Temel’in yaptıkları
Matematikten sürekli zayıf not alan Temel’i, ailesi faydası olur diye Katolik okuluna yollar. Bakarlar ki Temel tam not almaya başlar. Sebebini merak edip Temel’e sorarlar. Ne değişti? Temel’in cevabı:Okulun ilk günü…De’vamı amacıyla gorsele doo’kunun
Matematikten sürekli zayıf not alan Temel’i, ailesi faydası olur diye Katolik okuluna yollar.
Bakarlar ki Temel tam not almaya başlar.
Sebebini merak edip Temel’e sorarlar.
Ne değişti?
Temel’in cevabı:Okulun ilk günü,girişteki artı işaretine çivilenmiş adamı görünce, durumun ciddiyetini anladım
Nasrettin hocaya sorarlar;
_Hocam bu yıl fitreni kime vereceksin?
_Hoca gayet sakin bir sesle,
_Köyün zenginine der…
_Aman hocam, o kadar fakir varken niye zengine veriyorsun?
_Vallaha ben Allah’ın işine karışmam. O kime veriyorsa bende ona veririm.
Köylünün birinin keçisi uyuz hastalığına yakalanmış. Katran sürmesini tavsiye etmişler. Köylü keçisini alıp hocaya gitmiş:
- Hoca Efendi, senin nefesin uyuz hastalığına birebir imiş. Şu keçiye
bi nefes ediver.
- Nefes ederim, lâkin hastalığın bir an evvel hayvandan defolmasını
istiyorsan, benim nefesime senin tarafından da bir miktar katran ilâve
edilmesi lazımdır.
Köy kahvesinde sohbet etmekte olan iki arkadaştan biri diğerine:
- Söyle bakalım, tenha bir yerde bir domuzla karşılaşsan ne yaparsın?
- Ne yapacağım, tüfeğimle ateş edip vururum onu!
- Peki ya, silahın yoksa?
- Sopayla kafasına vururum!
- Diyelim ki, yanında sopa da yok?
- Bıçağımı saplarım o zaman!
- Elini attın ki, bıçağın da yok yerinde!
İyice tepesi atan adam, elini masaya vurdu ve:
- Söyler misin dostum, sen benden yana mısın, yoksa domuzdan yana mı?
Köylünün birinin çok sevdiği bir koyunu varmış. Bu koyun hiç gebe kalamıyormuş. Köylü, komşu köyde birinin koçu olduğunu ve hangi koyunla çiftleşirse gebe bıraktığını duymuş. Bunun üzerine koyununu el arabasına koymuş, çıkmışlar yola, köye vardıklarında selam verip adamın yanına yaklaşmış.
- Yahu gardaş senin koçun methini duydum koştum geldim, hele bizim koyuna da bir çare.
- Aman gardaş lafımı olur, amma 30 liranı alırım.
- Tamam.
Neyse çiftleşme gerçekleşiyor ve köylü koyunu tekrar el arabasına koyup giderken koçun sahibine soruyor:
- Hamile kalıp kalmadığını nereden anlayacağız?
- Yarım sabah ahıra girince bak, koyun eğer yatıyorsa hamiledir, yok ayaktaysa hamile değildir.
Neyse sabah oluyor köylü bir heyecanla ahıra koşuyor, bakıyor ki
koyun ayakta. Ulan diyor yine tutmadı.
Karısı demiş ki "bi daha götür".
Köylünün ki de bir umut koyunu tekrar el arabasına bindirip gitmiş. Bu sefer 40 lira alıyor koç sahibi.
Ertesi sabah köylü koşa koşa ahıra gidiyor ki bir de ne görsün koyun yine ayakta.
Köylü iyice sinirleniyor, neredeyse koyunu kesecek.
Karısı eşini sakinleştirip koyunu tekrar götürmesi için eşini ikna ediyor.
Köylü koyunu götürüyor ama koç sahibi adam bu sefer 50 lira alıyor. Köylü daha da sinirleniyor, söylene söylene eve geliyor.
Koyunu ahıra atıp gidiyor.
Sabah ise yatağına uzanmış umutsuz ve sinirli bir şekilde karısına:
- Hele git bak şu koyuna, oturuyor mu ayakta mı.
Kadın gidip bakıp geliyor ve diyor ki:
-Bey, koyun ne oturmuş ne de ayakta bey, arabaya binmiş seni bekliyor
Hizmetçi
Birisi bir köylüyü hizmetçi olarak alır. Bu hizmetçi, alt kattan üst kata kadar kahve fincanlarını dökmeden getirir. Bir misafirin geldiği gün efendisi hizmetçisine sorar:
- Oğlum , sen evvelce garsonluk filan yaptın mı? Bu kahveleri dökmeden nasıl getiriyorsun?
- Hayır efendim, ben garsonluk filan yapmadım. Yalnız, alt katta fincanlara kahveleri koyunca ağzıma birer yudum alır, odadan içeriye girerken tekrar fincanlara boşaltırım.
Kızı 29 yaşını geçtiği halde evlenemediğini görüp telaşlanan kadıncağız en son çare olarak gazetelere kızının kimliğini gizleyerek şöyle bir ilan verdi:
"Sarışın, cazip ve gelecekte büyük bir servetin varisi olan genç kız kalbinin aradığı erkekle tanışmak istiyor."
İlan çıktıktan bir hafta sonra annesi kızına sordu:
- Nasıl, cevaplar gelmeye başladı mı?
- Sadece bir tanecik anneciğim!
- Yaa! Kimden?
- Söyleyemem...
- Nasıl olur? Hem bu fikri annen olarak sana ben verdim! Bana söylemeyip kime söyleyeceksin?
Cevap kimden geldi bakayım?
- Babamdan!
Temel'in Eceli
Bir gün Temel bayılmış, hastaneye kaldırmışlar, hastanede Azrail'e zormuş;
- Benum zamanim geldi mi? Azrail;
- Yook senin daha 42 yıl 6 ayın var, demiş.
Temel çook sevinmiş, taburcu olduktan sonra estetik merkezine gitmiş. Dudaklarını doldurtmuş. Her tarafını erdirmiş gerdirmiş estetik merkezinden bambaşka biri olarak çıkmış. Karşıdan karşıya geçerken araba çarpıp ölmüş temel Azrail'e demiş ki;
- Ya sen niye benum canumu aldun, benum daha 42 sene 6 ay ömrum vardu.
Azrail temele bi bakmış tanımaya çalışmış sonra demiş ki;
- Kız Allah canını almasın o sen miydin?