GECENIN FIK’RASI
Adanalı Kayseriliye hava atıyormuş;
– Bizim orada Çukurova’ da bir tarlamız var, sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyor biz hala çiftliğin öteki ucuna varamıyoruz..
Kayserili cevabı yapıştırmış….Devamı için gorsele dokunun
fıkranın devamı ve diğer güzel fıkralar için görsellere tek tek tıklayarak ilerleyebilirsiniz
Adanalı Kayseriliye hava atıyormuş;
– Bizim orada Çukurova’ da bir tarlamız var, sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyor biz hala çiftliğin öteki ucuna varamıyoruz..
Kayserili cevabı yapıştırmış:
– Yav bizim de vardı öyle kötü bir arabamız, geçenlerde satıp yenisini aldık 😃Aslan, kurda seslendi:
– “Hey kurt! Gel sohbet edelim.”
– “Olmaz. Beni yersin sonra.”
– “Yemem. Bak inanmazsan pençelerimi, ağzımı bağlayayım.”
Aslan, pençelerini, ağzını bağlayınca kurt heyecanla yaklaştı.
– “İyi ama dedi, aslan… Neden bu kadar seviniyorsun ki?”
Kurt cevap verdi:
– “Neden olacak? İlk defa bir aslan yiyeceğim de…”
😀
Nasreddin Hoca bigün
Nasreddin Hoca Bir gün Evde…
Vasiyet Etmiş Nasreddin Hoca bigün evde otururlarken karısına: – Hanım iyi dinle, size vasiyetimdir. Ben öldüğümde beni baş aşağı gömün, demiş. Karısı şaşırmış: – Hoca o ne demek? Niçin böyle bir şey istiyorsun, demiş. Hoca ciddi bir şekilde..Devamını Okumak İçin..Ayrıntılar diğer sayfada haberimiz detayındadır..HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN FOTOĞRAF ÜZERİNE T’IKLAYINIZ..
Nasreddin Hoca bir gün evde otururlarken karısına: – Hanım iyi dinle, size vasiyetimdir. Ben öldüğümde beni baş aşağı gömün, demiş. Karısı şaşırmış: – Hoca o ne demek? Niçin böyle bir şey istiyorsun, demiş. Hoca ciddi bir şekilde: – Yarın öbür gün kıyamet koparsa her şey ters düz olacak. O süre ben de düz olarak ayağa kalkabilirim, demiş…
Bonus Fıkra..
Kayserilinin biri ö-lum döşeğindedir: Kayserili: Sevgili karım burada mısın? Eşi: Evet yaşamım buradayım. Kayserili: Sevgili oğlum Mehmet Burada mısın? Mehmet: Evet babacım buradayım. Kayserili: Oğlum Ahmet ya sen burada mısın? Ahmet: Evet ben de buradayım. Kayserili: Güzel kızım sen burada mısın? Kızı: Evet buradayım babacım. Kayserili: tanrı hepinizin belasını versin. Dükkanda kim duruyor o zaman? Bir seyahat sırasında Nasreddin Hoca’nın yolu bir ile düşer. Hoca orada bazı garipliklerle karşılaşır. Bunlardan biri de bazı evlerin üzerine bayrak dikilmesidir. Hoca sözü bir punduna getirerek sorar: “Yahu, bazı evlerin üzerinde bayrak aslolanı, bunun sebebi nedir?” deyince hep bir ağızdan; “Hocam, o bayrak asıllı evlerde küp dolusu altın vardır.” derler. Bayrak dikmenin sebebini öğrenen Nasreddin Hoca, günün birinde çarşıdan devasa bir küp alarak kalmakta olduğu eve gelir. Sonra da küpün içerisini çakıl taşlarıyla doldurur. Gene âdetmiş, evinde altın olanlar, küplere karşı sohbet ederlermiş. Sıra Nasreddin Hoca’ya erişince bakmışlar ki küpün içinde altın yerine çakıl taşları dolu… Misafirlerden birisi; “Hoca Efendi, bu nasıl iş, senin küpünde altın yerine çakıl taşları dolu.” diyince Hoca; “Yahu komşular neye üzülüyorsunuz, küpte yattıktan sonra altın olsa ne, taş olsa ne? Fark eden ne ki?” der.
Adamın biri kahvehaneye girer sözünü söyler
Adamın biri kahvehaneye girer sözünü söyler
“Millet bana bakın! Size söylüyorum! Tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene geleceğim.” der ve çıkar. Kahvedekiler DEVAMINI GÖRMEK İÇİN GÖRSELE T’KLAYIN
Adamın biri kahvehaneye girer sözünü söyler
“Millet bana bakın! Size söylüyorum! Tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene geleceğim.” der ve çıkar. Kahvedekiler “Adam deli herhalde.” Derler ve fazla önemsemezler.Ve aradan 30 sene geçer.Aynı adam kahveye gene gelir,“Hatırladınız mı beni millet? Size demiştim 30 sene önce ben yine geleceğim diye. İşte geldim” der.
Kahvedekiler tabi ki şaşırır.Adam devam eder; “30 sene sonra gene geleceğim bu kahveye.” der ve gider.Aradan 30 sene daha geçer. Nesil değişmiştir 30 sene önceki insanların çocukları kahvede oturmaktadır.
Adam kahveden içeri girer.
“Bana Bakın
Millet Ben Sizin babalarınıza söyledim, size de söylüyorum 30 sene sonra ben bu kahveye gene gelicem.” der ve çıkar.
Kahve milleti gene bunu takmaz.
Aradan 30 sene geçer ve adam gene gelir.
Adamın biri kahvehaneye girer sözünü söyler
Adamın biri kahvehaneye girer sözünü söyler
“Millet bana bakın! Size söylüyorum! Tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene geleceğim.” der ve çıkar. Kahvedekiler “Adam deli herhalde.” Derler ve fazla önemsemezler.Ve aradan 30 sene geçer.Aynı adam kahveye gene gelir,“Hatırladınız mı beni millet? Size demiştim 30 sene önce ben yine geleceğim diye. İşte geldim” der.
Kahvedekiler tabi ki şaşırır.Adam devam eder; “30 sene sonra gene geleceğim bu kahveye.” der ve gider.Aradan 30 sene daha geçer. Nesil değişmiştir 30 sene önceki insanların çocukları kahvede oturmaktadır.
Adam kahveden içeri girer.
“Bana Bakın
Millet Ben Sizin babalarınıza söyledim, size de söylüyorum 30 sene sonra ben bu kahveye gene gelicem.” der ve çıkar.
Kahve milleti gene bunu takmaz.
Aradan 30 sene geçer ve adam gene gelir.
“Beni hatırladınız mı millet? 30 sene önce tekrar gelicem demiştim, işte geldim ve 30 sene sonra gelip sizin çocuklarınıza da aynı şeyi söyliycem” der ve gider.
Aradan 30 Sene daha geçmiştir
Ve adam Gene Kahveye gelir.
“Bana Bakın Millet Ben sizin dedelerinize söyledim. Babalarınıza söyledim, şimdi size söylüyorum tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene gelicem” der ve gider.İçlerinden birisi; “Arkadaşlar bana bu olayı dedem anlatmıştı. Gelin hocaya gidelim, bu adam niye ölmüyor? Nedir bunun hikmeti? diye soralım.” der.
Ve bir hocaya giderler. Hocaya durumu anlatırlar.
Hoca;
“Ben bu gece rüyaya yatayım. Azrail ile konuşayım. Bakayım niye canını almıyor bu adamın, size yarın haber veririm.” der.
Ve gece olunca hoca rüyaya yatar. Rüyasında Azrail ile konuşur.
“Ya Azrail!. Sen bu şahısın canını niye almıyorsun.”
Azrail;
“Zamanında bu adam bir dilek diledi ve dileği kabul oldu, onun için.” der.
Hoca; “Ne diledi Ya Azrail?” diye sorar.
Azrail;
“Allah’ım bana milli piyangodan büyük ikramiye çıkana kadar canımı alma diye diledi” der.
Hoca;
“E Allah istese buna büyük ikramiyeyi çıkartamaz mı?
Azrail;
“Çıkartmasına çıkarır da…
“Şerefsiz bilet almıyor ki…”
Adamın biri kahveye girer ve oyun oynayanlara hitaben:
– “Hop beyler, bir dakika. Hanımından korkanlar ayağa kalksın.” der.
Ani bir gürültü kopar ve bir kişi hariç herkes ayağa kalkar.
Kahvenin tamamı hayretler içinde kalır.
Soruyu soran adam, oturan adama yaklaşır ve:
– “Helal olsun sana be, delikanlı adammışsın. Harbiden sen hanımından korkmaz mısın?” diye sorar.
Adam nefes nefesedir. Heyecanı biraz geçince cevap verir:
– “Yahu kardeşim öyle bir laf ettin ki, dizlerimin bağı çözüldü, ondan kalkamadım.”