Yıllarca bizlere baykuşun uğursuz olduğu söylendi. Hatta kimin evinin çatısına baykuş konarsa o evden cenaze çıkacağına inanıldı. Fakat bunlar bir yalanmış.
Anlatılan bir kıssadan hisseye göre aslında baykuş bize söylendiği gibi uğursuz bir hayvan değilmiş. İnsanlar hep baykuşların felaket habercisi olduğuna inandı. Anlatılan bir kıssadan hisseye göre bu olay hiç böyle değilmiş. Aslında baykuşlar çok mübarek hayvanlarmış.
Baykuşun ibretlik hikayesi
Yıllardır gelen bu inanca göre baykuş kötü haberin ve ölümün habercisi olarak nitelendirildi. Asya ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde baykuşlar bu yüzden öldürüldü ve yakılarak külleri nehirlere atıldı. Baykuşun ötüşünü deprem habercisi olarak inanan insanlar bu masum hayvanlardan kaçmaya çalıştı. Evin çatısına konan baykuşun ölüm getirdiğine inanılan dönemlerde ölüm geri gitsin diye bu hayvanlar öldürüldü. Meğerse gerçek çok başkaymış. İşte baykuşun ibretlik hikayesi!
Sahabe-i Güzinden ka’bel Ahbar (r.a) Hz. Ömer’e: ‘ya Ömer, kimsenin bilmediği bir şey nakledeceğim sana. Bunu peygamber kitaplarından okudum, oldukça gariptir. Hz. ömer (r.a) ‘söyle bakalım ya ka’bel Ahbar’ der.
Bir gün Süleyman (a.s)’ın huzuruna bir baykuş geldi. Hz. Süleyman ile baykuş arasında şu konuşma geçti: ‘ey baykuş ben biliyorum ki arpa, buğday vb. hububat yemezsin, acaba neden?’ ‘ya nebiyyallah, adem ile havva o hububatı yedikleri için dünyaya sürüldüler. ben de onun için yemem.’
‘ben biliyorum ki, sen su da içmiyorsun, neden acaba?’ ‘ey allah’ın peygamberi, nuh (a.s)’ın kavmi suda boğuldu. Ben de suya tövbe ettim.’ ‘Peki niçin mamur yerlerde değil de harap yerlerde yaşarsın.’ ‘harap yerler Allah’ın mirasıdır, sahipsizdir. Ben insanların sahip olduğu binaya konmam.’
‘Harabelerde niçin ötersin?’ ‘Ey dünya nimetlerine aldananlar, bulunduğum harabeyi görüyor musunuz? Siz de bir gün bunun gibi harap olacaksınız, demek isterim.’
‘Peki evlerin üstünden uçarken ne diye ötersin? ne demek istersin bununla insanlara?’‘Ey ademoğlu yazıklar olsun sana. Arkanda bu kadar isyan ve günah, önünde de bu kadar keder ve bela varken nasıl dünya nimetlerinden lezzet alıp neşelendiğinize şaşarım.’
‘Niçin gündüz uyur da gece uyumazsın?’ ‘Ey Allah’ın nebisi, gündüz ademoğullarının nefislerine uyup zulümlerinin çoğaldığı zamandır. Onlardan kaçarım ki zulümleri bana erişmesin. Gündüz uyurum ki, onların yaptıklarını gözlerim görmesin.’
‘ya sabaha kadar ne zikredersin?’ ‘Ey insanlar, uykunuzu ve gafleti bırakın artık. Ahiret için tedarik görüp, azık hazırlayın.’ Sonra beni yaratan allahü azimüşşanı noksan sıfatlardan tenzih ederim.’ ‘Ey baykuş, insanlar seni uğursuz sayarlar. Halbuki senin kadar insana merhamet eden ve nasihatte bulunan yokmuş.’