Omuzları titredi. Ve sonunda, zar zor duyulabilecek bir sesle fısıldadı: — Evet. Bu senin çocuğun. — Neden sessiz kaldın? Neden öylece ortadan kayboldun? — yumuşak bir sesle konuştu ama her kelimesinde acı vardı. Yaşlarla dolu gözlerini kaldırdı. — Gitmeden hemen önce hamile olduğumu öğrendim. Senin için tıbbın her zaman önce geldiğini biliyordum. Kariyer, bilimsel makaleler, ameliyatlar... Bir çocuk senin için bir engel olurdu. Korkmuştum. Seni geride tutmaktansa ortadan kaybolmanın daha iyi olduğuna karar verdim. Dikkatlice yatağına yaklaştı, elini tuttu ve sıkıca tuttu. — Senin için her şeyden vazgeçerdim. Kariyer, mevki... çünkü hiçbir şey bu andan daha önemli değil. Hiçbir şey senden daha önemli değil. Ve küçük kız, gelişinin hem geçmişlerini hem de geleceklerini değiştirdiğinin farkında değilmiş gibi sessizce uykuya daldı.