İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla Erzurum'da düzenlenen "Halk Buluşması"nda gerginlik yaşandı.
Yaralanan kişiler oldu. İmamoğlu Valiyle sert konuştu. Süleyman soylu açıklamada bulundu
Tüm detayları gorsele tklayın ve diğer sayfamıza geçerek okuuyunuz
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla Erzurum'da düzenlenen "Halk Buluşması"nda gerginlik yaşandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun olaylarla ilgili Erzurum Valisi Okay Memiş ile yaptığı telefon görüşmesindeki üslubu büyük tepki çekti.
"DUA ET Kİ BEN BÖYLE KONUŞUYORUM"
İmamoğlu, telefonda Vali Memiş'e, "Erzurum adına kınıyorum. Dadaş adına kınıyorum. Beni daha yorma. Bana tedbirleri aldık ama üzgünüm derseniz, bunları söylerim size. Ama ben tedbirleri almadım, gereğini yapacağım... Ağır mı konuşuyorum. Sen dua et ki ben böyle konuşuyorum" dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Erzurum mitinginde yaşananlar olayların ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik sosyal medya hesabından sert bir paylaşımda bulundu. Bakan Soylu, İmamoğlu'na "Kendisi provokatördür" dedi.
TAŞLI SALDIRI DÜZENLENDİ
Miting alanının hemen yanında toplanan bir grup İmamoğlu’nun bulunduğu otobüse ve alandaki vatandaşlara taş ve yanlarında getirdikleri bazı cisimleri fırlatmaya başladı. Saldırı sonrası bazı vatandaşlar yaralandı.
İMAMOĞLU POLİSLERE SESLENDİ
Yaşananlar üzerine İmamoğlu, alanda duran polislere seslenerek gruba müdahale etmesini istedi ancak polisler olaya kayıtsız kaldığı iddia edildi
Olayların ardından İmamoğlu şu ifadeleri kullandı;
*Bir avuç insan, ne yazık ki kalplerini buzla kaplatmış olabilir. Siz onlara asla aldırış etmeyin. Onlar bu yaptıklarına pişman olacaklar.
*Onlar bir süre son pişman olacaklar. Bize sevgi, barış, huzur, bolluk, bereket sözleri düşüyor. Siz bunları konuşun.
*Olayları seyreden polisler biz de sizleri seyrediyoruz. Bu şehrin valisi, emniyet müdürü biz de sizi seyrediyoruz.
*Polisler burada yaralanan vatandaşlar var siz seyrediyorsunuz. Erzurum valisi, Belediye başkanı hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım. İnsanları tahrik ediyorsunuz.
"BU PROVOKASYONU ADIM ADIM NASIL HAZIRLADIĞINI TEK TEK AÇIKLAYACAĞIM"
Bakan Soylu paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Erzurum halkına provokatör diyen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi provokatördür. Bu provokasyonu adım adım nasıl hazırladığını tek tek açıklayacağım."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ÜLKE TV canlı yayınında önemli açıklamalarda bulunuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları:
"BÖYLE BİR ŞEY TÜRK SİYASİ HAYATINDA YOK"
"Mitingin çok üzerindeydi. Bu bir duruştu. Türkiye'nin var olan bütün kazanımlarına sahip çıkma duruşuydu. Başkan Erdoğan'ın 'Dünya 5'ten büyüktür' sözüne bir karşılıktı. Ecevit'e, Erbakan'a, Demirel'e yapılanlara bir itirazdı. ABD'nin ve Avrupa'nın sillesini yemeyen siyasetçi yoktur. Bugün meydanda hepsinin hayallerini gerçekleştiren Tayyip Erdoğan'a sahip çıkan bir millet vardı. Bu ülkede isim kahramanların hayallerini gerçekleştiren Tayyip Erdoğan'a sahip çıkan 1 milyon 750 bin kişi vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız konuşuyor, metrolarda binlerce insan sıraya girmişler, hala arabalarda insanlar geliyor, akın akın meydana geliyorlar. Konuşma bitti anda bile insanlar meydana geliyorlardı. Gelenler kadar, otobüslere sığmayıp geri dönenler var. Bazıları yürüyerek gelmeyi tercih etmişler. Böyle bir şey Türk siyasi hayatında yok. Türkiye siyasi hayatının en kalabalık mitingi gerçekleşti. Bu büyük bir sahipleniş. Tayyip Erdoğan'a, Türkiye'nin geleceğine."
"TÜRKİYE'Yİ LGBT'YE TAŞIMAK İÇİN ADETA ANT İÇMİŞLER"
"Her şey açık. Bu seçimin özelliği şu herkes rolünü açık oynuyor. Hiç kimse rolünü gizlemiyor. Karşı taraf aslında neyi murad ettiğini oynuyor. Türkiye'nin gözüne baka baka LGBT diyorlar. (DER SPİEGEL) Bu başlık seçimden 1 hafta önce neyi ifade ediyor? Taht kırık, hilal kırık... 21 Şubat 1927 Atatürk için 'Diktatör'... 1911, Atatürk için'Bıyıklı diktatör' kapağı. Yine New York Times, 'Hırçın Türkiye Başkanı' (Turgut Özal). Böyle birçok başlığın olduğu, Türkiye'ye dışarıdan müdahale eden bir aklın olduğu seçime gidiyoruz. Bir taraftan tutsaklar serbest bırakılacak mesajı geliyor, Apo ile Selo'yu serbest bırakacağız. Kandil bir şey söylüyor, pas atıyor, burası anında cevap veriyor. Türkiye'yi LGBT'ye taşımak için adeta ant içmişler. O kadar çok bu konularda kendilerine ait daha önce planlanmış adımlarla hareket ediyorlar ve o kadar netler ki hiç kimse umurlarında değil."
"BİDEN'IN 'BU SEFER DARBEYLE DEĞİL, SEÇİMLE' AÇIKLAMASINI HAFİFE ALMAMAK LAZIM"
"Türkiye küresel egemenliğin şu anda en büyük çarpışma alanı. Birinci çarpışma alanı burası. Çünkü diğerlerine nüfuz edebilmek burayı ele geçirebilmeleri lazım. Biden'ın 2019'da söylediği cümleleri hafife almamak lazım. Diyor ki, 'Bu sefer darbeyle değil, seçimle..." Tayyip Erdoğan'ın yaptığı en büyük devrim nedir diye sorarsanız '1960 sonrası kurulan sistemi tasfiye etti.' Tayyip Erdoğan'ın elini milyon kere öpmek lazım. Ben çok endişeliyim. Darbe başarısız oldu ve Türkiye darbeye karşı alarm halinde. 1915 Çanakkale Savaşı... Düşmanı sokmadık. 2 sene sonra 50 kilometre kadar ellerini kollarını sallayarak gelmediler mi? 15 Temmuz bir işgal hareketidir. Tekrar söylüyorum Tayyip Erdoğan'ın en büyük devrimi '1960'dan sonra ortaya çıkan sistemi tasfiye etmesidir." Düşünsenize bizim son 2 yılda faili meçhul cinayetimiz yok. Türkiye batının oluşturduğu kurumları tasfiye etmiştir. Burada birkaç istisna var. Bu da o kurumdan değil, kurumu yönetenlerden kaynaklanıyor. Bazı basın kuruluşları batı ne diyecek diyerek hareket ederdi. Eskiden büyükelçiler Türkiye hakkında bir laf söylerken herkes alarm olurdu, şimdi ABD Başkanı bir şey söylediği zaman Türkiye sallanıyor. Türkiye Tayyip Erdoğan ile birlikte bu noktaya geldi. Biraz önce söz verdiğim ve gidemediğim Balkan Derneği'ne gittik. Biz bir şey söylemedik 2 bin kişi toplanmış. İnsanlar orada. Çıktım hala oradalar. İnsanlar şunu göstermek istiyor 'Biz buradayız, bizim yerimiz burada'... Ben bunu gezi olayları sonrası Cumhurbaşkanımızın Ankara'ya gelişinde gördüm. Fas'tan döndü, Mersin'e gitti, Mersin'den Ankara'ya geldi. Orada çoluk, çocuk, aile bayraklarla birlikte bir yere koşuyorlar. Bir şeyi söylüyor insanlar bu ülke bu devlet birçok sorunla karşılaşmasına rağmen reis tekneyi karaya çıkardı, batırmadı. İnsanlar kendi geleceklerine ve geçmişlerine sahip çıkıyorlar.
"KANDİL BENDEN FAZLA AÇIKLAMA YAPIYOR"
"Eğer Batı'nın etkisi olan o ajan ve sızma dediğimiz unsurların tamamı ülke içerisinde olsaydı bunlarla başa çıkabilir miydik? Bir takım provokasyonlar, cinayetler yaşanacaktı. Türkiye'nin gündemini meşgul etmek için. Bunların hiçbiri yaşanmıyor artık. Türkiye terörle mücadelede farklı bir şeyler karşılaşmıyor. Cumhur İttifakı'nın bileşenleri bu medeniyet neyi ifade ediyorsa, Mescid-i Aksa, Buhara, Mescid-i Nebevi... Bu medeniyetin tamamını içeriyor Cumhur İttifakı. Bunu görüyor millet. Öbür ittifak neyi vaat ediyor peki? Kumar masası, diktatörlük, kumara dayandırdığı al ver tavrını vaat ediyor. Bunlar Amerika'nın çocukları. ABD burada kamu kurum ve kuruluşlarında yeterli sızma yapamadığı için bunu siyasi partilerle yapıyor. Kandil benden daha fazla açıklama yapıyor. Bir otobüsü eksik. Cemil Bayık'tan, Duran Kalkan'a kadar her biri. Sadece onlar değil, alttakiler de açıklama yapmaya başladı. Afrin'i özgürleştireceğiz, özerkliği ilan edeceğiz diyorlar. Şimdi burada vatandaş bunu görüyor. Milletimiz bunu görüyor. Gençler de bunu görüyor. Gençlerde de ciddi bir şekilde AK Parti'ye yöneliş var. Çünkü karşı taraftaki düzensizliği, nizamsızlığı, ahenksizliği, kakafoniyi, kaos yapısını çok net bir şekilde görüyorlar."
"AKŞENER MİLLETÇİYDİ ŞİMDİ PKK İLE AYNI YERDE DURUYOR"
"Bakın 15 Temmuz darbe girişimi, pandemi, 6 Şubat Depremi, seller, Ukrayna-Rusya savaşı, terör devleti saldırıları... Hepsiyle karşı karşıya kaldık. Parlamenter sistemde kalsak bir gün hükümeti tutmazlardı. Cumhur İttifakı tam değerler ittifakıdır. Meral Akşener neyi ifade ediyor? Milletçiydi şimdi PKK ile aynı yerde duruyor. Masaya kumar masası dedin sonra tekrar geri geldin. Söylediği sözde şu 'Ben seçimin sonuna kadar ağzımı kapatıyorum' dedi. Demek ki seçimden sonra başka sorunlar açılacak Türkiye'de. Türkiye koalisyonların zararını hep beraber yaşadı. Çünkü Batı o koalisyonlardan birine çomağı sokar ve o koalisyonu dağıtır."
"CHP'DE 15 MAYIS'TA YENİ BİR TASFİYE GERÇEKLEŞECEK"
"1989'lardaydı. Garaj Operasyonu vardı. CHP içerisinde bu mücadele hep sürer. O gün operasyonu yapanlar bugünkü CHP'yi yönetenlere Türkiye'nin ali menfaatlerine bağlı görmezler. Olay bu kadar açık. Bunlara CHP devredilemez derler. Ve onları tasfiye etmişlerdir. O tasfiye edilen grup, o operasyonları yapan grupları tasfiye etmiştir. CHP'de 15 Mayıs'ta Allah'ın izniyle yeni bir tasfiye gerçekleşecek. Benim kanaatime göre yeniden CHP'yi kendi siyasi çizgisine dönüştürecekler. 4-11 Eylül'de Sivas Kongresi var ve 11 Eylül'de kararlar açıklanıyor. Neticede o heyetten 2 karar tartışılıyor. Birincisi ABD'nin manda ve himayesini kabul etmemiz lazım. İkincisi de diyor ki elimizi versek kolumuzu kurtaramayız. Şartlar çok sıkışık. Oradan 2 karar çıkıyor. Milletin geleceğini milletin kararı kurtarır ve manda ve himaye kabul edilemez. O günkü mandacıları kabul eden zihniyet bugün CHP'yi işgal etmişler. Çok net bir durum bu. Amerikan mandacıları CHP'yi işgal etmişler. Türkiye'ye bir manda ve Amerikan güzergahı çizmişler."