’a bildirmesine rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmadığını da iddialarına ekledi.
“Tırnaklarıma asit döküldü, kulağım parçalandı”
Savunmasında maruz kaldığını belirttiği işkenceyi detaylandıran Öztürk, “Tırnaklarıma asit döküldü, dişlerim kırıldı, kulağım parçalandı. Demir kelepçelerle bağlandım. Ölümle tehdit edildim, genç askerler üzerime salındı” dedi.
Tanık ve delil talepleri
Öztürk, dönemin yetkilileri Hulusi Akar, Yaşar Güler, Abidin Ünal, Fikri Işık, Tuğrul Türkeş, Zekai Aksakallı, Sadık Üstün ve Nihat Kökmen’in tanık olarak dinlenmesini istedi. Ayrıca tüm kamera kayıtlarının ham haliyle dosyaya dahil edilmesi talebinde bulundu.
“Bu tiyatronun figüranı olmayacağım”
Savunmasının sonunda mahkeme heyetine hitap eden Öztürk, “Ben artık bu tiyatronun figüranı olmak istemiyorum. Gerçeklerin ortaya çıkması için ne gerekiyorsa yapılmalı. Aksi halde bu millet aynı tuzaklara tekrar düşer” şeklinde konuştu. Duruşma, 17 Eylül tarihine ertelendi.
Not: Haberde yer alan tüm ifadeler yargılama sürecinde sanığın savunma beyanlarıdır. Hüküm ve değerlendirme yetkisi yalnızca mahkemeye aittir.