Emek ve meslek örgütü üyesi olan oyuncular, İslami değerlere hakaret sahneleriyle tepki çeken ve sonrasında RTÜK'ten program durdurma ve para cezası alan Kızıl Goncalar dizisine verilen cezayı İstanbul Kadıköy’de Süreyya Operası önünde protesto etti.
Oyuncular Sendikası’nın çağrısıyla sinema alanındaki emek ve meslek örgütü İstanbul’un Kadıköy ilçesinde “Sansüre hayır” sözleriyle eylem yaptı.
“Sansüre karşı özgür sinema” yazılı pankart taşıdıkları eylemde, “Susma haykır, sansüre hayır'' sloganları attılar.
Hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Ece Dizdar, ''Bizler bu sansür uygulamalarıyla elbette ki ilk defa karşılaşmıyoruz. Tiyatro, sinema, dizi film gibi sanatın her alanında sıkça gördüğümüz sansür uygulamalarının normalleştirilmesi, sansürün kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğuracaktır.'' sözlerini kaydederken, açıklamalarına şu şekilde devam etti...
Emek ve meslek örgütü üyesi olan oyuncular, İslami değerlere hakaret sahneleriyle tepki çeken ve sonrasında RTÜK'ten program durdurma ve para cezası alan Kızıl Goncalar dizisine verilen cezayı İstanbul Kadıköy’de Süreyya Operası önünde 'Sansüre hayır' diyerek protesto etti.
Cemaat ve tarikatları konu edinmiş olan Kızıl Goncalar, “toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılıklar” olduğu gerekçesiyle iki kez program durdurma ve 9 milyon TL ceza almıştı.
Oyuncular Sendikası’nın çağrısıyla sinema alanındaki emek ve meslek örgütü İstanbul’un Kadıköy ilçesinde “Sansüre hayır” sözleriyle eylem yaptı.
“Sansüre karşı özgür sinema” yazılı pankart taşıdıkları eylemde, “Susma haykır, sansüre hayır'' sloganları attılar.
Hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Ece Dizdar, şu sözleri kaydetti:
''Bizler bu sansür uygulamalarıyla elbette ki ilk defa karşılaşmıyoruz. Tiyatro, sinema, dizi film gibi sanatın her alanında sıkça gördüğümüz sansür uygulamalarının normalleştirilmesi, sansürün kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Cezalandırma, yasaklama, soruşturma, hedef gösterme, tehdit etme, korkutma, aşağılama, engelleme, fiziki ve sözlü saldırı, kriminalize etme, ötekileştirme gibi yöntemlerle karşımıza çıkan sansür ile tüm yaratıcı alanların varoluşu tehdit edilmekte ve bir korku iklimi yaratılmaya çalışılmaktadır.
Sansür, evrensel düzeyde tüm yaratıcı alanların ortak mücadele konusu olmuştur. Ülkemizde de Anayasa’nın 64. maddesi açık ve nettir. ‘Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur.
Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır’. Anayasa’da belirtildiği gibi sanat faaliyetleri, bizlerin tabiriyle ‘sanatsal ifade özgürlüğü’ yasalarla koruma altındadır. Sanatsal ifade özgürlüğünün önündeki engellemeler sadece yayın durdurma, para cezası gibi yöntemlerle karşımıza çıkmıyor. Örneğin, yıllardır tadilat var gerekçesiyle son dakika iptal edilen tiyatro oyunları, ‘kamu güvenliği’ gerekçe gösterilerek iptal edilen konserler, gösteriler, sergiler, şehirlere girmesi engellenen ekipler, bakanlık tarafından verilen desteklerin geri çekilmesi, gösterimi durdurulan belgeseller ve sinema filmleri, iptal edilen festivaller…
Sansürün doğurduğu sonuçlar sadece performansların, eserlerin engellenmesi ile de bitmiyor. Ekipler hedef gösteriliyor, binlerce çalışan ücretlerini alamıyor ve iş kaybına uğruyor. Artık yeter. Sansür, yasaklar ve engellemelerden dolayı nefes alamıyoruz. Emek ve meslek örgütleri olarak sahnelerde, sinemalarda, ekranlarda, stüdyolarda her yerde ve her zaman sansürün karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Sansür normalleştirilemez. Sansürün ve sansürün yarattığı dolaylı sonuçlar karşısında tüm meslektaşlarımızı bir arada olmaya davet ediyoruz. Yalnız değiliz, bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz. Sanatsal ifade özgürlüğümüzün önündeki engeller kaldırılsın, sanatçı özgür kalsın.''