Esrarengiz olay
62 çocuk da aynı şeyi çizdi, dünya şoka girdi! ‘Büyük gözleri, yuvarlak ağızları vardı’ Sabah saat 10.00 sıralarında okulda teneffüs için dışarı çıktılar. Ancak 62 öğrenci de okul binasının yakınında oynarken uzaktaki bir şey dikkatlerini çekti. DEVAMI İÇİN GÖR’SELEE DOK.UNU/NUZ,..
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
0000000000000000000000000000000
Onlara göre bunlar uçan gümüş disklerdi. Çocukların iddiaları bununla da sınırlı değildi. Uçan disklerin içinden tuhaf yaratıklar indi ve onlarla iletişim kurdu. Tarihe geçen bu olay ise dünya gündemine bomba gibi düştü. Uzay uçsuz bucaksız bir büyüklüğe sahip. Dünya üzerindeki canlılar olarak bizler de böylesine akıl almayan büyüklükteki bir evrende yalnız olup olmadığımızı merak ediyoruz. Evrenin herhangi bir yerinde tuhaf canlıların yaşadığına inanmayanlar olduğu gibi, bizden başka varlıkların yaşadığına inananların sayısı da bir hayli fazla. Bugüne kadar uzaylıların varlığına yönelik bir kanıta ulaşılamadı ancak herkesin aklında şüphe oluşturabilecek çok sayıda ilginç olay meydana geldi.
Bunlardan biri de 1994 yılında Zimbabve’nin Ruwa şehrindeki Ariel Okulu’nda yaşandı. Şehirdeki küçük bir kasabada yer alan okulda eğitim gören çocuklardan 62’si, şaşkınlık yaratan bir iddiada bulundu. Küçük çocuklar, okulun bahçesinde oyun oynadıkları sırada, bölgenin yakınlarında ‘uçan gümüşdiskler’ gördüler. Tarihe ‘Ariel Okulu fenomeni’ olarak geçen bu olay, dünya gündemine bomba gibi düştü. Saat 10.00 sıralarında çocuklar öğle tatili için dışarı çıktı. Ancak okul binasının yakınında oynarken uzaktaki bir şey dikkatlerini çekti. Onlara göre bunlar uçan gümüş disklerdi. Çocukların iddiaları bununla da sınırlı değildi. Uçan disklerin içinden tuhaf yaratıklar indi ve onlarla iletişim kurdu. Küçük kasabayı ziyarete gelen uzaylılar, yaklaşık bir metre boyundaki bir insan gibi görünüyorlardı. Uzun saçları, bir insanındakinden çok daha büyük gözleri, yuvarlak ağızları ve belli belirsiz kulakları vardı. Çocuklar tarafından ‘büyük ve delici’ olarak nitelendirilen bu gözler ise uzaylıların yanaklarında yer alıyordu. Üstelik bu sıra dışı varlıkların iletişim kurma biçimleri de oldukça tuhaftı. Çünkü uzaylılar konuşarak değil, telepati yoluyla iletişim kuruyorlardı. Çocuklara dünyayı ve doğayı korumaları gerektiğini söylemenin yanı sıra, teknolojiden uzak durmalarını öğütlüyorlardı.
ŞEHRE UFO UZMANI GELDİ Uçan gümüş diskler gördüklerini iddia eden Ariel Okulu’ndaki 62 öğrenci, durumu hemen öğretmenlerine anlattı. Ancak bu sıra dışı iddiaları öğretmenleri önemsemedi. Bunun üzerine çocuklar uzaylıların kendileriyle iletişime geçtiği iddialarını ebeveynleriyle de paylaştı. Hatta çocuklardan biri bir gün sonra, “Ağaçların arasında parlıyormuş gibi görünüyordu. Gördüğüm şey bir diske benziyordu” derken, bir başkası “siyahlar giymiş bir insan” gördüğünü söyledi. Bu durum Ariel Okulu’nu kısa sürede bölgenin en önemli gündem maddesi haline getirdi. Dünyadaki tüm bakışların okula çevrilmesi üzerine de daha önce çok sayıda UFO ve uzaylı vakası üzerinde çalışan UFO uzmanı Cynthia Hind, ilginç olayı daha yakından inceleyebilmek için Ruwa şehrine geldi. ÇOCUKLAR ‘DOĞRU’ SÖYLÜYORDU Uzaylılarla konuştuğunu iddia eden çocuklarla görüştü, hikâyelerini dinledi ve çocukların uzaylı çizimlerini dikkatle inceledi. Öğrencilerin anlattığı hikâyeler birbiriyle oldukça benzerdi. Üstelik bu hikâyelerde herhangi bir boşluk da yoktu. Deneyimli UFO uzmanı kararını verdi. Çocuklar, ‘doğru’ söylüyordu. Cynthia Hind, Ariel Okulu’nda yaşananların gerçek olduğunu düşünmesinin sebeplerinden biri de Ruwa şehrindeki sosyoekonomik yapıydı. Hind’e göre yoksul bir Afrika ülkesinin, kırsal bir bölgesinde yaşayan ilkokul çocuklarının modern dünyadaki uzaylı anlatısına böylesine detaylı bir şekilde vakıf olması mümkün değildi. Bu nedenle çocuklar yalnızca gördükleri şeyi, yaşadıkları deneyimi anlatıyor olabilirlerdi.
Pek çokları, Ariel Okulu’ndaki çocukların toplu bir histeri krizi yaşadığını düşünse de Cynthia Hind, çocuklara inanıyordu. Cynthia Hind, Ariel Okulu fenomenin gerçekliğinden şüphe duymasa da olayı farklı bir gözle görmek istedi. Bu nedenle dünya dışı yaşam hakkındaki çalışmalarıyla tanınan John Mack isimli psikiyatri profesörünü Ruwa şehrinde davet etti. Mack de tıpkı Hind gibi uzaylıların varlığına tanık olduğunu ileri süren çocuklarla bir dizi görüşme yaptı. Psikiyatrist, bu görüşmelerin ardından Hind ile aynı sonuca ulaştı. Çocuklar doğru söylüyordu. Gerçekten de bir grup yuvarlak gümüş daire Ruwa şehrine gelerek Ariel Okulu’nda eğitim gören 62 çocukla telepatik olarak iletişim kurmuştu. PEKİ, GERÇEKTE NE OLDU? Milyonlarca insanın uzun zamandır beklediği uzaylılar, gerçekten de 1994 yılında Zimbabve’de mi ortaya çıkmıştı? Her şeyden önce Ariel Okulu’ndaki uzaylı olayı, birdenbire ortaya çıkmamıştı. Cynthia Hind, yakın bir bölgede olaydan sadece birkaç gün önce de uzaylıları gördüğünü söyleyen insanlarla karşılaşmıştı. Oysa bu insanların gördüğü şey uzay görevini tamamladıktan sonra yeniden yörüngeye giren Zenit-2 isimli roketten başka bir şey değildi. Yani uzaylılar eylül 1994’te, Ruwa şehrindeki en popüler konulardan biriydi. Uzmanların olayın gerçekliğine inanmasına neden olan temel şey, bölgedeki çocukların uzaylılar hakkında detaylı bilgiye sahip olamayacağına dair inançlarıydı. 62 çocuk da aynı şeyi çizdi, dünya şoka girdi Büyük gözleri, yuvarlak ağızları vardı Oysa Ariel Okulu’nda eğitim gören çocuklar, yoksul bir bölgede yaşasalar da varlıklı ailelere mensuptu. Yani modern medya araçlarına erişim imkânları vardı ve pekâlâ uzaylılar hakkındaki anlatılardan haberdar olabilirlerdi. Ayrıca uzmanlar, çocuklarla ikili veya altılı gruplar halinde görüşmüşlerdi. Bu ise anlattıkları hikâyelerin benzer ve tutarlı olmasını sağlıyordu. İşte tüm bu detaylar, olayı inceleyen pek çok uzaylı meraklısının Ariel Okulu fenomeninin gerçekliğine dair hayal kırıklığı yaşamasına neden oldu. GERÇEK Mİ YOKSA HAYAL ÜRÜNÜ MÜ? Ariel Okulu’nda yaşananların gerçek olup olmadığı konusundaki tartışmalar bugün de devam ediyor. Bu ilginç olayı hatırlayan insanlardan bazıları, okuldaki çocukların gerçekten de uzaylılarla iletişim kurduğuna inanmaya devam ediyor. Bazı insanlar ise Zimbabveli çocukların yalnızca toplu histeri krizi yaşadığını veya tüm dünya ile tuhaf bir oyun oynadığını düşünüyor.