Zarfı titreyen ellerimle açtığımda içinden tek bir not düştü. Kâğıdın köşeleri hafifçe kıvrılmıştı, belli ki uzun süredir yanında taşıyordu. El yazısı özenliydi ama aceleyle yazılmış gibi bir telaş saklıydı.
“Dün gece gözlerinizde öyle bir sıcaklık gördüm ki, yıllardır unuttuğumu sandığım bir duyguyu yeniden hatırladım.
Bende bıraktığınız etkiyi anlatacak kelime bulamıyorum.
Gitmek zorundayım… ama kalbimin bir kısmı sizde kaldı.
Eğer bir gün sizi yeniden görmek isterseniz, beni burada bulabilirsiniz.”
Altında küçük bir adres vardı:
“Gümüşdere Mah. Eski Fener Yolu, No: 11”
Adresin yazılı olduğu o satıra dokunurken içimde uzun yıllardır hissetmediğim bir heyecan kıpırdadı.
Kalbim sanki gençliğimdeki gibi hızla çarpıyordu.
O an anladım:
Bu buluşma bir tesadüf değildi.
Bir gecelik bir rüzgâr değil…
Sanki hayat bana yeniden başlamam için bir fırsat veriyordu.
Günlerce adresi düşündüm.
Gitmeye cesaretim var mıydı?
Bunca yıl yalnızlığa alışmışken bir kalbe tekrar dokunmak beni korkutuyordu.