Kanal D'nin sevilen dizisi 'Camdaki Kız'da 'Rafet Koroğlu'nun eşi 'Gülcihan' karakteriyle izleyi karşısına çıkan Devrim Yakut bütün sevenlerini üzdü. Yaşananlar herkesi derinden üzdü.
Detaylar bir diğer sayfada. Gorsele dokunarak ilerleyiniz.
Kanal D'nin sevilen dizisi 'Camdaki Kız'da 'Rafet Koroğlu'nun eşi 'Gülcihan' karakteriyle izleyici karşısına çıkan Devrim Yakut, meslektaşı Ahmet Mümtaz Taylan'ın sunumuyla NTV'de yayınlanan 'Empati' programına konuk oldu. Eşi Alper Kut ile kısa süre sonra aynı hastalığa yakalanan usta oyuncu, yaşadıkları zorlu süreç hakkında konuştu.
Devrim Yakut, geçtiğimiz nisan ayında yaşadığı ciddi sağlık sorunu nedeniyle 'Camdaki Kız' dizisine iki hafta ara vermek zorunda kalmıştı. Gülcihan Koroğlu karakteri, senaryo gereği Van'daki hasta amcasının yanına gitmişti. Bu süreçte hastanede tedavi gördüğü ortaya çıkan 53 yaşındaki oyuncu, sağlığına kavuşup sete dönmüştü.
Beynine pıhtı attığını açıklayan Yakut, 4 Mayıs'ta sosyal medya hesabından sevenlerine şöyle seslenmişti:
Basında çıkan hastalık haberleri üzerine telefonum neredeyse susmadı. Sevginiz ne büyük, ne şanslıyım. Allah bir tekinizin bile teline zeval vermesin. Tam bir ay önce bugün, beynimin talamus bölgesine minnak bir pıhtı attı. Minnacık şey, beni hastanelik etti. Ucuz atlatılmış, mühim bir mesele. İyiyim, çabuk yorulmak ve sağ tarafımda yaygın uyuşukluk hissi dışında araz bırakmadı. Doktorumun dediğine göre o da geçecek. Aradınız, sordunuz, iyi enerjiler, dualar yolladınız. Hepinizin o güzel kalplerinize minnettarım. Hepinizi sevgimle kucaklarım. Sağlıklı, şahane günlerimiz olsun.
Ünlü oyuncu, hastalığını ilk kez Empati programında anlattı: Bir anda hayatımız değişti! Sabah evden normal çıktım, döndüğümde eşim Alper konuşamıyordu ve yazamıyordu.
Beyindeki konuşma merkezine pıhtı attığı için konuşmayı ve yazmayı unutmuştu. Tam Alper düzelirken benim ayaklarım uyuştu, sonra ellerim uyuştu, sonra yüzümün yarısı uyuştu. Alper'den çok antrenmanlı olup, mesele üzerine büyük okumalar yaptığım için 'Beynime bir şey oldu, benim doktora gitmem lazım' dedim. Kendime küçük bir çanta yaptım, Alper'i uyandırdım ve 'Hastaneye gitmem gerekiyor, sanırım benim beynime pıhtı attı' dedim.
Bu kadar emindim ve yanılmadım. Gerçekten öyle oldu. Bu sefer başka bir zorlu süreç başladı. Günün sonunda Alper de ben de şunu düşünüyoruz; Hayat bize ikinci bir şans verdi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ölebileceğimi hiç düşünmedim. Umudumu hiç kaybetmedim.