Panik atağınızı bazı besinlerden kaçınarak yenebileceğinizi biliyor muydunuz? Sürekli tükettiğiniz bazı besinler panik atağınızı arttırır ve size maalesef iyi gelmez. Peki hangi besinlerden kaçınmak panik atağa iyi gelir gelin hep birlikte öğrenelim. Kanada Akıl Sağlığı Kurumu anksiyeteyi; hayatlarımızı, nasıl düşündüğümüzü, hissettiğimizi ve hareket ettiğimizi ciddi anlamda etkileyen bir akıl hastalığı olarak tanımlar. Bir tür anksiyete nöbeti olan panik atak; kısa süren ani ve yoğun bir korku hissetmektir. Bunun yanı sıra, anksiyeteyi ve depresyonu tetikleyen belirli yiyecek ve içecekler vardır.
1. KAFEİN

Kafeinin çoğunlukla kahvede, enerji içeceklerinde, çaylarda ve çikolatada bulunduğunu çoğumuz biliriz. Kafein sinir sistemini uyarır ve kısa süreli tetikte olmayı artırma özelliği vardır. Anksiyetesi olan biri de özellikle panik ataklarda hızlı kalp çarpıntısı ve nefes kesilmesi yaşayabilir. Kafein de heyecana, düzensiz kalp atışına, gerginliğe ve baş ağrılarına sebep olabileceği için anksiyeteyi ve panik hastalıklarını kötüleştirebilir. Bu yüzden de anksiyete bozukluğuna sahip olanların kafeinden uzak durması gerektiği söylenir. Eğer sinirli ve endişeli bir yapınız varsa, yüksek oranda kafein almak riskli olabilir.
2. ALKOL



Uzmanlar, bazı bireylerin anksiyete ile başa çıkmak için alkol tüketimine yöneldiğini açıklıyor. Alkolün yatıştırıcı ve sakinleştirici etkisi sayesinde sorunlarının çözülebileceğini varsayıyorlar. Ancak yapılan araştırmalara göre anksiyeteyi alkolle tedavi etmeye çalışmanın sonuçları daha kötü oluyor. Hatta uzun süreli alkol tüketiminin anksiyeteye sebep olabileceği de söylenir. Buna ek olarak, Amerika Anksiyete ve Depresyon Kurumu her yıl yaklaşık 15 milyon yetişkinin ve nüfusun %7’sinin sosyal anksiyete bozukluğuna yakalandığını belirtiyor. Aynı zamanda sosyal anksiyete bozukluğu olan bireylerin %20’sinin de alkol bağımlısı olduğunu gösteriyor. Yani eğer sosyal anksiyeteniz varsa, makul bir miktarda tüketebileceğinizden emin olmadıkça alkolden uzak durmalısınız.
3. ŞEKER



Yapılan araştırmalara göre yüksek derecede serotonin alımı anksiyeteyi daha kötü hale getirebiliyor. Serotonin seviyesini artıran besinlerin başında da şeker geliyor. Serotonin sentezi ve sosyal anksiyete bozukluğu arasında bir ilişki olup olmadığını öğrenmek için yapılan bir çalışmada; sosyal anksiyete bozukluğu olan 18 hasta ile 19 sağlıklı katılımcı PET taramasına giriyor. PET taraması vücudunuzun metabolik sürecini görmenizi sağlayan nükleer bir görüntüleme teknolojisidir. Alınan sonuçlara göre sosyal anksiyete bozukluğu çeken hastaların serotonin seviyelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.
4. TRANS YAĞLAR



Hidrojenlenmiş yağ olarak da bilinen trans yağın beslenme düzeniniz için en kötü yiyeceklerden biri olduğu bilinir ancak bilinmeyen şey ruh haliniz için de zararlı olduğudur. Yapılan bir araştırmaya göre depresyon riskindeki artış ile trans yap arasında bir ilişki vardır. İspanya’da 12,000’i aşkın, depresyon belirtisi olmayan üniversite mezunları tam altı yıl boyunca izlenmiştir. Aldıkları çeşitli yağ türleri ve depresyon oluşumları arasındaki ilişki gözlemlenmiştir. Araştırmacıların bulgularına göre en çok yağ alan grupta %48 oranında bir depresyon artışı görülmüştür. Trans yağın depresyon belirtilerini artırma nedenlerinden biri de kan hücrelerini birbirine bağlayan endotelyal hücrelerin işlevlerini değiştirmesi ve iltihaba sebep olmasıdır.
5. GLÜTEN

Glütene bağlı bağışıklık sistemi aracılı bir hastalık olan Çölyak Hastalığının depresyon ve diğer ruhsal hastalıklarla arasında bir ilişki olduğu açıklanmıştır. Aynı zamanda glüten hassasiyeti olan yaşlı nüfusun diğerlerine göre iki katı derecede depresyona yakalandığı görülmüştür. Beslenme düzeninizden belirli yiyecekleri çıkarmadan ya da başka yiyecekler eklemeden öncelikle doktorunuza danışmalısınız. Diyetisyenler ve beslenme uzmanları akıl ve ruh sağlığı hastalıkları konusunda size yardımcı olacak düzgün bir beslenme programı hazırlayabilirler.

Bunlar da İlginizi Çekebilir