Detaylar
Kayseri’ye bir banka müfettişi gelmiş, zamanının en iyi oteli olan
Zümrüt Palasta yatmış. Sabah teftiş edeceği bankaya gitmeden önce kapıdaki boyacı çocuğa ayakkabılarını boyatmaya karar vermiş. Bir taraftan da çocukla muhabbete başlamışlar:
– Siz eşeği boyar da satarmışsınız, doğru mu?
– Doğru.
– Nasıl oluyor bu?…
.DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE DO/KUNUNUZ..
Kayseri’ye bir banka müfettişi gelmiş, zamanının en iyi oteli olan
Zümrüt Palasta yatmış. Sabah teftiş edeceği bankaya gitmeden önce kapıdaki boyacı çocuğa ayakkabılarını boyatmaya karar vermiş. Bir taraftan da çocukla muhabbete başlamışlar:
– Siz eşeği boyar da satarmışsınız, doğru mu?
– Doğru.
– Nasıl oluyor bu?
Çocuk elindeki fırçaları çaprazlama çalımla ayakkabılar üzerinde sallarken
ahan da boyuyoh ya! İşte böyle…
BONUS FIKRA 2 – Vampir Temel
Bir Alman vampir, bir İngiliz vampir ve Temel vampir birlikte uçakla uçuyormuş. İngiliz atlamış, geri geldiğinde ağzı ve yüzü kan içindeymiş. Diğerleri ne olduğunu sormuşlar. İngiliz şöyle demiş:
– Şu direği görüyor musunuz? Onun altında bir adam oturuyor. İşte ben onun kanını içtim.DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYINIZ
Alman şöyle yanıtlamış:
– Şu direği görüyor musunuz? Onun altında oturan adamın yanında bir koyun var. İşte ben onun kanını içtim.
Sıra Temel’e gelmiş, o da ağzı yüzü kan içinde gidiyormuş. Diğerleri merakla nedenini sormuşlar. Temel şu şekilde açıklamış:
– Şu direği görüyorsunuz, değil mi?
– Evet, görüyoruz.
– İşte ben onu görmedim.