Son yıllarda artış gösteren birbirinden farklı virüs vakaları duymaktayız. Bunlardan en ilginci ise Adenovirüs vakası… Ciddi görme kayıplarına sebep olabilecek bu virüs için uzmanlar alarma geçti. Adenovirüs salgınına bağlı konjontivit vakalarında ciddi bir artış görüldüğü özellikle okullarda ve kreşlerde hızla yayılmaya başlandığı belirtildi.

Havaların soğumasıyla birlikte inatçı solunum yolu enfeksiyonları gözükmeye başladı. Vakaların hızlı bir şekilde artış gösterdiği ve uzun süre vücutta belirtilerinin kaldığını belirten vatandaşlara uzmanlar uyarıda bulundu
Soğuk algınlığına benzer semptomlar gösteren adenovirüs enfeksiyonuna karşı açıklama yapan uzmanlar, 7’den 70’e herkesin alması gereken önlemleri sıraladı.

Gözlerde ciddi hasarlara yol açabileceğini belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şükran Evren Kaplan, “Adenovirüs gözlerde meydana gelen konjonktivite neden olabilir. Dünyada her yıl yaklaşık 20-30 milyon kişinin adenovirüs ile ilişkili konjonktivit tanısı aldığı tahmin ediliyor. Halk arasında kırmızı göz hastalığı olarak da bilinen, göz iltihaplanması şeklinde kendini gösteren konjonktivit, gözde ciddi hasarlara sebep olabilir.” açıklamalarında bulundu.
YAYILMA HIZI ÇOK YÜKSEK Son dönemlerde artışı gözüken ve adının sıklıkla duyulmaya başlandığı adenovirüs salgınına bağlı vakaların ciddi oranda arttığını belirten Şükran Evren Kaplan, “Adenovirüslerin neden olduğu göz enfeksiyonları oldukça bulaşıcıdır. Solunum yoluyla ve temas yoluyla bulaşır.” dedi.
Sözlerine şöyle devam eden Kaplan, “Hijyene dikkat edilemeyen alanlar, toplu taşımalar, okullar, kreşler, hastane ve yaşlı bakımevleri gibi toplu olarak bulunulan ortamlarda bulaşma hızı yüksektir. Özellikle de kreş ve anaokulu gibi küçük yaş gruplarında yayılma hızı daha yüksektir. Çeşitli zeminlerde ve solüsyonların içerisinde lens solüsyonu vb. gibi, uzun süre stabil kalabilirler. Fiziksel ve kimyasal etkenlere dirençli olmaları nedeniyle uzun süre enfekte etme özelliklerini korurlar ve yayılma riski taşırlar. Adenovirüsler, oda sıcaklığında haftalarca canlılıklarını koruyabilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kaplan, “Enfeksiyona sahip kişinin bulunduğu oda sıklıkla havalandırılmalı, eller sık sık yıkanmalı, enfekte yüzeyler dezenfekte edilmeli, özellikle de yüzle temas eden havlular şahsi kullanılmalı, hatta mümkünse tek kullanımlık olmalı, bardak gibi mutfak gereçleri ortak kullanılmamalıdır.” dedi.

HİJYEN ÖNLEMLERİ ALINMALI Uzman Kaplan, enfeksiyonun yayılmasını engellemenin en önemli faktörlerinden birinin hijyenik önlemlerin alınmasının olduğunun vurgusunu yaptı.

EN YAYGIN BELİRTİSİ GÖZLERDE KIZARIKLIK Virüsün belirtilerinin hastalığın türüne göre değişiklik göstereceğini söyleyen Kaplan, şunları ekledi: “Hastalar gözde şiddetli kızarıklık, kaşıntı, ağrı, sulanma, gözlerde çapaklanma, ışığa hassasiyet, kirpiklerde iltihaplanma ve göz kapağında şişlik gibi şikayetlerle başvurulabiliyor.
Fakat en yaygın ve bilinen belirtisi göz akının kızarmasıdır. Genellikle iltihaplanmaya bağlı görülen bu kızarıklık, göz damarlarının şişmesi ve sonrasında ödem oluşmasından kaynaklı yaşanır. Gözde kalıcı hasar yaşanmasını önlemek için doktor müdahalesi büyük önem taşır.”
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ

Çocuklarda görülme sıklığı fazla olan Adenoviral konjonktivitin erken teşhisin önemli olduğunu açıklayan Kaplan, virüsün gözde enfeksiyona neden olabileceği faktörüne de değindi.

Op. Dr. Şükran Evren Kaplan, “Viral konjonktivit, bakteriyel konjonktivit ve alerjik konjonktivit hastalığın başlıca türleridir. Tedaviyi belirlerken bu türlere bakarak bir tedavi düzenlenir. Viral konjonktivitlerin spesifik tedavisi yoktur. Genellikle hafif şikayetlerle geçirilir. Hastalara pomat, göz damlası ve soğuk kompres önerilir. Bakteriyel konjontivit vakalarında enfeksiyonun geçmesi için antibiyotik içeren damla ve pomatlar kullanılır.
Doğada bulunan en güçlü iki antiseptik besin olan bal ve sarımsak karışımının vücudu adeta yenilediğini biliyor muydunuz? Peki bal ve sarımsak karışımı nasıl hazırlanıyor? Ayrıca her gün bal ve sarımsak karışımından bir kaşık yerseniz ne olur? Sizler için bu mucize karışıma dair her şeyi araştırdık. Haberimizin detayında nasıl hazırlanacağı ve tüketileceğine dair bütün bilgiler mevcuttur.
Yapılan araştırmalarda sarımsağın tüm faydalarını vücuda sağlayabilmesi için çiğ tüketilmesi gerektiği ortaya çıkarılmıştır. Ancak kokusundan dolayı çiğ tüketilmesine yanaşılmadığından uzmanlar bal ile tüketilmesini öneriyor. Balın bileşenleri ile sağlığı faydalar iki katına çıkan sarımsağın birçok hastalığı engellediği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Aç karan tüketilmesi tavsiye edilir. Sarımsak, toprak altında yetişen ve içeriğinde milyonlarca faydalı asit barındıran bir besindir. Germanyum ve selenyum maddeleri bakımından zengin olan topraklarda yetiştiğinden insan sağlığına birçok faydası vardır. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan sarımsak kadar bal da arılar tarafından milyonlarca çiçeğin poleni alınarak üretilir. Bu iki maddenin bir araya gelmesi ile alternatif tıbbın en güçlü ilacı ortaya çıkmış olur.

Bunlar da İlginizi Çekebilir