Günün Fıkrası: Musevi komşu
Müslüman Kayserili komşusuna gitmiş “Ben Müslüman olacağım
İslamın şartı kaç?” diye sormuş.
Kayserili bir durmuş....8 demiş
“Yahu nasıl olur biz sağda solda duyuyoruz 5 diye”
Kayserili
“O bize gelişi” demiş:))
devamı için görselelre tıklayınız
Sıvı Sabun İki genç rahip gecenin bir yarısı duşa girmek üzere soyunmuşlar,tam duşa girerken yanlarına sabun almadıklarını fark etmişler. Rahiplerden biri giyinmeye gerek görmeden ç-ı- plak bir vaziyette sabun almak üzere üst kattaki odasına gitmiş.İki kalıp sabunu alarak duşların olduğu alt kata koşmaya başlamış. Yarı yolda bir bakmış ki DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ
Yarı yolda bir bakmış ki karşıdan üç rahibe geliyor. Koridorda saklanacak yer yok, ne yapsın zavallı, hemen bir heykel ayağına yatarak,olduğu yerde hareketsiz dikilmiş. Rahibeler ç-ı- plak rahibin önünde durmuşlar ve heykelin ne kadar gerçeğe benzediğini konuşmaya başlamışlar. Rahibelerden biri aniden uzanıp rahibin aletini çekiştirmiş. Bos bulunan rahibin elindeki sabunlardan biri yere düsmüs.“Ah bakın” diye bağırmış çekiştiren rahibe, “bu heykel değil sabun otomatıymış…” İkincisi bu tezin doğruluğunu test etmek üzere uzanıp aynı şekilde rahibin aletini çekistirmis, doğaldır ki zavallı rahibin elindeki ikincisabun da yeri boylamış. Üçüncü rahibe durur mu, o da asılmış. Tabii sabun yok. Bir daha çekiştirmiş. Iıııh. Bir daha, bir daha, bir daha derken sevinçle haykırmış “yaşasın bana sıvı sabun geldi
Rahip Pazar sabahı pırıl pırıl bir güne uyanmış, canı müthiş golf oynamak istiyor,
“ Hastayım, bu gün vaaz veremeyeceğim “ diyerek işi yardımcısına yıkmış, “ Kazara kasabadan bir gören olur “ diye tam 100 Km. ilerideki bir golf kulübüne gitmiş, herkes kilisede olduğundan etrafta kimsecikler yokmuş, topu çimin üzerine yerleştirmiş, tam o sırada bulutların üzerinden onu izleyen Melek Tanrı’ya dönüp “ Onun oynamasına izin vermeyeceksiniz değil mi?..” diye sormuş merakla,
“ Tam tersine.. Bak ve gör ” demiş Tanrı,
Rahip topa bir vurmuş, top 250 metre kadar uçmuş, uçmuş ve ‘hoooppp’ tek vuruşla deliğe girmiş.. Melek “ Neden bunu yaptınız Tanrım?..” diye sormuş şaşırarak,
“ Bu ona ceza..” demiş Tanrı, “ Bu harika olayı kime anlatabilecek ki?..”
Biri yaşlı diğeri genç iki rahibe manastırdan çıkıp karanlık ve ağaçlı yoldan şehre giderlerken iki tecavüzcünün saldırısına uğramışlar, biri bir ağacın altında diğeri çalıların arasında. Rahibelerden yaşlı olanı “Tanrım bu günahkârı affet, ne yaptığını bilmiyorrr..!” diye bağırmaya başlamış, rahibelerden genç olanı “Bunu sakın affetme Tanrım!..” demiş kıkırdayarak, “B.. Benimki acayip biliyor!..”
Adam “Karımı aldattım, günah çıkartmak istiyorum” diye kilisenin kapısına dayanmış, kapıyı aralayan papaz
“Anlat yavrum Tanrı bağışlayıcıdır” diyerek almış içeri.
“Geçtiğimiz ay bir arkadaşımın evine gittim, hava yağmurluydu, gece eve dönemeyince orada kaldım, arkadaşımın kız kardeşiyle beraber oldum” demiş adam.
“Evladım dua et Tanrı affedecektir” diye cevap vermiş Papaz. Adam “Bir günahım daha var efendim” deyince
“Anlat yavrum, Tanrı hoşgörülüdür” demiş yine papaz.
“Geçen hafta baldızımı ziyaret ettim, hava birden yağmaya başladı, gece mecburen orada kaldım, ve maalesef şeytana uydum efendim..” Papaz yine “Üzülme oğlum, sen duanı et..” Adam bir daha söze girmiş; “Dün gece de sekreterimin evine gittim, bir yağmur, bir yağmur, bir yere kımıldayamadık tabii, mecburen onunla beraber olduk..” Papaz ana kapıyı açıp gökyüzüne bakmış, simsiyah bulutları görünce “Hadi hemen yaylan bakalım buradan hadi… Hadi” demiş sinirlenerek “Hava patlamak üzere, hemen toz ol kafana bir şey indirmeyeyim.. Sapık..!”
Sarışın fıstık kilisenin günah çıkartma hücresine girmiş, içerideki kafesin arkasında rahip oturmakta, uzun bir sessizliğin ardından sarışın “ Efendim, baskı altına alınamaz bir cinsel dürtü içindeyim “ demiş, “ Çırılçıplak soyunarak erkeklerin ellerini ayaklarını bağlayıp seksüel fantezilerimi tatmin etmek gibi bir saplantı esir aldı beni.. Utanıyorum kendimden..”
“ Anlıyorum..” demiş rahip, “ Şimdi hemen 10 kere 8. Bap’taki ayeti oku, al şu ipi ve kilisenin arkasındaki garaja koş ve beni bul yavrum..!”
görevli Melek, cennetin altın kaplı kapısının önüne gelen kılıksız adamdan şüphelenip “Burada bekle biraz” diyerek Tanrının yanına koşmuş ve durumu anlatmış. “Yahu sana kaç kere söyleyeceğim?” demiş Tanrı, “Yapmakta olduğun vazifen ‘ön fikirli’ olmamanı gerektiriyor.. Sana ne yahu?.. Burası Cennet.. İnsanlar eşit burada, herkes kardeş.. Gelmiş işte.. Git o adamı al içeri.” Görevli Melek kapıya koşmuş, etrafa bakınıp adamı bulamamış ve geri dönmüş Tanrının yanına ve “Yok efendim” demiş üzgün bir şekilde. “Ne?” demiş Tanrı, “O hırpani kılıklı, suratsız dediğin adam mı?” Melek, “Hayır efendim “ demiş “Som altından giriş kapımız var ya, o yok işte.. Sökmüş götürmüş herif..!”
Yaşlı kadının biri kilisenin önündeki çitin üzerine oturup ağlayan delikanlıyı görünce “ Ne var tatlım?..” diye sormuş,
“ Büyükannemi bu sabah kaybettik..” demiş hayli üzgün çocuk..
“ Çok üzüldüm bir tanem.. Şimdi gidip Peder O ‘Rilley’i çağırmamı ister misin?..”
“ Yok..” diye cevap vermiş delikanlı göz yaşlarını silerken, “ Şu anda seks’i düşünecek durumda değilim..”
Genç kadın kiliseye gidip günah çıkartma hücresinde “ Peder kocam yaşlı bir adam, konağın yakışıklı bahçıvanı da beni sıkıştırıp duruyor..” demiş,
“ Bu tip durumlarda sizin evde bir dayanağınızın olması gerekir kızım..” diye cevap vermiş peder..
“ Var peder..” demiş genç kadın, “ Mutfaktaki masaya doğru eğilip dayanıyorum..!”