Kocamın sırtında böcek yumurtası gibi 30 kırmızı leke fark edince onu hemen acil servise götürdüm. Doktor hemen ona baktı ve telaşla “Hemen polisi arayın” dedi.
Kocam Davut’le sekiz yıldır evliyiz. Hiçbir zaman çok fazla şeyimiz olmadı ama Tennessee’deki küçük evimiz her zaman kahkaha ve sıcaklıkla doluydu. Davutdoğası gereği sessizdi; işten eve gelip kızımıza sarılan, alnımdan öpen ve hiçbir şeyden şikayet etmeyen türden bir adamdı.
Ama birkaç ay önce bir şeylerin ters gittiğini fark etmeye başladım. Sürekli yorgundu, sırtı sürekli kaşınıyordu ve o kadar çok kaşıyordu ki gömlekleri minik tiftik izleriyle doluydu. Önemli bir şey olmadığını düşündüm – belki sivrisinek ısırığı ya da çamaşır deterjanına alerjisi olabilir.
Sonra bir sabah, o uyurken, gömleğini kaldırıp krem sürdüm ve donakaldım.
Memphis Genel Hastanesi’nin acil servisine koştuk. Doktor Davut’in gömleğini kaldırınca, yüz ifadesi anında değişti. Sakin ve kibar doktor aniden bembeyaz kesildi ve yanındaki hemşireye bağırdı:
“Hemen 911’i arayın!”
Doktor cevap vermedi. Birkaç dakika içinde iki sağlık görevlisi daha içeri daldı. Davut’in sırtını steril çarşaflarla örttüler ve bana acilen sorular sormaya başladılar:
“Eşiniz son zamanlarda herhangi bir kimyasalla temas etti mi?”
“Ne iş yapıyor?”
“Ailenizde benzer semptomlar gösteren başka biri var mı?”
“İnşaat işinde çalışıyor. Son birkaç aydır yeni bir şantiyede çalışıyor. Yorgundu ama biz bunun sadece bitkinlik olduğunu düşündük.” diye cevap verirken sesim titriyordu.
On beş dakika sonra iki polis memuru geldi. Oda, tıbbi cihazların uğultusu dışında sessizliğe büründü. Dizlerim titriyordu. Polis neden buradaydı?
Uzun bir bekleyişin ardından doktor geri döndü. Sesi sakin ama kararlıydı:
Kanım dondu. Polisi mi aradın? Döküntü için mi?