Yaşar Alptekin’in vasiyeti
Yaşar Alptekin’in vasiyeti belli oldu
Kendini dine veren Yaşar Alptekin’in vasiyetini duyurdu 1980’li senesinin ünlü mankeni ve oyuncusu Yaşar Alptekin vasiyetini duyurdu. Hiç yatırım yaptınız mı? O devrelere ait hiçbir yatırımım yok. Acayip para harcıyordum. İstanbul’dan Tekirdağ’a taksiyle gidiyordum. Taksicilere, otel parası da verip, ‘Bir gece otelde kal yarın boş dönme, birlikte İstanbul’a döneriz’ söylüyordum. Yurt dışına defileye giderken yanıma bavul almazdım, tüm şeylerimi oradan alır gelirdim. Eşek gibi çalıştım, aslanlar gibi yedim. Profesyonel bir dansçıydınız? Lambada filminiz akıllara kazındı. Dansta hala iddialı mısınız?
Trakyalıyım. Kapı gıcırtısına bile oynarız biz. 19801981 senelerinde dans birinciliklerim var. Tek başına dans edilmiyor. 78 senedir evimin alt katında bir dans odası var. 34 kez dans ettim ancak tek başına olmuyor. Bazı kişilerin seni seyretmesi lazım, daha motive oluyorsun. Radikal bir değişim geçirdiniz… Karpuzu k’eserken, ‘tırak’ diye bir sesle bir anda ikiye ayrılır ya, aynı o biçimde. Önceki ve şu devreki hayatımın farkını bu tür tasvir edebilirim. ‘allah ol dedi’ ve oldum. Bir gün televizyonu açtım, görüntüden önce ses geldi: ‘Ünlü iş adamlarımızdan Sakıp Sabancı, Hakk’ın rAhmetine kavuştu.Cenaze öğlen vaktinde Fatih Camii’nden kaldıralacaktır.’ Bunu duydum, ‘ben bu c’enazeye gideceğim’ dedim. Ne Abdest almayı, ne namaz kılmayı ne de Fatih Camii’nin nerede bulunduğunu biliyorum. Bırak ailemi sülalemde namaz kılan yok. İlk namaza başladığımda beni psikoloğa götürdüler.
Nasıl yani? Şalvar ve cübbe giyince ailem şaşırdı. Annem, ‘Seni kandırdılar, İran’a canlı b’omba olarak yollayacaklar’ dedi. peki ya sonra? Annem ve babam alıştı bana. Hatta onları Umre’ye götürdüm. Sonrasında neler oldu? Biz hep bardağı taşıran son damlayı görürüz. Halbuki o damlayı taşıran diğer damlalar bulunmaktadır. ‘Hayata hedefim ne?’, ‘Cennet, cehennem var mı?’ diye sorgulamaya başladım. Edouard Schure’un Dinler Tarihi diye bir kitabı vardı. Tüm dini inançları okudum.Sanırım Rabbim de bu yaşayışımı gördü. “Bu kulum beni arıyor ancak diğer yerlerde arıyor” demiş sanki. Sakıp Sabancı’nın cenazesi ise vesile oldu. Kimi insanlar saatine bakıyordu ‘bitse de gitsek’ gibi. Kimi insanlar kartvizit alış verişi yapıyordu. Ünlüler ile fotoğraf çektirmek isteyenler vardı. Orada bir ö’lü vardı, ancak birtakım insanların telaşı beni şaşırttı. Düşünsenize o kadar varlıklı bir insan. Sadece kefeni var, cebi de yok. Sonra namaz kılmak istedim. Yanımdaki dostum ‘dalga geçiyorsun’ dedi. O akşam namaz kılmasını öğrendim. Peki ya kızınız ne dedi? Kızım benden utanıyordu. Uzun bir müddet dostlarıyla tanıştırmadı. Kızımın dostlarının fazlası, benim kızım bulunduğunu bilmez. Bir vakit sonra tabi o da alıştı.
Kızınız neler yapıyor? İTÜ’den mezun oldu, yüksek lisans da yaptı. Yönetmen ve kurgucu oldu. Altın Portakal ve Altın Koza Film Festivalleri’nden 17 adet mükafatı var. Nasipse kızımı da ilkbaharda evlendireceğiz, geçen zamanlarda istemeye geldiler. Müstakbel eşi de görüntü yönetmeni. Bugüne bakınca işlemişinizden pişman oluyor musunuz? Günümüz aklım olsaydı dün gerçekleştirdiklerimi yapmazdım, ancak dün gerçekleştirdiklerimi yapmasaydım günümüz aklım olmazdı. Hiçbişiden pişman değilim. Yaptığım her şey bana olgunluk kattı.Bu kadar büyük değişim sizi de şaşırtıyor mu? Benim hakkımda konuşan insanlara hakkımı helal ediyorum. Kendime bakınca ben de ‘bu tür bir adam, nasıl bu tür biri oldu’ diyorum. Oyuncu veya manken dostlarınız ne dedi? Ben gemileri yaktım. O devre telefon defterimi yırttım, attım. Bir de hattımı değiştirdim. Ne ben o bölgeye yine dönerim, ne de onlar bana ulaşsın diye. Sonrasında arayanlar oldu mu? İsmet Özhan, Atilla Saral, Yusuf Azuz ve Engin Koç ile birtakım vakitlar söyledik. Sağ olsunlar aradılar. Şalvar ve cübbe giymiyorsunuz bundan sonra…
Eskiden şalvarla sarıkla gezen insanları kınardım. Altı ayda bir Umre’ye gidenlere de ‘ticarete mi gidiyorsunuz?’ diye reaksiyon gösterirdim. Şimdi ise ben de altı ayda bir Umre’ye gidiyorum. İnsan cidden kınadığını yaşamadan ö’lmüyor! Şalvar ile cübbeyle dolaştım bir müddet. Sonra şalvar ve cübbeyi menfaatince bu kez de ‘dinden çıktı’ dediler. Ne yapsam olay oluyor. Demokrasiden bahseder iken, insanların ömürlerine karışmamak lazım. Ben bu tür mutluyum. Evet şalvarla dolaşıyordum ancak şimdi giymiyorum. İnsanın ruh durumunda de mevsimler bulunmaktadır.Çok reaksiyon çekmiştiniz bir devre… Benim için ‘yeşil sermayenin’, ‘iktidarın peşinde’ dediler. Zaman en güzel savunucudur, bakın 17 sene geçti aradan bişi oldu mu? İki sene önce eşinizi (Nilgün Altınyayla) kaybettiniz. Evet, 21 sene sonra yeniden evlenmiştik. Ama kanser sebebiyle aramızdan ayrıldı. En azından son iki senesinde onu memnun ettim. Elimdem ne geliyorsa yaptım. Tekrardan evlenmek ister misiniz? Evlenmeyi düşünüyorum. Tek mermim kaldı. İyi kullanmam lazım. Ömrüm kısaldı. Tekrar evlenboşan yapamam. Eş için ölçütünüz var mı? Bunun hesabı kitabı olmaz. Hayırlısı kim ise o olsun. “Sokakta sigara içen bayan ucuzdur” sözleriniz çok reaksiyon çekti…
Dediğim cümle şu: allah kadını asil ve zarif yaratmıştır. Asil ve zarif bir bayana yolda sigara içmek fotoğrafı ‘ucuzlatıyor’ dedim. Sinema ağzıdır bu; Ucuz oynadın, ucuz rol deriz. Sgara içmek kadını ucuzlatıyor demedim. Eğer bu tür bişi dediysem Tanrı canımı alsın! Benim annem de sgara içiyordu. Dizi ve film tavsiyeyi geliyor mu? Ben Hacca gittikten sonra insanlar, sanki elimi ayağımı her şeyden çekmişin gibi yorumlarda bulunmaktalar. İnsanlarda bu tür bir algı oluştu ancak öyle değil. Şu an için gelen bir tavsiye yok ancak gelse düşünürüm. Vasiyetiniz var mı?
Ben öldükten sonra anne ve babamın yanına, Tekirdağ Eriklice Köyü’ndeki aile mezarlığına gömsünler. Eşimin mezarlığı İstanbul’da ancak en azından bana gelenler anne ve babama da dua eder. Vasiyetnamemi yazdım. Satılmasını istemediğim şeyleri ve bağış yapılması lüzumli olanlari söyledim. Kızım, ‘Baba yapma kötü oluyorum’ diyor ancak ne vakit bu dünyadan ayrılacağımız belli değil.