ISPARTA’da 38 yaşındaki Sevgi Küçüksavlı, özel bir hastanenin muhasebe bölümünde çalışıyordu. Küçüksavlı, babasının besihanesinde giriştiği işte fatura derdinden kurtuldu. Haberin detayı diğer sayfadadır. Diğer sayfaya geçmek için fotoğrafın üzerine tıklayınız… Küçüksavlı, ödül aldığı projenin detaylarını “Bu fikir kızımdan çıktı. Biz kent merkezinde yaşıyorduk. Babamın besihanesinden çalışırken, gübre taşıyorduk. Çiftçiler için gübre her zaman bir sorundur.” diyerek anlattı. Bakanlığın projesine katılma sürecini Küçüksavlı “Kokusu da, başka bir yere boşaltması da sorundur. Bu soruna nasıl çözelim diye düşünürken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Tarımda kadın girişimciler güçleniyor’ projesina katılmaya karar verdik.” sözleriyle ifade etti. Araştırmalar yaptığını anlatan Küçüksavlı “Hayvan gübresini değerlendirebilir miyim diye düşündüm. Araştırmam sonucunda hayvan gübresinden biyogaz yapıldığını öğrendim. Sonra bu projeyi geliştirmeye çalıştık” dedi.
Türkiye’de 18 biyogaz tesisinin olduğuna dikkati çeken Küçüksavlı, bu tesislerin maliyetinin ise milyon eurolar seviyesinde dolduğunu, malzemelerinin yurt dışından geldiğini söyledi. Kendisinin böyle bir maliyeti karşılamasının mümkün olmadığını anlatan Küçüksavlı, “Buradaki bütün parçaları yurt içinden tek tek temin ettik.” diye konuştu. Ürünlerin temin sürecini Küçüksavlı “Karıştırıcıyı Konya’dan getirdim. Bazı biyogaz borularını Bursa’dan getirdik. Deneme yanılma yöntemiyle bu tesisi oluşturduk.” şeklinde anlattı. Kurduğu sistemle ilgili Küçüksavlı “Doğalgazı olmayan bir besihanede artık bir ‘doğal gaz’ımız var. Yatırım maliyetinin ardından bize fatura göndermeyen bir sistemimiz var” dediTarım ve Orman Bakanlığı’ndan proje ile ilgili birincilik ödülü aldığını belirten Sevgi Küçüksavlı, KOSGEB’den de ticari destek aldığını söyledi. Küçüksavlı, kurduğu küçük tesiste nasıl biyogaz ürettiğini “Tezekleri alıyoruz. Çamur kuyusuna atıyoruz. Burada karıştırıcı makineleriyle karıştırıyoruz. Makineler yardımıyla orta kuyumuz var. Orta kuyumuza aktarıyoruz. Orada sıcaklık, nem ve oksijen dengesi var.” diyerek anlattı.
“24 saatte 40 metreküp kadar gaz üretiyor” diyen Küçüksavlı “O gazı da borular yardımıyla özel bir balona aktarıyoruz. Oradan da 24 saat içinde biyofermantik gübre çıkıyor. Normalde bu gübrenin bitkiere zarar vermemesi için 2 yıl güneşin altında yanması gerekiyor.” dedi. Gübrenin dönüşümünü Küçüksavlı “Biz bunu 24 saat içerisinde o toprak üzerinde yanandan, mineral dengesi zengin bir hale dönüştürüyoruz. Ondan sonra bu gübreyi değerlendiriyoruz. Kimyasal gübre kullanımını azaltıyoruz.” sözleriyle ifade etti.“Toprağın mineral ve potasyum dengesini zenginleştiriyoruz. Büyük bir kuraklık söz konusu. Bu kuraklığın da bir nevi önüne geçmiş oluyoruz. Çünkü toprağın su dengesini de sağlıyoruz. Otomasyonlu sistemle çalışıyoruz. Elde ettiğimiz biyogazı mutfakta, ısınmada kullanıyoruz.” şeklinde konuştu. Sözlerinin sonunda Küçüksavlı “Bölgede çok tezek var. Bu sistem sadece mutfak tüpü ve ısınmak için kullanılabilecek bir sistem değil. Etrafımdan bunu kurmamı isteyenler var ama anlamadıkları nokta bir evin ısınması için kullanırsanız 10- 13 senede anca kendisini amorti eder.” dedi.