— Sen mi?.. — diye fısıldadı zorlukla. — Sen benim doktorum musun? Adam dişlerini sıktı, başını salladı ve tek kelime etmeden yatağı ameliyathaneye doğru çevirdi. Doğum sancıları zorluydu. Tansiyon düştü, bebeğin kalp atışları yavaşladı. Talimatlar verdi, ekibi yönlendirdi, içten içe parçalanmış hissetse de sakinliğini korudu. Aklında tek bir düşünce yankılanıyordu: "Neden o? Neden şimdi?" — Bu... benim çocuğum mu? — ondan kaçtı. — Ne saçmalık... — kadın arkasını döndü ama sesi titriyordu. Battaniyenin köşesini kaldırdı ve donakaldı. Bebeğin minik omzunda bir doğum lekesi vardı. Tıpkı kendiki gibi. Aynı noktada. — Tanrım... — sesi titredi. — Benim doğum lekem onda. Bu benim oğlum mu? Elleriyle yüzünü kapattı.