800 yıl önce yazılan depremin haberci olan kara kitap: O kuş türü depremi hissediyor
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden sonra ülke artık yoğun olarak deprem kaygısı yaşarken erken uyarı sisteminin mümkün olup olmadığı araştırılmakta. Araştırmacı ve Tarihçi Yazar Şerafettin Çetinkaya’dan çok çarpıcı bir bilgi geldi.
Çetinkaya, 800 yıl önce 3 farklı dilde yazılan ‘Acayibü’l-Mahlukat Garaibü’l-Mevcudat’ kitabında sülün kuşlarının depremi 1 saat öncesinden hissettiklerinin belirtildiğini ifade eden araştırmacı dikkatleri üstüne çekti. Çetinkaya, "Depremin erken haber alınması konusunda kullanılabilir" dedi.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan deprem felaketinden sonra bölge dışındaki vatandaşlar da endişe yaşamaya başlamıştı. Herkes deprem tedirginliği içerisindeyken bir yanda da depremin önceden haber alınması hususunda bir erken uyarı sistemi mümkün olup olmadığını merak ediliyor. Özellikle depremlerden sonra, kuşların depremi önceden hissedip garip davranışlar sergilediklerini iddia etti. Bu söylentiler üzerine araştırmacılar ve Tarihçi Yazar Şerafettin Çetinkaya, çeşitli araştırma sonucu sülün kuşlarıyla ilgili dikkat çeke bilgiler paylaştı.
Sülün kuşları depremi hissediyor iddiası
İHA’da yer alan haberde, Çetinkaya, Kastamonu Üniversitesi’nde kütüphanede çeşitli kitaplar üzerinde okumalar gerçekleştirdi. Yaptığı araştırmalar sonucu 800 yıl evvelinde yazılan ‘Acayibü’l-Mahlukat Garaibü’l-Mevcudat’ isimli kitapta sülün kuşlarının depremi 1 saat öncesinden hissettiğinin yazıldığını tespit etti.
Antakya'daki depremden de bahsedildiği ortaya çıktı
1240’lı yıllarda Fars kökenli matematik, fizik, astronomi, coğrafya ve jeoloji bilgiNİ Kazvini tarafından meydana gelen depremden de söz edildiği keşfedildi. Sülün kuşlarına vurgu yapılarak depremin 1 saat öncesinden öğrenilebileceğinin yazıldığı kitapla ilgili bilgi veren Çetinkaya, yaklaşık olarak 800 yıl önce yapılan araştırmalar sonucu sülün kuşunun depremi hissettiğini iddia edildi.
"Kitapta depremin daha önceden bilinebilmesi için bazı bilgilere rastladık"
Kitapta depremle ilgili bilgilere yer verildiğini kaydeden Çetinkaya, “Deprem ile ilgili birçok uzman bu konuyla ilgili görüşlerini belirtti ve halen bu konuyla ilgili açıklamalar sürüyor. Biz de araştırmacı tarihçiler olarak çeşitli konularda araştırmalar yaparken kadim bir Arapça kitapta depremin daha önceden haber alınabilmesiyle alakalı kayıtlara rastladık. Örneğin Japonya’da 9,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem 50 saniye öncesinden haber verilmişti. Japonların geliştirdiği bilimsel bir teknik ile deprem 50 saniye öncesinden haber alınabilmişti. Bunun da şu şekilde artıları var. Trenlerin daha öncesinden durdurulması, elektriklerin kesilmesi, doğal gazın kesilmesi, deprem esnasında meydana gelebilecek ağır hasarların önüne geçilmesi bakımından çok önemli. Biz, kadim kitaplarda da depremin daha önceden haber alınabilmesi için bazı bilgilere rastladık. Bahsettiğim bilgi Acayibü’l-Mahlukat Garaibü’l-Mevcudat adlı mahlukatın acayipleri ve yaratılmışların gariplikleri kitabıyla ilgili. Bu kitap Kazvini dediğimiz bir İslam alemi tarafından yazılmıştır. Kazvini, 1202 yılında bugün İran’a 150 kilometre mesafede bulunan Kazvin şehrinde dünyaya gelen birisidir. Kendisi İlhanlılar döneminde yaşamış hatta yazdığı bu eseri de İlhanlıların veziri olan Ata Melik Cüveyni’ye (İlhanlıların Veziri) hediye etmiştir. Aynı zamanda Cüveni’ye kendisi de bir tarihçidir” dedi.
"Deprem olacak bölgede toplandıklarından bahsediliyor"
Kitapta, sülün kuşunun deprem olacak bölgede toplandığı ve depremi bir saat önceden haber verdiğinden bahsedildiğini söyleyen Çetinkaya, “Acayibü’l-Mahlukat Garaibü’l-Mevcudat isimli kitapta deprem ile ilgili çok çeşitli mevzular var. Ben iki konudan bahsedeceğim. Birisi zelzeleyi Antakiye dediğimiz bir bahis var bu kitapta. ’Zelzeleyi Antakiye denilen yerde (Antakya) bir deprem oldu, bin 500 ev harap oldu, birçok kuyu battı, çeşmeler ve ırmaklar yerin dibine battı, hatta denizden bir tütün kokusu çıktı, bu tütün kokusundan birçok insan helak oldu’ diyor. Bu konuyla ilgili çeşitli detaylar veriyor kitap. Konumuzu ilgilendiren ve depremi daha öncesinden hayvanlar tarafından haber verilmesi meselesi ise bir kuştan bahsediyor." dedi.
Bir saat içinde deprem meydana oluyor
Çetinkaya "Bahsettiğimiz kitabın Türkçesi, Farsçası ve Arapçası mevcut. Türkçesinde Kanuni Sultan Süleyman’ın katledilen oğlu Şehzade Mustafa’nın emri üzerine bu kitap Sururi tarafından Türkçeye çevrildi ve bu kitapta sülün kuşlarından bahsediliyor. Yani kitaptaki ismi ‘Tedrüc’ oluyor. Kitapta Sülün kuşunun şu özelliğinden bahsediliyor, deprem olacak bölgede toplanıp depremi bir saat önceden haber verirler, bir saat dolmadan deprem meydana gelir diyor. Kitapta bu şekilde bu araştırmadan bahsediliyor. Bizlerde bu kaydı merak edenlerle paylaşmak istedik” diye konuştu.
"Sülün kuşları kullanılabilir"
Sülün kuşlarının depremin erken haber alınabilmesi konusunda kullanılması gerektiğini söyleyen Çetinkaya, “Nasıl köpekler enkazda arama kurtarma çalışmalarında kullanılıyorsa, birçok hayvan çeşitli faaliyetlerde kullanılabiliyorsa sülün kuşlarının da depremin erken haber alınması faaliyetlerinde kullanılması neden olmasın. Bu konu üzerine araştırma yapılabilir, hatta hayvanların depremi daha önceden haber aldığına dair ünlü jeologlarımızdan Celal Şengör geçtiğimiz günlerde bundan özellikle bahsetti. Hayvanlar, depremi insanlardan çok çok daha önce hisseder ve bu konu üzerine araştırılabilir diye açıklaması bulunuyor” şeklinde konuştu.
"Depremi daha erken öğrenebilmemize yarayacak elimizde kaynaklar mevcut"
Sülün kuşlarının depremin önceden haber alınabilmesi çalışmalarında kullanılması gerektiğini savunan Çetinkaya, “Japonya, hangi teknikleri kullanarak depremi 50 saniye öncesinden haber aldı bilemiyorum ama sistemi neye dayanarak geliştirdiler bilmiyorum. Bizim, depremi daha erken öğrenebilmemize yarayacak elimizde kaynaklar mevcut. Asıl bahsedilen ve günümüzdeki ismi Tedrüc olan sülün kuşlarının bu konudaki faydasından istifade edilebilir. Hatta bu konu derinlemesine araştırılabilir. Bu sayede faydalı bir çalışmayı ortaya koymuş oluruz. Bu sayede de yaralarımızı yani depremden meydana gelebilecek can kayıplarımızı, hasar kayıplarımızı daha çok önlemiş, minimum seviyeye getirebiliriz” ifadelerini kullandı.