Beni tam kalbinle sevemiyorsan, seni beklemem doğru olmaz.” Bir an sustum.

“Evlilik, eski aşkını yenisiyle kıyaslayacağın bir sınav değildir.
Sen hâlâ geçmişte takılı kalmışsın. O yüzden ikimiz de eksik kalıyoruz.” Şaşkınlıkla yüzüme baktı. Gözlerinde bir pişmanlık parladı, ama ardından gelen tereddüt… her şeyin cevabıydı. Yavaşça yüzüğümü çıkardım, avucuna koydum.

“Belki seni güvenli bir liman sandım. Ama evliliğimizin ilk gecesinde bile sırtımı döndün.
Artık devam etmemiz için bir sebep yok.” Eşyalarımı topladım, sessizce odadan çıktım. Gülleri, mumları, müziği — ve bana artık yabancı gelen adamı — ardımda bıraktım. Otelin kapısından çıktığımda sabahın aydınlığı İstanbul sokaklarını kaplamıştı. İnsanlar bana baktı — gözyaşlarıyla lekelenmiş beyaz gelinliğimle yürüyordum — ama utanmadım. Sadece içimde derin bir rahatlama vardı. Evliliğim sadece bir gün sürdü. Ama doğru olanı yaptığımı biliyordum: Kendime saygımı, kalbimi ve gerçek mutluluğa dair umudumu korudum. Düğün gecesi… başlangıç sanmıştım. Meğer sonmuş. Ama bazen, bir hayali bitirmek, gerçek bir kalp yolculuğuna başlayabilmenin tek yoludur.

Bunlar da İlginizi Çekebilir