Güncel
29 Ocak 2022 ( 2398 izlenme )

Buz gibi bir günde hızlı hızlı yürürken


Buz gibi bir günde hızlı hızlı yürürken, birden ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm…


Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım.. Üç dolar çıktı.. Bir de buruşmuş, sararmış, eskimiş mektup…

Belli ki yıllardır, o cüzdanın içinde duruyordu. Zarf öylesine harap olmuştu ki. Sadece tepedeki “İade” adresi okunabiliyordu. Mektuba bir göz attım. Bir ipucu bulma ümidi ile.. Birden tarihi gördüm.. 1924… Mektup nerdeyse 60 yıl önce yazılmış. El yazısı belli, bir kadına ait.. Sol köşeye bir çiçek resmi çizilmiş.


– “Michael Goldstein harika bir insandı. Eger bulabilirseniz ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep..”Bir ufak sessizlik.. Bir derin nefes daha.. “Ve onu hep sevdim..”İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden.. “..Ve hiç evlenmedim… Michael gibi birisini bulamadım ki..”Hannah’a teşekkür edip odadan çıktım. Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız :– “Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size?” dedi..– “Hiç değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim” dedim..Cüzdanı elimde sallayarak..O sırada yanımda dikilip duran hademe bağırdı..– “Hey baksana.. Bu Bay Michael’in cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten.. Üç kere ben buldum, koridorlarda..”Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım tekrar asansöre.. Michael yatmamıştı.. Okuma odasında kitap okuyordu.. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi.. Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle :

– “Evet bu benim cüzdanım” dedi…– “Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş olmalıyım.. Size teşekkür borçluyum..”– “Hiçbirsey borçlu değilsiniz” dedim..– “Ama özür dilerim.. İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum…”– “Mektubu mu okudun?..”– “Sadece okumakla kalmadım.. Hannah’ı da buldum..”– “Buldun mu?.. Nerde?.. İyi mi?.. Hala eskisi gibi güzel mi.. Söyle, lütfen söyle..”– “Çok iyi.. Hem de harika” dedim, yavaşça..– “Bana onun telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım..” Elime sımsıkı sarıldı..– “O benim tek aşkımdı.. Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti.”– “Bay Goldstein” dedim.. “Gelin benimle..”Asansörle üçüncü kata indik… Odanın kapısı açıktı. Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu… Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu…– “Hannah” dedi.. “Bu bayı tanıyor musun?..”Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden..– “Michael” dedi, Michael, kapıda, kısık sesle..– “Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?..” “Michael” diye yutkundu : Hannah..

 “İnanmıyorum.. Bu sensin.. Benim Michael’im..”Michael Hannah’a doğru yürüdü yavaşça.. Sarıldılar. Hemşire hıçkırıklar içinde koridora attı kendini…– “İşte Tanrının sevgisi de bu” dedim.. “Olacaksa.. Olur..”Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar. Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim?..Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı… Huzurevi onlara, bir minik daire tahsis etti…Eğer 76 yaşında bir gelinle 79 yaşındaki bir damadı, 16 yaşında bir kız, 19 yaşında bir delikanlı havasında görmek isterseniz, orayı ziyaret etmeniz gerek.

Bunlar da İlginizi Çekebilir