Temel ile Fadime yeni evlenmişler.Temel her sabah dağın eteğindeki kasabaya inip gazete alıyormuş. Bir ay, iki ay, üç ay derken Temel bu işten bıkmış ve Fadime’ye; ─ Bundan sonra gazetelerimi sen alacaksın Fadime, demiş. Fadime de kabul etmiş ve her sabah kasabaya inip bir tane gazete almaya başlamış. Bir ay, iki ay, üç ay derken Fadime her sabah o kadar yolu yürümekten bıkmış. ‘Bu işin daha kolay bir yolu olmalı’ demiş kendi kendine.VE =)
Fıkranın Devamı için sonraki sayfaya geçiniz...
Fadime her sabah o kadar yolu yürümekten bıkmış.

‘Bu işin daha kolay bir yolu olmalı’ demiş kendi kendine.

Sonra da kendince bir çözüm bulmuş; kasabaya ilk indiğinde yedi tane gazete almış ve her gün birini Temel’e vermeye başlamış.

Birinci gün, ikinci gün, üçüncü gün derken yedinci gün Temel gazeteyi alıp biraz göz gezdirdikten sonra Fadime’ye dönmüş ve;

─ Fadime, bu dünyada ne kadar çok salak adam var. Aynı adam aynı ağaca aynı arabayla yedi gündür çarpıyor, demiş.
Yetmişli yaşlardaki adam, doktora şikâyette bulunuyordu;
-Evladım birinci iyi, ikinci de eh şöyle böyle idare ediyorum. Ama üçüncüde dizlerim kesiliyor, hele dördüncü de nefes nefese kalıyorum.
-Hop hoop! Amca ne yapıyorsun, delirdin mi? Senin birde durman gerekir.
- Nasıl durayım evladım, beşinci katta oturuyorum ben.
Psikoloğa giden bir adam derdini anlatıyordu.
- Geceleri uyuyamıyorum, sürekli yatağın altında biri varmış gibi geliyor. Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum. Bu defa da yatağın üstünde biri varmış gibi geliyor.

Adamı dikkatle dinleyen psikolog şöyle demiş:
- Hallederiz bu saplantıyı, bana haftada iki kere geleceksiniz. 6 aylık bir tedavi süreciyle sizi iyileştireceğimi umuyorum.
Adam sormuş:
- Vizitelere ne kadar ödeyeceğim?
- Her vizite 400 TL. Bu hesaba göre 6 ayda 2400 TL ödeyeceksiniz.
Adam gitmiş, o gidiş.

Psikolog, birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış ve sormuş;
- Hastalığınız ne oldu?
- 10 TL'ye hallettim...
- Nasıl hallettiniz?
- Sizinle görüştükten sonra ilerideki kahveye uğradım. Çayımı içerken, kahveciye hastalığımı anlattım. "Karyolanın bacaklarını kes" dedi. Kestim, sorun kalmadı.
Hastayı Terletmek
Askeri Tıbbiyede hekimlik yapmış İshak Efendi'nin meşhur talebelerinden biri olan Aziz Paşa anlatıyor:
İshak Efendi imtihanda bana sordu:
- Bir hastayı terletmek için ne yaparsın?
- Şu ilacı veririm, efendim.
- Peki, ya terlemezse?
- Bu ilacı da veririm, efendim.
- Yine terlemezse?
- O zaman sebeplerini arar, şu şu ilacı denerim efendim.
- Yine de terlemezse?
Öğrendiklerimin sonu gelmişti. Baktım ki anlımda toplanan terler yüzümden aşağıya akıyor, cebimden mendilimi çıkardım, hem terimi sildim, hem de şu cevabı verdim:
- Efendim yine terlemezse o zaman zat-ı alinizin huzuruna getirir imtihan ederim!
Hasta için bazı tahliller yapılması gerekiyordu. Doktor hastasına:
- İdrar tahlili yapmamız gerekiyor, şu kabı kullanabilirsiniz.
Hasta:
- Hepsini doldurayım mı?
Doktor:
- Yok, biraz dudak payı bırakın...



fıkraoku.com ekledi, 311 kez okundu...

Gelmedik
Doktor bey, beni morga mı götürüyorsunuz?
- Evet
- Ama ben daha ölmedim ki...
- Olsun, biz de daha gelmedik zaten...

Bunlar da İlginizi Çekebilir