Herkes bu müjdeli haberi bekliyordu

Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan 
Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi verdi.
 Kimse bu açıklamayı beklemiyordu!
 Herkes büyük bir sevinçle karşıladı!
 İşte Türkiyeyi sevindiren o haber..
 Devamını okumak için görsele dokunun.
Herkes bu müjdeli haberi bekliyordu

Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ek istihdam taahhüt eden firmaların işe alacakları her işçinin 3 veya 6 ay boyunca tüm ücretleri ve sosyal destek primlerini Çalışma Bakanlığı karşılayacak" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.15'te başlayıp yaklaşık 2 saat süren Kabine toplantısı sona erdi. Emeklilerin bayram ikramiyesi, enflasyon, Rusya- Ukrayna savaşının ele alındığı toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulunuyor.

"TEDARİK SİSTEMİ HALA DÜZELTİLMİŞ DEĞİL"
Sözlerine ekonomik durumla ilgili başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ramazan ayının rahmeti, mağfireti, affı, bereketi milletimizle birlikte tüm Müslümanların, tüm insanlığın üzerine olmasını cani gönülden temenni ediyorum. Maalesef son yıllarda ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemlerin eşliğinde buruk bir şekilde geçiriyoruz. Salgın döneminde bozulan tedarik sistemi hala düzeltilmiş değildir. Tam tersine Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla birlikte yeni tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Geniş bir alanda giderek ağırlaşan sorunlar zengininden fakirine kadar tüm ülkeleri derinden sarsıyor. Merkezinde olduğumuz coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer tabloları görmek mümkündür. Kendi kısır ve küçük hesapları üzerinde kaybolup, dünyada olup bitenleri takip edemeyecek kesim varsa da biz tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz." dedi. Açıklamalarının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; " Türkiye'nin zorlu dönemi aşarak bir an önce hedeflerine ulaşması için ülkenin tüm güç ve imkanları ve potansiyelini harekete geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Salgın sürecinde bunu başardık. Şimdi de Ukrayna-Rusya savaşıyla devam eden küresel krizi fırsata dönüştürecek adımları atıyoruz. Bugün Türkiye savaşın her iki tarafıyla yakın ilişkileri sürdürebilen, tarafları bir araya getirerek somut ilerlemeler sağlanabilmesini temin edebilen yegane ülkedir. Elbette küresel düzeyde yaşanan sıkıntıların bize de yansımaları oluyor. Ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırılar ve ardından küresel krizin ülkemize etkileri halen sürüyor.

"HAMMADDELERİN FİYAT ARTIŞI BİZİ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR" Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere Rusya ve Ukrayna krizinin sonuçlarını derinden hissediyoruz. Petrol, doğalgaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını tek başına önleyebilmemiz mümkün değildir. Gıda sektöründe kullanılan hammaddelerin fiyat artışı bizi yakından ilgilendiriyor. Sebze ve meyve fiyatlarının mevsim şartlarında yükselmesini de göz ardı edemeyiz. Allah'a şükür kendi insanımızı temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine sahibiz.

"ABD'DEKİ ENFLASYON SINIR TANIMAZ BOYUTLARA GELMİŞTİR" Küresel sisteme entegre açık ekonomide sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor. Elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken dışarıdan tüketim olarak ürün alıyorsunuz. Ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar fahiş şekilde yükseliyor. Amerika'da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sınır tanımaz boyutları göstermektedir. Yağdan şekere, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır. Önceliğimiz en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şekilde ulaşmasını sağlamaktır. İnsanlarımızın temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten aç gözlü kesim de vardır. "KARŞIMIZDA ZOR BİR TABLO OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ" Ellerindeki ürünlerini stoklayarak ve hatta imha ederek, aralarında anlaşıp fiyatlarını arttıranları takibe aldık. Kamunun denetim ve yaptırım yetkilerini kullanarak serbest piyasa içinde bu tamahkarlarla mücadele ediyoruz. Sorun ahlaki olduğu için arzu ettiğimiz neticeleri almakta güçlük çekiyoruz. Karşımızda zorlu bir tablo olduğunun farkındayız. Her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıtlarını telafi etmeye yönelik anlayışla yaklaşıyoruz. Hem içeride hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini umut ediyoruz. "BU DÖNEMİ İNŞALLAH GERİDE BIRAKACAĞIZ" Gelir artışına yönelik tedbirler yanına gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek düzenlemelere hız vereceğiz. Daha sıkı mücadele ederek bu dönemi de inşallah geride bırakacağız. Ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda özellikle 2053 ve 2071 vizyonları da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. BM İklim Değişikliği Konferansına sunduğumuz katkı beyanımızla 2053 vizyonumuzun ilk somut hedefini ilan etmiştik. Bugün de İstanbul'un fethine atfettiğimiz vizyonumuzun 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planını sizlerle paylaşmak istiyorum. Avrupa-Asya- Afrika bizim için büyük fırsatlar barındırıyor. 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin 2030'da 25 milyar, 2050'de 95 milyar tona ulaşmış olması bekleniyor. BM bu oranın 2050 yılında yüzde 70'e çıkacağına işaret ediyor. ULAŞIM'A YAPILAN YATIRIMLAR Ulaşıma yönelik talebin 2050 yılında iki katına çıkacağı anlaşılıyor. Ülkemizin ulaştırma alanında son 20 yılda attığı adımların ne kadar önemli ve isabetli olduğu kabul edilecektir. Diğer ülkelerde ortaya çıkacak potansiyelden en yüksek payı almak için yatırımlara hız vermeye başlamıştır. ABD'nin 2 trilyon dolar, Çin 559 milyar dolarlık altyapı planladıkları biliniyor.

Türkiye ise 5 ana sektörde yaptığı yatırımla mesafe kat etmiş bir ülkedir. Yaptığımız yatırımlar sayesinde Türkiye üretimini 1 trilyon doların üzerinde arttırmayı başarmıştır. Yarısı yeni olmak üzere 18 milyona yakın insanımızın istihdamını sağlayan ekonomik sonuçlar ürettik. Milli gelirimize 520 milyar dolardan fazla katkı sunduk. Yarına hazırlanırken odak noktamıza insan, veri ve yük hareketliliğini yerleştirdik. Bu unsurları lojistik, mobilite, dijitalleşme ekseninde ele alarak adımlarımızı atıyoruz.

Akıllı otoyolların inşası bu uygulamalardan biridir. Ulaştırma ve lojistik ana planımızı veriye dayalı ortak aklı önemseyen bir anlayışla hazırladık. Öncelikle güncel sosyo demografik arazi kullanımı, ulaştırma sistemleri, altyapı ve turizm verilerine göre ihtiyaç analizi yaptık.

Emisyon salınımı azaltma hedefli çevreci ve akıllı ulaşım sistemlerin öne çıktığı senaryolar geliştirdik. Demiryolu yatırımlarımız artık ön plana çıkmıştır. Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarımızı önemli ölçüde yeniden canlandırmıştık. Mevcutları yenilediğimiz demiryolu hat uzunluğumuzu 10 bin 959 km.den 13 bin 22 km.'ye çıkardı.k. Hedefimiz 28 bin 590 km.ye taşımaktır." Ayrıntılar geliyor...

Bunlar da İlginizi Çekebilir